Amed’den seslendiler: 5 bin yıldır tarih yazıyoruz!

  • 12:56 8 Mart 2024
  • Güncel
 
AMED - Amed’de 8 Mart mitinginde kadınlara seslenen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Kadınların mücadelesi oldukça, örgütlü gücü oldukça ne Türkiye’de, ne Kürdistan’da ne de Orta Doğu’da hiçbir otoriter erkek rejimin bizleri yenmeye gücü yetmeyecektir. Kadınlar başaracak, bizler başaracağız” dedi. 
 
Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) öncülüğünde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı Amed İstasyon Meydanı’nda “Jin jiyan azadî ile özgürlüğe doğru” şiarıyla miting düzenlendi. Miting alanına “Jina azad zimanê azad”, “Savaşlara sömürüye, doğa ve kadın kırımına karşı alanlardayız”, “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizim”, “Mücadelede kararlı özgürlükte ısrarlıyız”, “Bi nêrîna jinan cihan ronîtir dibe” ve “Bijî piştgiriya jinan” pankartları ile sarı, kırmızı, yeşil, beyaz, mor, mavi flamalar asılırken, kadınlar mitinge ulusal kıyafetleri ile katıldı. Mitingde zılgıtlar ve “Jin jiyan azadî” bir an olsun dinmedi. 
 
Katılımcılar
 
Mitinge Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Tevgera Jinên Azad (TJA), DEM Parti milletvekilleri, DEM Parti Belediye eşbaşkan adayları, Adalet Nöbeti tutan anneler, Barış Anneleri Meclisi, Rosa Kadın Derneği, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve yüzlerce kadın katıldı. 
 
Kadınlar yürüyüşle alana girdi
 
Kadınlar Ofis semtinde bulunan Hazal Park’ta bir araya gelerek alana kortej şeklinde giriş yaptı. “Bizim devrimimiz kadın devrimidir” ve “Jin jiyan azadî” pankartları ve “Kadın cinayetleri politiktir”, “Bê ziman jiyan nabe” sloganları ile yürüyen kadınlar zılgıtlar çekti. Yürüyüşün öncülüğünü ise Adalet Nöbeti eylemcisi kadınlar yaptı. Kadınların alana girişi sonrası program başladı.
 
‘Baş eğmeyen kadınlara selam olsun’
 
Miting Tertip Komitesi adına konuşan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Eşbaşkanı Sultan Yaray, sözlerine tutsak kadınları selamlayarak başladı. Sultan, "Yüzyıldır Kürt halkı inkar ediliyor, yok edilmek isteniyor ve bu ilk olarak Kürt dilinden başlıyor. Bunu belediyelerimize atanan kayyımlardan da gördük. Kayyımlar ilk olarak kadın ve dil alanlarına saldırdı. Herkes bilsin ki Kürtler var, dilleri var ve coğrafyasında yaşıyor. Köleliği kabul etmiyoruz” dedi.
 
Sultan’dan sonra Barış Anneleri Meclisi adına konuşan Mürüvvet Demir, cezaevinde olan ve açlık grevine giren tutsakları selamladı. Mürüvvet, barışta ısrarcı olduklarının altını çizdi.
 
Kaybettirilen kadınların ismi sayıldı
 
Cumartesi Anneleri adına konuşan Besna Tosun da 29 yıldır kayıpları için mücadele eden anneleri ve kayıp yakınlarını selamladı. Besna, “Kaybedilen evlatları için tek bir adım dahi geri atmayan Cumartesi Anneleri adına hepinizi selamlıyorum” diyerek gözaltında işkence ile kaybettirilen kadınların ismini tek tek saydı. Besna, devletin bu durum ile yüzleşmesi ve hesap vermesi gerektiğine dikkat çekti.
 
Halise Aksoy’dan mesaj
 
Ardından Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan, cenazesi kargo ile teslim edilen Agit İpek’in annesi  Halise Aksoy’un mitinge gönderdiği 8 Mart mesajı okundu. Halise’nin mesajı şöyle: “Hepinizin 8 Mart’ını kutluyorum ve bu yılın barış, kardeşlik getirmesini diliyorum. Evet yanınızda değiliz ama ruhumuz yanınızda. Suçsuz yere bir yıldır cezaevindeyim. Benim suçum oğlumun kemiklerine sahip çıkmak ve tüm dünyaya haykırmak oldu. Yaptıklarının hiçbir hukukta yeri yoktur. Tüm dünya haykırışımı duydu. Buradan yine dünyaya haykırıyorum ve sesimi duyuruyorum. Bu ülkede hak, hukuk yok, oğlumu parçalayıp, kutuya koyup bana kargo ile gönderenler görevindeler fakat ben cezaevindeyim. Hukuksuzluk yapanlar dışarıda. Ne kadar korkarsak o kadar üzerimize gelirler, korkmuyoruz diyorum ve sizi selamlıyorum.”
 
