Güneş Gümüş: Faiz indirimleri ekonomiyi toparlayamayacak

  • 09:04 22 Temmuz 2019
  • Emek/Ekonomi
Dilan Babat 
 
ANKARA - Ekonomik gidişatına rağmen Rusya’dan S-400’leri alan Türkiye’nin durumunu değerlendiren Ekonomist Güneş Gümüş, “Enflasyon yüzde 15’e kilitlenmiş bir durumda. Aslında vatandaşın harcama kapasitesi yok, faizler düşse de şirketlerin durumu kötü, dolar artmıyor, batık kredi oranları çok yüksek. Dolayısıyla bu faiz indirimi ekonomiyi toparlayamaz ama AKP bunu zorlayacak” dedi.  
 
Halkın alım gücünü günden güne azaltan ekonomik kriz devam ederken, Türkiye Rusya ile anlaşarak S-400 alımlarına başladı. Rusya’dan S-400 alımına karşı ABD ile Türkiye arasında F-35 krizi yaşanıyor. Türkiye S-400 alımlarını yaparken, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu (FİTCH) de Türkiye’nin kredi notunu düşürdü. Ekonomist Güneş Gümüş, S-400, faiz oranları ve ekonomide oluşabilecek sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.  
 
‘Türkiye çok kırılgan bir ülke’
 
Türkiye’nin bu dönemde de birkaç yaptırım tehlikesi ile karşı karşıya kalındığını ama yakın zamanda yaptırımların derinden bir etkisi olmayacağını belirten Güneş, “Beklenmedik sonuçlar çıkabilir ama Trump  Erdoğan’ı andırıyor.  İç politikaya yönelik güçlü görüntü elde etmek için üfürüyor ama sonrasında yaptırım tehditlerinin içinin çok dolu olmadığını görüyoruz.  Türkiye çok kırılgan bir ülke, mesela 2018 Ağustos’unda Rahip Brunson gündemi olduğunda bundan çok derinden etkilenmişti.  Bu da dövizlerin yükselmesiyle başlamıştı.  Bu sefer daha yumuşak bir şekilde geçeceğini düşünüyoruz. 2017 yılında Trump’ın gücünü azaltmak ve onu kontrol altına almak için çıkarılan, düşmanlarına yaptırımlarla karşı koyma yasası (CAATSA)  çıkarıldı. Bu çerçevede Rusya ile yapılan anlaşma üzerinden bir yaptırım uygulanmaya çalışılıyor. 12 tane yaptırım maddesi var. Trump bunlardan 5 tanesini seçebilir ve yaptırım maddeleri aslında çok hafif.  Bunlardan bir tanesi gayrimenkul alımının engellenmesi, giriş yasağının olması gibi.  Dolayısıyla çok sert tepkilerin olmaması öngörü olarak piyasalarda oluşmuş durumda” dedi.   
 
‘Özel sektör büyük bir borçla karşı karşıya’
 
Özel sektörün 220 milyar dolar dış borcu olduğunu kaydeden Güneş, “Bir yıl içinde bu 60 milyara yaklaşan bir borç.  Borcu döndüremediği durumda iflas ile karşı karşıya kalıyor.  Bu yaptırım dozu artarsa ki ilk planda bu görünmüyor ama olursa Türkiye ekonomisini sıkıntıya sokacak alanlar açacaktır. 2018 yılında dövizde ciddi bir sıçrama olmuştu, yine aynı sıçrama AKP için ciddi bir sıkıntı kaynağı olacaktır.  23 Haziran sonrası sermaye grupları AKP’den bütçe yönünde bir sıkılaşma bekliyordu.  Son iki üç yıl seçimlerle geçti, AKP’de seçimlerde başarılı olabilmek için kesenin ağzını açtı. ÖTV ve KDV indirimlerinden, çeşitli teşviklerden ve özel sektörün borcunu bankaların üstlenmesine kadar bir dizi bütçe açığını artıran adımlar atıldı. Buradan geriye gidilmesi ve neo liberal politikaların daha sert uygulamaların yaşama geçirilmesi başlandı” diye konuştu.
 
