İZMİR - ESP İzmir İl Örgütü, tecride karşı cezaevlerinde başlatılan açlık grevine destek amaçlı üç gün süren açlık grevi eylemini düzenledikleri basın toplantısıyla sonlandırdı. Toplantıda, “Kürt halk önderi Öcalan ise çözümün asli muhatabıdır” denildi.

 

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İzmir İl Örgütü ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), cezaevinde tutsakların “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” şiarıyla başlattığı açlık grevine destek amaçlı üç gün sürecek olan açlık grevi eylemini düzenledikleri basın toplantısıyla sonlandırdı. Basın toplantısının yapıldığı salona “Açlık grevine ses ver tecridi parçala” pankartı asılırken sık sık “Biji berxwedana zindanan” sloganları atıldı. Basın toplantısına Barış Anneleri, Adalet Nöbeti direnişçileri, Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (ANYAKAYDER), Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EGETUHAYDER) katıldı. Basın metnini ESP İzmir İl Örgütü yöneticisi Hızır Ali Kılıç okudu.    

 

‘Tutsaklara saldırı aynı zamanda ezilen halklara saldırıdır’

 

Cezaevlerinde siyasi tutsakların başlattığı açlık grevinin 68’inci gününde olduğunu ve tutsak yakınlarının başlatmış olduğu Adalet Nöbeti’nin devam ettiğini hatırlatan Hızır Ali, direnişi büyütmek için ESP olarak birçok kentte açlık grevi ve nöbet eylemleri gerçekleştirdiklerini paylaştı. Hızır Ali, İzmir İl Örgütü olarak başlattığımız 3 günlük destek açlık grevi bu akşam sonlanacak. Cezaevleri, kapitalist sistemin, faşizmin toplumu esir alma, hegemonya kurma hedefli kurumlarıdır. Devrimci mahpuslar ise direnen halkın öncüleri, evlatlarıdır. Tutsaklara saldırı aynı zamanda işçi sınıfının ve ezilen halkların kurtuluş programına, örgütlü mücadelesine saldırıdır. İki gün önce İzmir’de tutsaklarla dayanışma içinde olan dört arkadaşımızın tutuklanmasının sebebi de budur. Hapishanelerde yüzlerce ağır hasta mahpus ölüme terk edilmiş durumdadır” dedi.

 

‘Ölümlerden ATK sorumlu’

 

Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) verdiği raporlar yüzünden cezaevinde yaşamını yitiren tutsakların ölümünden sorumlu olduğunu vurgulayan Hızır Ali, “Cezaevi Gözlem Kurulları ise, örgütlü mücadeleden kopmamış, itirafçılaşmamış tutsakların tahliyelerini keyfi gerekçelerle engellemektedir. Tutsaklar ailelerinin bulunduğu kentlerin çok uzağına sevk edilmekte, bu durum aileler için de doğrudan işkenceye dönüşmektedir. AKP-MHP faşist koalisyonunun yönetme biçimi yeni cezaevleri açmaktır. R, S ve Y tipi cezaevleri yeni saldırı konseptleridir. İktidarın beslendiği siyaset; halklara, emekçilere yıkım, sermayeye rant siyasetidir” diye belirtti.

 

‘Kürt halk önderi Öcalan çözümün asli muhatabıdır’

 

Kürt sorununun, bu coğrafyanın başat sorunu olduğunu dile getiren Hızır Ali, “Sermaye devleti çözümsüzlükten beslenmektedir. Emekçi sınıflar ırkçı, milliyetçi, dinci siyasetle esir alınmaktadır. Kürt düşmanlığı tüm kirli politikaların örtüsü haline getirilmiş durumdadır. Demokrasi ve özgürlüğün kazanılması ancak faşizmin yıkılması ile mümkündür. Bu zorunluluk bulunduğumuz coğrafya açısından somut bir gerçektir. Kürt sorunu bu mücadelenin merkezindedir. Kürt halk önderi Öcalan ise çözümün asli muhatabıdır” diye belirtti.

 

Kamuoyuna çağrı

 

Abdullah Öcalan’ın 25 yıldır tecrit koşullarında olduğunu ve 3 yıldır da dışarıyla tümden iletişiminin kesildiğini ifade eden Hızır Ali, tecridin çözümsüzlük, insan hakları ihlali, savaş ve işgal olduğunu vurgulayarak “Tecrit, tüm emekçi halklar için açlıktır, yoksulluktur, hırsızlıktır, çete düzenidir. Tecride, işkenceye, hak gasplarına, keyfi infaz yakmalara karşı mücadele kesintisiz sürüyor, sürmelidir. Dün, Van ve Kars'tan başlatılan Özgürlük Yürüyüşü'nü selamlıyoruz. Bu yürüyüş, Kürt halkının kendi iradesine sahip çıkmasıdır. Ezilenlerin Sosyalist Partisi olarak özgürlük eylemlerini selamlıyoruz. Bulunduğumuz her yerde bu mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Tüm kamuoyunu duyarlı olmaya, bu onurlu mücadeleye destek vermeye çağırıyoruz” diye konuştu.

 

Basın toplantısı sloganlarla sona erdi.