İHD’den ‘Kürt meselesinin çözümü’ konferansı

  • 11:47 16 Mart 2024
  • Güncel
AMED - İHD’nin düzenlediği ve 2 gün sürecek “Kürt meselesinin çözümü ve barış” konferansının açılış konuşmasında Kürt sorununun çözümünde önemli bir aktör olan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları ile görüşmesi gerektiği vurgulanırken, cezaevinden mesaj gönderen tutsak siyasetçi Ayla Akat Ata, “Bir gün mutlaka amacımıza ulaşacağız” dedi. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed’de "Kürt meselesinin çözümü ve barış" konulu iki gün sürecek konferans düzenliyor. Konferansa İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, İHD yöneticileri, siyasi parti temsilcileri, aydın, yazar ve gazeteciler, kadın örgütleri ve çok sayıda sivil toplum örgütü katıldı. 
 
Açılış konuşmasını İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban ile İHD Amed Şube Başkanı Ercan Yılmaz yaptı.
 
Ercan, ilk olarak program hakkında bilgi verdi ve Halepçe katliamına değindi.
 
‘Abdullah Öcalan önündeki engeller kaldırılmalı’
 
Ardından konuşan Hüseyin Küçükbalaban, İHD’nin kuruluş amacını belirterek, barışın ekmek kadar, su kadar önemli olduğunu söyledi. Hüseyin, “Barışın ne kadar önemli olduğunu bilen bir örgütüz. Barışı savunmak bir insan hakkıdır. Biliyoruz ki insan arasındaki her türlü ayrımcılık hakların gasplarını oluşturmaktır. Kırk yıldır süren savaş politikaları çatışmaları, ayrımcılığı derinleştiriyor. Çözüm diyalog ve müzakeredir, çatışmalı ortam değildir. Savaş halklara vergi ve yoksulluk olarak geri dönmektedir. Kürt meselesi açısından önemli bir aktör olan Abdullah Öcalan’ın aile ve avukatlarıyla görüşmesi önündeki engeller kaldırılmalıdır. Hepimizin barışa ihtiyacı var. İki günlük konferansta ne kadar barışa ihtiyacımız olduğunu konuşacağız. Israrla barış diyoruz ve 2024 yılı Newroz ateşinin barışa vesile olmasını diliyorum” dedi.
 
Açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. Konferansın, “Dünyada çatışma çözümü ve barış süreçleri deneyimlerine” ilişkin oturumun moderatörlüğünü Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç yaptı.
 
Leyla Zana’dan mesaj
 
Konferansa katılamayan Leyla Zana’nın kısa mesajı okundu. Mesajda, “Değerli dostlar, sevgili arkadaşlar, Bu önemli buluşmada sizlerle birlikte olmak isterdim ancak ilk davet edildiğim zaman da belirttiğim gibi Mart ayı özellikle Kürtler açısından planlamaların kolay öngörülebildiği bir ay değil. Kürtler bir taraftan Newroz’u karşılamanın coşkusunu yaşarken diğer yandan kabuk bağlamamış, derin yaramız Halepçe’nin kavurucu acısını yaşıyor. Bir yandan acılarımız diğer yandan umutlarımız tazeleniyor. Tüm bu gündemlere Kürtlerin ve kadınların iradeleri açısından çok önemli bir seçim yoğunluğu da eklenince ne yazık ki sizlerle buluşamadık. Anlayışla karşılamanızı umuyorum. Başta İHD genel merkezi olmak üzere, yıllardır bin bir zorluğu göğüsleyerek insan hakları mücadelesi veren, bunun için ısrarlı bir duruşa sahip olan tüm yaşam hakkı savunucularını, bu konferansın emektarlarını ve katılımcıları sevgi ve saygıyla selamlıyorum. 21 Mart’ta Diyarbakır Newroz alanında buluşmak dileğiyle. Dostluk ve dayanışma duygularımla” denildi.
 
Ardından tutsak siyasetçi Ayla Akat Ata’nın mesajı okundu. Ayla mesajında şöyle dedi: 
 
“Öncelikle konferansın yerinde ve zamanında yapılıyor olmasından duyduğum heyecanla emeği geçen tüm insan hakları savunucularına teşekkür ediyorum. İHD’yi hayatımın 2’nci üniversitesi olarak gören ve kattıklarıyla bugünkü gerçekliği yaşayan bir aktivist, bir üyeniz olarak duygu ve düşüncede sizlerle o salonda olduğumu bilmenizi isterim.
 