‘Barışı biz kadınlar getireceğiz’
 
Sonrasında Amed büyükşehir ve ilçe belediye eşbaşkan adayları sahneye çıkarak kadınları selamladı. Aday kadınlar adına konuşan Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkan Adayı Serra Bucak, Barış Anneleri’ni ve alandaki kadınları selamladı. Direnişi beyaz tülbentli annelerden öğrendiklerini dile getiren Serra, “Biz bu kadın örgütlülüğü ve mücadelesini kadın yoldaşlarımıza borçluyuz. Kandıra’ya, Sincan'a selam olsun. O zindanların kapısı açılacak. Onların yeri bizim yanımızdır. Emin olun inanın, erkek egemen zihniyete inat bu topraklara barışı getireceğiz. Biz kadınlar getireceğiz. Bu yerel seçimlerden en güçlü oy oranı ile kazanacağız. Erk anlayışa ve kayyımlara karşı en güzel cevabı Amed verecek. 8 yıllık vesayet en çok kadın kazanımlarımız hedef alındı. Biz yeniden kadın merkezleri açmaya geliyoruz. Bu seçimde kadınlar büyük rol ve misyon sahibidir. Var olsun Amed, var olsun Amedli kadınlar” şeklinde konuştu.
 
‘Barışın yolu Sayın Öcalan’dan geçiyor’
 
TJA adına konuşma yapan DEM Parti Amed Milletvekili Adalet Kaya ise, dünya üzerinde onurları için başkaldıran ve direnen kadınları selamladı. Adalet, şu ifadeleri kullandı: “Despot rejimler tarafından katledilen, tecavüz edilen ve tacize uğrayan kadınları anıyorum. İran’da kadınlar katlediliyor. Türk istihbaratı eliyle de Başûr’da Kürt kadınlar katlediliyor. Buradan çağrımızdır; bir an önce bu kirli politikalardan vazgeçin. Bizler asla bu egemenliğe izin vermemeliyiz. Yurtsever halkımız özel savaş politikalarına müsaade etmemelidir. Cezaevlerinde 104 gündür açlık grevini sürdüren arkadaşlarımızı selamlıyorum. Biz kadınlar olarak barışın yolunu aydınlık buluyor ve Sayın Abdullah Öcalan'dan geçtiğini biliyoruz. Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğü sağlanmalıdır. Bizi görmeyen, yok sayan sisteme karşı başkaldıracağız. Özel savaş politikalarıyla, kayyımlarla kentlerimiz talan ediliyor ve kültür kırımı uygulanıyor. Kürt’ün kalbi olan Amed kentinde daha çok örgütlenip sokaklarda olacağız. Kadın örgütlü mücadelesini büyüteceğiz.”
 
‘Hayatı yeniden inşa etmek zorundayız’
 
Ardından söz alan KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, cinsiyet eşitsizliğini işyerlerinde, tarlalarda, cezaevlerinde her yerde deneyimlediklerini söyledi. Faşist sağ iktidarların kadınlara dönük saldırılarına karşı ne emek verdikleri alanlardan, ne sokaklardan vazgeçtiklerini kaydeden Ayfer, “Cezaevlerindeki işkence, tecride karşı kadınlar olarak her yerde direnişteyiz. Emeğimizin görünür olabilmesi için hayatı yeniden inşa etmek zorundayız” dedi.
 
‘5 bin yıldır da tarih yazıyoruz’
 
Son olarak konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, kadınları selamlayarak sözlerine başladı. Kadınların 5 bin yıldır erkek egemen sistem tarafından sömürüldüğüne dikkat çeken Tülay, “Ama aynı zamanda biz kadınlar 5 bin yıldır bir tarihi mücadeleye imza attık boyun eğmedik. Emeğimiz sömürüldü, şiddet gördük, katledildik boyun eğmedik. Eşbaşkanlık sistemimize saldırıldı ama asla boyun eğmedik. 8 Mart’ın tarihinde New Yorklu dokuma işçisi 129 kadın eşit işe eşit ücret için verdikleri mücadelede patron devlet el ele vererek onların bedenini ateşe verdi. Kadınların külleriyle yazıldı 8 Mart tarihi. Selam olsun bedel ödeyen kadınlara, selam olsun külleriyle 8 Mart tarihini yazıp bizlere armağan edenlere” sözlerine yer verdi.
 
