İnşaat şefi Delal’in deneyimleri: Kendimizi kanıtlamak zorunda kalıyoruz!

  • 09:05 3 Ağustos 2019
  • Emek/Ekonomi
VAN - Cinsiyetçi bakış acısana karşı mücadele eden kadınların giderek daha fazla icra etmeye başladıkları mesleklerden biri de inşaat mühendisliği. Şantiye şefi Delal Akdoğan, 4 yıllık saha deneyimlerini ve erkek bakış acısana karşı mücadelesini anlatarak, meslektaşlarına da “Mücadele etmemiz gerekiyor” mesajı verdi. 
 
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2019 verilerine göre, kadınların istihdam alanlarındaki varlığı erkeklerin yarısından daha az, çalışan kadınlar ise cinsiyetçi politikalara maruz kalıyor. 
 
Bu alanlardan biri de mühendislik. Kadın mühendisler sürekli olarak erkek meslektaşlarıyla aynı sorumlulukları alabileceğini, aynı işleri yapabileceğini kanıtlamak zorunda bırakılıyor. Bunların yanı sıra mühendislik alanlarında kadınlar ucuz iş gücü olarak görülüyor ve erkek meslektaşlarıyla aynı ücretleri çoğu zaman alamıyor. 
 
Üniversite sıralarında dahi aynı bakış açısı
 
Mesleği tercihinde ve okul yıllarında maruz kaldığı cinsiyetçiliği anlatan Delal Akdoğan, “Üniversite yıllarımda bile o toplumsal cinsiyet rollerini hissettim. Çünkü sınıflarda bile kadınlar öğrencilerin yüzde 10’unu oluşturuyor. Lise hayatımda öyleydi. Çünkü sayısal bölümleri kadınlar çok tercih etmiyor. Yoğunluklu olarak erkek arkadaşlarımızla beraberdik” dedi.
 
İki yıldır şantiye şefliği yapıyor
 
Sahada 4 yılını geride bırakan Delal, iki yıl özel bir şirkette kontrol şefliği yaptı ve iki yılı aşkın bir süredir de şantiye şefliği yapıyor. İnşaat mühendislerinin genellikle saha çalışmasını tercih ettiğini belirten Delal, “Kendimi daha özgür hissediyorum” diye belirtti. Mühendisliğin sürekli kendini geliştirmeyi zorunlu kılan bir meslek olduğunu kaydeden Delal, “Meslektaşlarımın mutlaka pratik sahada çalışmaları gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
 
‘Erkekler bir sıfır önde başlıyor’ 
 
Mezun olduktan sonra mesleğe başlama sürecini “ürkek” olarak nitelendiren Delal, meslekte kadın olmayı ise “Erkekten bir adım geride başlıyorsunuz. Yani erkek sizden bir sıfır önde. İnsanlar bana ‘neden mühendislik tercih ettin, doktor, hemşire, öğretmenliği neden tercih etmiyorsun’ gibi sorular yöneltiyordu” diye anlattı. 
 
Kendi meslektaşları tarafından da sahayı tercih ettiği için yargılandığını söyleyen Delal, şöyle dedi: “Bir erkek arkadaşım sahadan sonra ofise döndüğümüzde bana ‘şantiyeye bir kadınla gitmek istemiyorum’ demişti. Bu dayatmalar ve cinsiyetçi bakış açısı bir süre sonra sizi de sorgulatmaya itiyor ve ‘benim sahada ne işim var’ sorusunu sormaya başlıyorsunuz. Çünkü 70, 80 kişilik bir erkek grubu arasında sizin meslektaşlarınızda erkek ve bu soruları kendinize sormanız kaçınılmaz oluyor” dedi. 
 
‘Kendinizi kanıtlamak zorunda kalıyorsunuz’
 
Meslek hayatı boyunca büyük bir mücadele içinde olduğunu ifade eden Delal, meslektaşının söylemlerine karşı “Erkek bakışı, bilinçaltında ne var, nasıl şeyler düşünüyor bilemem. Ama sen bir erkek olarak nasıl işini yapıyorsan, ben de aynı şekilde kendi işimi yapıyorum” diye yanıt verdiğini ardından tartıştıklarını belirtti. Maruz kaldığı tüm cinsiyetçi söylem ve davranışlara karşı sahaya çıkmaya devam ettiğini kaydeden Delal, “Erkeklerle çalıştığımız için böyle bir bakış açısıyla karşılaşmamız kaçınılmazdır. Tabi ki birçok kadın mühendis arkadaşımız var ama ayrı ayrı sahalarda yer aldığımız için bulunduğumuz sahada tek kadın oluyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
Delal, çalışma sahasında “Zaten bu erkek ve çocukluğundan bu yana inşaatla haşir neşirdir” bakışının hakim olduğunu dile getirdi. “İşçiye, taşerona, ustalara, işvereninize kendinizi kanıtlamanız gerekebiliyor” diyen Delal, deneyimlerini şöyle paylaştı: “Mühendislik bilgiye, zekaya, teknolojiye dayanıyor, fiziksel güce dayanan bir meslek değil ama bunu kanıtlamak zorunda oluşumuz bile o cinsiyet eşitsizliğini ortaya koyuyor. Şantiyede giyiminizden, saçlarınızdan, her şeyi ona göre düzenlemelisiniz. Çünkü toz, toprak olduğu için giydiğiniz kıyafeti daha rahat seçmek zorundasınız. Zorlukları var ama belli bir süreden sonra buna alışıyorsunuz. O toz toprak sorun olmuyor. 
 
‘Doğrularınızda ısrar ederseniz kabul görülüyor’
 
Sabah işe rutin kontrolle başlanıyor. Şantiye şefi olarak ince, kaba ekibi, imaratları takip ediyorum. Yeri geldiğinde çok fazla kavga edebiliyorsunuz. Şantiyede 20 yıllık usta vardır. Şöyle bir bakış açısıyla size bakar, ‘bunu nasıl bana yaptırırsın, sen mi bileceksin ben mi.’ Bu defa pasif kalıp onu kabul etme durumumuz da gelişiyor. Benim hiç kabul eden bir durumum olmadı. Belki de bundan dolayı siz doğrularınızda ısrar ederseniz kabul görülüyor. Şu an onun rahatlığını yaşıyorum. Yani kadınların yılmaması lazım. Zaten ilk başladığınızda sizi sınıyorlar. Bunun işçisinden taşeronuna, ustasına, ‘yapabilir mi, yapamaz mı’ gibi bir ‘kabul süreci’ var. Ama artık neye, nasıl dikkat ettiğimi biliyorlar eskisi gibi zorlanmıyorum. 
 
‘Yaşadığımız sorun zihniyet sorunudur’
 
Sadece okuldaki eğitim yetmiyor. Kadınlar olarak farklı alanlarda yer alabiliriz ama hepimizin yaşadığı sıkıntılar aynı. Yaşadığımız sorunlar toplumsal zihniyet sorundur. Bu cinsiyetçi bakış açısını kabul etmek değil de buna karşı mücadele etmemiz gerektiğine inanıyorum. Ben mesleğe başlamaktaki ürkekliğim ile şu an arasında dağlar kadar fark var. Özellikle mesleğe yeni başlayan kadınlar için mücadele etmeleri gerektiğini öneriyorum.”