Kadın örgütleri: Taleplerimizi 1 Mayıs’la doruğa çıkarmak istiyoruz
- 09:45 30 Nisan 2022
- Emek/Ekonomi
Marta Sömek
İSTANBUL - 8 Mart ve Newroz’da sergiledikleri direniş ruhuyla 1 Mayıs’a gittiklerini vurgulayan kadın örgütü temsilcileri, “Biz bütün bu taleplerimizi, özlemlerimizi 1 Mayıs’ta, 25 Kasım’da, 8 Mart’ta haykırdık. 1 Mayıs’la doruğa çıkarmak istiyoruz” diyerek, tüm kadınları Maltepe Meydanı’na çağırdı.
2022’ye damga vuran olaylardan biri işçi direnişleri olurken, tüm baskı, engelleme ve gözaltılara karşı sokakları asla terk etmeyen, önlerine konulan tüm barikatları bir bir yıkan kadınlar, 25 Kasım’da, 8 Mart’ta ve Newroz’da alanları doldurarak direniş tablosunu tüm dünyaya bir kez daha sergiledi. İşçi, emekçi ve direnişçi kadınlarla dayanışan kadın örgütleri, bu coşku ve mücadelelerini 1 Mayıs’ta da alanlarda yansıtacaklarının mesajını veriyor. Kadın örgütü temsilcileri; hakları, talepleri ve mücadelelerini bir kez daha haykırmaları için tüm kadınları yarın İstanbul’da Maltepe Meydanı’na gerçekleşecek olan 1 Mayıs mitingine çağırdı.
‘Yoksulluğa karşı öfkemizi örgütlüyoruz’
Pandemi ile derinleşen ekonomik krizin en çok kadınları etkilediğini söyleyen Kadınların Kurtuluşu üyesi Yeşim Tükel, “Kadın yoksulluğunun artarak devam ettiği bir dönem içerisindeyiz. Bu 1 Mayıs’a giderken de bizim en önemli gündemlerimizden biri artan kadın yoksulluğu. Kadınlar emek düşmanı uygulamalarla hedef alınırken, Kod-29’larla işten çıkartılırken, pandemi döneminde ilk ücretsiz izine çıkarılanlar olurken, esnek, sağlıksız çalışma koşulları ile mücadele ederken, bir yandan da mobbinge, tacize karşı mücadele etmek zorunda bırakılıyor” dedi. Kadınların gittikçe emeğinin değersizleştirildiği bir dönemde yaşadıklarını dile getiren Yeşim, “1 Mayıs’a giderken temel sloganlarımızdan birisi de ‘Yoksulluğa ve sömürüye karşı öfkemizi örgütlüyor, feminist isyanı büyütüyoruz’ oldu” diye belirtti.
‘İşgale karşı ortak zeminleri güçlendirelim’
Kadın yoksulluğu, patriarkal kapitalizm ve sermayenin tüm saldırılarına karşı tüm kadınları emekleri, bedenleri ve kimlikleri için 1 Mayıs alanlarında buluşmaya çağıran Yeşim, kurtuluş yolunun mücadeleden geçtiğini vurguladı. Mücadelenin sokaklarda yükseltilmesi gerektiğinin altını çizen Yeşim, “Bu 1 Mayıs’ta da militan bir kadın hareketini sokakta örmek ve ortak bir kadın hareketini, ortak zeminleri güçlendirmek en önemli hedeflerimizden birisi. Ayrıca Türk devletinin Kürdistan’a yönelik bir işgal saldırısı oldu. Bu saldırıya karşı da 1 Mayıs’a giderken yükseltmemiz gereken taleplerden ve söylemlerden birisi de işgale, sömürgeciliğe kaşı yürütülen savaş politikalarına karşı kadın dayanışmasının ve kadınların ortak zeminlerinin güçlendirilmesi. Biz bu işgal saldırılarının Rojava’da kadın öncülüğünde gerçekleşen devrimle hesaplaşma çabalarından bağımsız olmadığını biliyoruz. Ayşe Gökkan’a, Aysel Tuğluk’a yönelik saldırılardan bağımsız olmadığını biliyoruz. Özel savaş politikalarının, bu işgal saldırısı döneminde arttırılacağını biliyoruz ve buna karşı kadınların ortak zeminlerinde sokakta güçlü bir cevap vermesi gerektiğini, 1 Mayıs’ın gündemlerinden ve yükseltilmesi gereken söylemlerinden birisinin de bu olduğunu düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
‘Eşitsizliği yenebilmek adına 1 Mayıs’a gidiyoruz’
Kırkyama Kadın Dayanışması’ndan Özlem Eylem Altungül, pandemi bahanesiyle yükseltilen enflasyon, işsizlik, güvencesiz çalışma koşulları, yoksulluk ve eşitsizliği yenebilmek adına 1 Mayıs’a gittiklerini ifade etti. Özlem, 1 Mayıs’a gitmelerinin önemini şu sözlerle anlattı: “Güvencesiz çalıştırılmak, yoksulluğa mahkum edilmek, eşit ücret almamak, eve, çocuk bakımına mahkum edilmek, erken evlendirilmek. O yüzden 1 Mayıs alanlarında ne kadar kadın çoğalırsa o kadar hem gücümüzü göstermiş hem de haklarımızı her defasında tekrar talep etmiş oluruz. Bu bağlamda da çok kıymetli olur.”