‘İHD bir bedel örgütüdür’
 
Yazık ki çatışma, savaş, şiddet temelinde değil; barış için mücadele etmenin suç sayıldığı kara günlerden geçiyoruz. İHD bu anlamda bir bedel örgütüdür. Aramızda olan olmayan tüm arkadaşların emeğiyle bugün varız. Bir gün mutlaka amacımıza ulaşacağız. İnanıyoruz ve hala emek veriyoruz ve cezaevinde de olsak örgütlüyoruz. Demokratik çözüm ve barış mücadelemizi 90’ların karanlığında başlayarak bilinir ve görünür olanın yanında bilinmeyen ve görünmeyenin de farkında olarak ödediği bedellerle büyük değerler yaratan halklarımıza bir borç olarak görüyorum. Tabi ki dünyada şiddetin yaşandığı tek coğrafya bizim coğrafyamız değil. Çatışma çözüm noktasında deneyimler çok önemli ve kıymetlidir. Kendini bilmek kadar bugüne kadar yaşanılan ve yaşatılanları da bilmek dünyanın hangi coğrafyasında olursa olsun önemlidir. Kendi çözümümüz için kendi barışımız için bileceğiz ve anlayacağız. Ama kendi özgünlüklerimizin farkında olarak, kendi halklarımızın hassasiyetini gözeterek yok saymadan süreci toplumsallaştırarak bir daha geri dönülmesi mümkün olmayacak şekilde yararlanacağız. Örgütleyeceğiz. Bu duygularla bütün katılımcıları saygıyla selamlıyorum.”
 
‘9 bin Filistinli tutuklu’
 
İlk oturumda söz alan Avrupa’daki Filistinli Topluluklar ve Örgütler Birliği Başkanı George Rashmawi, Filistin insanlarının yaşadıklarını unutamayacaklarını söyledi. Filistinlilerin büyük katliamlarla karşı karşıya kaldığını belirten George, “Çocuklar, kadınlar, yaşlılar hedef alınmıştı. Gazze’de yoğun füze kullanımı ve yasaklı fosfor kullanımı yoğun bir şekilde kullanıldı. Bunların hareketlerini 7 Ekim tarihindeki saldırılara dayanmaktadır. Yüzlerce kadın ve çocukların yakalanması 7 Ekim ile ilişkilendirilebilir mi? Şu an 9 bin kişi tutuklu. Hastanedeki bebeklerin öldürülme ve temel ihtiyaçlarının giderilmemesi savunma olarak tanımlanabilir mi? Bu orantısız güç kullanımı uluslararası güçlerin ekonomik desteği ile sağlanmaktadır. Filistinli insanlar tek devletli çözüme karşı çıkmaktadırlar. Çocukların ölümlerine karşılar” dedi.
 
‘Boykota sevk edilmeli’
 
30 yıl önce iki devletli çözümün önerildiğini ve bunun işgal ile sonuçlandığını ifade eden George, bu çözümün uygulanmasının uluslararası güçler tarafından sağlanmadığını ifade etti. Kolonyalist bakış açısının hakim olduğunu kaydeden George, bunun en ağır katliamlarla sonuçlandığını söyledi. George, “İsrail’in uluslararası yasalara uyması gerekiyor. Filistin’le uluslararası dayanışma gücünü artırmak gerekiyor. İsrail’e daha fazla baskıyı artırmak için gösterileri ve protestoları organize etmeliyiz. Özellikle Amerika ve İsrail elçilikleri önünde protestolar yapmalıyız. AP’ye mektuplar göndermeliyiz. Onların saldırılarına karşı duruş sergilemeliyiz. Filistin’de yaşananlarla ilgili kısa videoların oluşturulması gerekiyor. İsrail ve Avrupa’daki ülkelerle pazarlık içinde olan ülkelerin boykota sevk edilmeleri gerekir. Birlikte özgürlük, barış ve özgür Filistin’i sağlayabiliriz” şeklinde konuştu.
 
Dini grupların önemine değinildi
 
Ardından söz alan Demokrasi, Barış ev Alternatif Politikalar Araştırmalar Derneği’nden (DEMOS) Ferda Fahrioğlu Akın, “Yerel aktörlerden dini grupların barış inşasındaki rolleri” başlıklı sunumunu yaptı. Barıştan bahsedilince dini grupların önemine işaret eden Ferda, yaptığı tez çalışmasındaki mikro çatışmalara değindi.
 
Konferans, “Ortadoğu’da barış ve Kürt meselesinin demokratik çözümü” ve “Cumhuriyetin 2’nci yüzyılında Türkiye’de yeni bir barış süreci mümkün mü?” oturumları ile devam ediyor.