İlçe ilçe gezip üretiyor ancak kriz onu da vuruyor
- 09:05 2 Mayıs 2022
- Emek/Ekonomi
Şirin Çınar
DERSİM - Dersim’in ilçelerini dolaşıp geleneksel şifacılık ürünlerini yapan ve yaşamını idame ettirmeye çalışan Saniye İldeniz, ekonomik krizle yüz yüze. 7 aydır ev kirasını dahi ödeyemediğini söyleyen Saniye, “Eğer biz de bir şey yapmazsak yoklukla karşı karşıya kalırız” dedi.
AKP-MHP iktidarının tüm kaynakları savaşa aktarmasının sonucu olarak yaşanan ekonomik kriz gün geçtikçe derinleşmeye devam ediyor. Döviz kurlarında yaşanan artıştan kaynaklı su, elektrik, doğalgaz gibi temel ihtiyaç ürünlerine ise fahiş fiyatta zamlar yapılıyor. Yurttaşlar, artan zamlardan kaynaklı geçinemiyor, bu durumdan en çok etkilenenlerin başında ise kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan esnaf kadınlar geliyor. Bu esnaflardan biri de Dersim'de geleneksel şifacılık ve unlu mamulleri yaparak geçimini sağlamaya çalışan Saniye İldeniz.
‘Hem evde hem doğada üretim yapıyorum’
Çocukluğundan itibaren üretime başladığını söyleyen Saniye, “Nakış, dantel, hamur işi vb. her işi yaptım” diyerek birçok işi yaptığını belirtti. Saniye, “Sürekli kendi evimde üretim yapıyordum. Yazın da doğada üretim yapmaya başladım. Şu anda da geleneksel şifacılıkla uğraşıyorum. Bu işe de babaannemin vesilesiyle başladım. Bunun için genelde kendi Dersim yöremize ait bitkileri topluyorum. Geleneksel konserveler yapıyoruz. Çeşitli bitkiler toplayıp kurutuyoruz. Aynı şekilde geleneksel baharatlar yapıyoruz. Köyde cilt hastalıkları ve diğer çeşitli hastalıklar için 70’e yakın doğal sirke yapıyorum. Burada yine aynı şekilde geleneksel ekmekler yapıyorum. Yaptığım ekmekleri ise ekşi mayayla yapıyorum. Çünkü geleneksel olduğu için bunu kullanmayı daha çok tercih ediyorum” diye ifade etti.
Tüm ilçeleri tek tek dolaşıyor
Dersim’de yer alan endemik bitki türlerini tanımak için bütün ilçeleri tek tek dolaştığını ifade eden Saniye, bulundukları köyde yaşayan yurttaşların hemen hemen hepsinin geleneksel şifacılık bilgisine sahip olduğunu söyledi. Yoksulluktan kaynaklı kadınların şifalı bitkilerden çeşitli yemekler de yaptığını dile getiren Saniye, “Büyüklerimiz şifalı bitkilerden yapmış olduğu ürünlerle ekonomik olarak geçimlerini sağlamaya çalışırlardı. Aynı zamanda onlardan da esinlenerek bu işe başladım. Bunun için zamanımın çoğunu köyde geçiriyorum” dedi.
‘Emeğimin karşılığını alamıyorum’
Geleneksel şifacılığın yanı sıra hamur işi de yaptığının altını çizen Saniye, hamur işinden elde ettiği gelirle şifacılık atölyesini büyütmek istediğini kaydetti. Gün geçtikçe derinleşmeye devam eden ekonomik krize de dikkat çeken Saniye, ekonomik krizden kaynaklı maruz kaldığı zorlukları şu sözlerle anlattı: “Her hafta tüpe zam getiriliyor. Sürekli ekmek yaptığımız için aldığım tüp en fazla 5 gün dayanıyor. Daha önce aldığımız tüpü tekrardan aynı fiyata alamıyoruz. Eskiden olsa tamam hamuru yoğurdum ekmeği yaptım derdim. Ama şu anda kullandığım bütün ham maddelere sürekli zam yapılıyor. Bir torba aldığımız unun yerine bir daha bir torba un alıp koyamıyoruz. Kendi iş yerimi işletmeme rağmen kendi emeğimin karşılığını alamıyorum. Mesela yaklaşık 7 aydır kirayı ödeyemiyorum. Tek umudumuz yazın sürümden kazanacak olmamız. Eğer o da olmazsa yıllık kiram dolduğu gibi iş yerimi kapatmak zorunda kalacağım.”
‘Üretmeyen toplumlar yoklukla karşı karşıya kalıyor’
Ekonomik krizin giderilmesi için insanların üretime teşvik edilmesi gerektiğini kaydeden Saniye, “İnsanların üretim ve tüketim konusunda bilinçlendirilmesi lazım” diye belirtti. Saniye, “Burada 10 kişiden 5’i çalışıyor. Ya da bir aileden biri çalışıp 5 kişi bu şekilde geçimini sağlamaya çalışıyor. Üretmeyen toplumlar her zaman yoklukla karşı karşıya kalıyor. Bir karış toprağımız olsa bile onu değerlendirmemiz lazım. Bütün bu sorunlardan sadece siyasetçiler ve politikacılar sorumlu değil. Evet, bir şeyler yaşanıyor fakat bizim de bir şeyler yapmamız lazım. Eğer biz de bir şey yapmazsak yoklukla karşı karşıya kalırız. Toplum olarak bunun farkına varmamız gerekiyor. Bu konuda bilinçli olup neyi nasıl tükettiğimizi de bilmemiz gerekiyor” sözlerine yer verdi.
‘Devrimci bir duygu’
Kadınların kendi ayakları üzerinde durmasının “devrimci bir duygu” olduğunu ifade eden Saniye, son olarak şunları söyledi: “Yıllarca biz kendi annelerimizden yola çıkarak geleneksel yaşadık. Bir kadın kendi ayakları üzerinde durabiliyorsa, kendi parasını kazanıyorsa ve eşinin eline bakmıyorsa kendi devrimini yapmış demektir. Ve işte o zaman kadınlar kendi güneşini doğurmuş olur. Çevremde tanıdığım bütün kadınlar kendi çapında üretiyor. Bu şekilde kazanıyorsunuz ve kendi isteklerinizi alabiliyorsunuz. Örneğin torunuma oyuncak almak için eşime para ver demiyorum. Eskiden çocuklarıma yapamadığımı, şu anda torunlarıma yapıyorum. En azından kendi emeğimden kazandığım parayla onlara bir çikolata dahi olsa alabiliyorum.”