‘8 Mart ruhuyla 1 Mayıs’a’
25 Kasım ve 8 Mart eylemlerinde kadınların haklarını aradığını ve her fırsatta taleplerini haykırdığını belirten Özlem, “Her söylediğimiz şiar, talep, her hak-hukuk arayışımız yanı başımızdaki kız kardeşimizin de hak-hukuk arayışını beraberinde getiriyor ve böylelikle çoğalıyoruz” ifadelerini kullandı. Yoksulluğa, güvencesizliğe ve eşitsizliğe hayır diyebilmek için kadınların alanlarda olması için çağrıda bulunan Özlem, “Sokaklara çıkalım, alanlarda haklarımızı arayalım. Dayanışma büyütür” dedi.
‘Dayanışmayla 1 Mayıs’a’
Kadın Zamanı Derneği Başkanı Dilek Başalan ise, 1 Mayıs taleplerinin 8 Mart’ta, 25 Kasım’da olduğu gibi eşitlik, yok sayılmamak ve öldürülmemek olduğunu dile getirdi. Dilek konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Nasıl ki tüm alanlarda mücadele ediyorsak, emeğimiz, sömürüsüz bir hayat için de mücadele edip taleplerimizi mücadele ile kazanacağız. Tüm çağrılara cevap olmak için sokaklara çıkmak, 8 Mart’ı, Feminist Gece Yürüyüşü’nü doldurduğumuz gibi, 25 Kasım’da öfkeyle sokağa çıktığımız gibi fabrikalarda yakılan kadınlar, pandemide yok sayılan emeğimiz ve gasp edilen haklarımız için 1 Mayıs alanlarını doldurmak en elzem şey.” Emek mücadelesinin de en doğru zemininin meydanları, kadın örgütlülüğünü ve dayanışmasını güçlendirmek olduğunun altını çizen Dilek tüm kadınları, “8 Mart, 25 Kasım gibi alanları nasıl doldurduysak 1 Mayıs’ta da alanlarda olup sömürüye karşı kadın dayanışmamızla beraber 1 Mayıs’ı kutlamaya çağırıyorum” diye seslendi.
‘Taleplerimizi 1 Mayıs’la doruğa çıkarmak istiyoruz’
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Türkan Kocadağ da, 1 Mayıs’ın tüm dünyada büyük bedeller ödenerek kazanılan bir gün olduğuna dikkat çekti. 1978 yılının 1 Mayıs'ında yaşanan katliamda akrabasını yitiren Türkan, işçiler ve emekçiler üzerinde korkunç bir baskı ve şiddet olduğunu dile getirdi. TJA olarak, “Kadın yoksulluğuna karşı kadın zamanıdır, kazanma zamanıdır” şiarıyla 1 Mayıs’ı karşıladıklarını paylaşan Türkan, “Ekonomik kriz çok derin yaşanıyor. Özelde bu kadınlara şiddet olarak dönüyor. Korkunç bir işsizlik var. Hiçbir güvencen yok, ne evde ne sokakta ne fabrikada ne de başka bir yerde. Ama kadınlar da artık eski kadınlar değil, büyük bir mücadele veriyorlar. Asla bunları kabul etmiyorlar. Gerçekten biz bunları kabul etmiyoruz. Biz bütün bu taleplerimizi, özlemlerimizi 1 Mayıs’ta, 25 Kasım’da, 8 Mart’ta haykırdık. 1 Mayıs’la biz bunu doruğa çıkarmak istiyoruz” dedi.
‘Milyarlarca parayla top tüfek alınıyor’
Krizin en büyük nedenlerinden birinin Kürt sorununun çözümsüzlüğü ve bu soruna barışçıl yaklaşılmaması olduğuna işaret eden Türkan, "40 yıldır deniyorlar, yeniden Kuzey Irak’a girdiler bu ekonomik krizde. Düşünün insanlar evlerine ekmek götüremiyor ama milyarlarca parayla orada top tüfek alınıyor, başka bir ülkenin sınırlarına giriyor. Orada börtü böcek, doğa, insan, hiçbir şey gözetilmeden talan ediliyor, bombalanıyor, kurşunlanıyor” şeklinde konuştu.
‘Meydanlara çıksınlar’
İmece Ev İşçileri Sendikası üyesi Zeynep Güzel, ev işçilerinin günlük ücretlerin az olduğunu, aldıkları ücretin de kısıldığını söyledi. İstedikleri ücreti ve haklarını alamadıklarını belirten Zeynep, tam gün çalıştığında emeğinin karşılığını alamadığını vurguladı. Yarım gün çalıştığı zaman da gününün bölündüğünü ve yine istediği ücreti alamadığının altını çizen Zeynep, çalıştığı evlerde kendisinden ütü ve yemek gibi ekstra işlerin istendiğini de sözlerine ekledi. İşine devam edebilmek için zorunlu olarak fazla iş yaptığını aktaran Zeynep, “Ev işçilerinin sosyal bir güvencesi yok. Sigorta olmasını istiyoruz. Ne kadar gündelikçi de olsak sigortamızın işlemesini istiyoruz bir şekilde. Devamlı bir işe de giremiyoruz. Kendi işlerimiz oluyor, çocuk ve hasta bakıyoruz. Gittiğimiz gün kadar sigortanın yatmasını istiyoruz” diye ekledi.
Toplumda hak ettikleri yerde olmak istediklerini kaydeden Zeynep, emeği sömürülen kadınlara şu sözlerle seslendi: “Korkmasınlar. Bazıları korktukları için geri çekiliyorlar. Bizim doğal hakkımız. Meydanlara çıksınlar, haklarını savunsunlar.”