Emekçiler iş bıraktı: Karanlık tablodan çıkış yolu bir araya gelmek

  • 14:47 27 Ağustos 2019
  • Emek/Ekonomi
ANKARA -  KESK’in bir günlük iş bırakma eylemi kapsamında Sakarya Caddesi’nde toplanan emekçiler, “Bu karanlık tablodan tek çıkış yolu, ‘hepimiz aynı gemideyiz’ diyenlere karşı, ‘geminin gerçek sahipleri olarak hakkımızı, emeğimizin, alın terimizin karşılığını işitiyoruz’ diyerek tüm farklılıklarımıza rağmen birbirimize kenetlenmekten geçiyor” dedi. 
 
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), kamu emekçilerini ilgilendiren toplu sözleşme sürecinin Hakem Heyeti Kuruluna bırakılmasına karşı iş bırakma eylemi yaptı. KESK’liler, bir günlük iş bırakma eylemi kapsamında, “İnsanca bir yaşam, güvenceli iş, güvenli gelecek için yetkinin asıl sahiplerini g(ö)reve çağırıyoruz” şiarıyla Sakarya Caddesi’nde bir araya geldi. KESK’liler, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Hükümet zammı al başına çal”, “Toplu sözleşme hakkımız grev silahımız”, “İnsanca yaşamak istiyoruz”  sloganları attı.
 
Kitlenin burada basın açıklaması yapmasına izin vermeyen polis, müdahalede bulundu ve taşınan pankartı yırttı. Polisin saldırısı üzerine sloganlarla Mitatpaşa Caddesi’nde bulunan 5 Nolu Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (EĞİTİM-SEN) önüne yürüyen kitle adına burada açıklamayı KESK Dönem Sözcüsü Nusret Sulkalar yaptı.
 
‘Hükümet yoksulluk ve güvencesizlik teklif etmiştir’
 
1 Ağustos’ta başlayan Toplu Sözleşme Görüşmeleri’nin uyuşmazlıkla sonuçlandığı hatırlatılan açıklamada, “Açlık sınırının 2 bin100, yoksulluk sınırının 6 bin 800 TL’yi aştığı elektrikten doğalgaza, çaydan tütün ürünlerine, iğneden ipliğe her şeye fahiş oranlarda zamların devam ettiği, gerçek enflasyonun yüzde otuzları bulduğu koşullarda Hükümet 3 milyon kamu emekçisine, 2 milyon emekliye aileleri ile birlikte 20 milyonluk devasa bir  kitleye sefalet yoksulluk, güvencesizlik teklif etmiştir” denildi. 
 
‘Zafer her zaman direnen emekçinin olacaktır’
 
Açıklamanın devamında şunlara değinildi: “Bu karanlık tablodan tek çıkış yolu, yetkinin asıl sahipleri olarak bizlerin ortak sorunları için bir araya gelmesinden, hak verilmez mücadele ile alınır ilkesi ile ortak mücadeleyi yükseltmesinden geçiyor. Bu karanlık tablodan tek çıkış yolu, ‘hepimiz aynı gemideyiz’ diyenlere karşı, ‘geminin gerçek sahipleri olarak hakkımızı, emeğimizin, alın terimizin karşılığını işitiyoruz’ diyerek tüm farklılıklarımıza rağmen birbirimize kenetlenmekten geçiyor. Bugün buradan bir kez daha sesleniyoruz, yüzdelik zamlar değil grevli toplu sözleşme, sefalete teslim olmayacağımızı ifade ediyor. Zafer her zaman direnen emekçinin olacaktır.”