‘Kürdistan’dan Türkiye’ye el ele örgütlü mücadele’
 
Kadınların yaşamın her yerinde baskılara ve katliamlara, şiddete maruz kaldığına işaret eden Tülay, “Hala Gülistan Doku nerede diyoruz ama yok. Hatırlayacaksınız Fatma Altınmakas’ı. Eşinden şiddet gördüğü için şikâyette bulundu ama Kürtçe verebildi ifadesini, Türkçe tercüman bulunamadığı için tercüme edilemediği için evine geri gönderildi ve katledildi. Yine İpek Er. Bir asker tarafından katledildi, Kürdistan’da kadınlara dönük yürütülen özel harp politikasını burada Amed Meydanı’nda bütün kadınlar olarak hep birlikte boşa çıkarmak için ‘Kadın, yaşam, özgürlük/Jin jiyan azadî’ sloganını haykıralım hep birlikte. Biz kadınlar yaşam hakkımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Biz kadınlar özel olarak yetiştirilip, özel harp politikası olarak Kürdistan’da uygulanmak istenen siyasete boyun eğmeyeceğiz. Bunun için İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya devam edeceğiz. 6284 sayılı kanunu savunmaya devam edeceğiz. Elimizden alınmak istenen nafaka hakkımızı asla onlara vermeyecek ve savunmaya devam edeceğiz. Bunun için Kürdistan’dan Türkiye’ye kadar el ele örgütlü mücadeleye var mıyız hep beraber?” diye sordu.
 
Tülay, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
 
“Sevgili kadınlar bizler DEM Parti olarak ve birlikte çalıştığımız bütün ortak güçlerle birlikte ‘Eşbaşkanlık mor çizgimizdir’ dedik. Eşbaşkanlık sistemine en büyük saldırı kayyım rejimiyle başlamıştır. Kayyımların en çok saldırdığı alan bizim belediyelerimizdeki kadın politikalarımız olmuştur. Eşbaşkanlık ve eşit temsiliyeti tartışmaya açmaya kalktılar, biz kadınlar izin vermedik, izin vermeyeceğiz. Şu anda Kürdistan ve Türkiye’de tam 5 bin kadın eşbaşkan adayımız var. Türkiye’de hiçbir parti bunu gerçekleştirmemiştir. Bunu gerçekleştiren bir parti değil sadece, siz değerli kadınların iradesidir bunu gerçekleştiren.
 
Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır
 
Değerli arkadaşlar, 31 Mart seçimlerinde belediyelerimizi kazandığımızda ki biraz önce burada Amed’in onurlu kadınları eşbaşkan adaylarımız sizleri selamladılar. Amed olarak, kadınlar olarak, kadın eşbaşkanlarımızın etrafında demokratik, kadın özgürlükçü belediye anlayışımızı icra edeceğiz. Kadın bakış açısıyla kadınların rahat edeceği bir şekilde hep beraber inşa edeceğiz. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Çünkü burada kadın meclisleri bu işin garantisidir. Hareket etmeyenler zincirlerinin farkına varamaz Rosa Luxemburglarız, Clara Zetkinleriz, Behice Boranlarıız, Şirin Tekeliyiz bizler. Kürt halkının özgürlük mücadelesini veren, IŞİD’e karşı en güçlü mücadeleyi veren Arîn Mîrkanlar ve Hevrîn Xelefleriz biz. Selam olsun onlara. Binlerce kez selam olsun. İsrail işgaline karşı direnen Şeyda Ebu Xazali’yiz. Kadın cinayetlerini asla unutmayan ve yaşam hakkını savunan kadınlarız biz ve biz küllerinden mücadeleyi yaratan Kürt, Türk, Arap, Êzidî, Ermeni burada sayamadığım birçok halktan kadınlarız.
 
Jîna Mahsa bayrak oldu
 
Sevgili Jîna Eminî’nin sözlerini kulaklarımızda duyar gibiyiz. Dilim döndüğünce onun anadiliyle söylemek istiyorum. Mahsa öldürüldü, hayır Mahsa bayrak oldu, Mahsa her kadının kavgasının bayrağı oldu, her kadının bayrağı oldu. Onun saçı mücadelemizin bayrağı oldu. O ölmedi aramızda ve hep birlikte bizler şu sloganı hep birlikte atarak Jîna Mahsa Aminilerin bayraklaşan saçlarını burada bir kez daha anarak ‘Jin jiyan azadî’ diyelim hep beraber. Kadınların bu mücadelesi oldukça, bu örgütlü gücü oldukça ne Türkiye’de, ne Kürdistan’da ne de Orta Doğu’da hiçbir otoriter erkek rejimin bizleri yenmeye gücü yetmeyecektir. Kadınlar başaracak, bizler başaracağız.”
 
Yapılan konuşmaların ardından miting Koliva ve Jin Ma’nın konserleri ile sona erdi.