‘Faiz indirimleri ekonomiyi toparlayamayacak’
 
23 Haziran seçimleri ile birlikte AKP’nin bastığı buzun kırılganlığının arttığını,  bütçeyi azaltmak ve sıkı bir mali politikaya girişmek yerine büyümeye tekrar odaklandığını ifade eden Güneş, değerlendirmesine şöyle devam etti:  “Bu çerçevede Merkez Bankası Başkanı’nı değiştirerek faizi indirmeyi hedefliyordu.  Çünkü diyor ki ‘Enflasyon yüzde 17’ye çıkıyor faizler Merkez Bankası eliyle yüzde 24’e tırmanmış bir durumda. Buna belli bir indirim olursa kredi kullanımı artar, iç piyasa yeniden canlanır.’ Konut alımları, otomobil alımlarında geçen seneye göre yüzde 50 civarında düşüş yaşanıyor. En azından faizlerde 2 puanlık bir düşüş yaşanılabilir. Ekonomi tıkanmış bir durumda bu tıkanmanın nedeni faizlerin yüksek olması değil, bir işsizlik oranın çoğalması. Yaz mevsimindeyiz, mevsimlik işçilik var, turizm sektörü var ama buna rağmen işsizlik oranları yüzde 13’e kadar gelmiş bir durumda.  TÜİK’in verilerine göre, enflasyon yüzde 15’e kilitlenmiş durumda. Aslında vatandaşın harcama kapasitesi yok,  faizler düşse de şirketlerin durumu kötü, dolar artmıyor, batık kredi oranları çok yüksek. Dolayısıyla bu faiz indirimi ekonomiyi toparlayamaz ama AKP bunu zorlayacak.” 
 
‘Kamu bankalarının yeni bir süreci göğüsleme gücü düştü’ 
 
AKP’nin seçim yatırımı olarak kamu maliyesini de bozduğunu ve faiz oranlarından kaynaklı özel sektörde bir basıncın arttığını belirten Güneş, “Birçok şirketin borcunu ödeyemez hali açığa çıkınca o borçlar yeniden yapılandırıldı. Türkiye bankalarının özellikle kamu bankalarının yeni bir süreci göğüsleme güçlerinde ciddi bir zayıflama var. Aslında FİTCH’inde  not düşürmesi çok tesadüfü değil. Kamu maliyesinde de bozulma var.  Büyük bir kriz hali tekrar ortağa çıktığında Merkez Bankası döviz artmasın diye sürekli piyasaya döviz sunuyor, Hazine Merkez Bankası kaynaklarını sonuna kadar kullanıyor, ihtiyaç akçesini alıyor ve kâr payına el konuldu.  Bu kanalların giderek daraldığını söylemek gerekiyor.  Yine bir kırılma yaşanırsa ekonomide 2018 Ağustos’ta olduğu gibi dolar birden sıçramıştı, faizler yüzde 6 oranında artmıştı. Bunun toparlanma şansı yok” ifadelerini kullandı. 
 
‘TL kaybetmesin diye dolara dönülürse dengeler değişebilir’
 
Türkiye’nin uluslararası bir resesyon halinde olduğunu ve 2019 için biraz kesinleştiğini dile getiren Güneş,  AB ve ABD’nin de ekonomisinin büyümesi önünde tıkanmalar meydana geldiğini kaydederek, “Bunun için FED 2020’ye kadar faiz artırmayı planlıyordu ama bu faiz artırma kararını bırakıp faiz indirimine başladı. Şuan en azından piyasalarda FED’in sıcak para kaynağını tekrar artacağı gibi beklenti var. O beklenti aslında dolar üzerinden olumlu bir yönden basınç yapıyor, dolar karşısında TL’nin gücü artıyor. Uzun vadede FED’in devam edeceği varsayımı tartışmalı bir durum. Türkiye’nin uluslararası gerilimler olduğunda sermayenin çekilmesi gibi temel derdi olabiliyor.  Sermayenin temel derdi, yüksek faizle daha çok para kazanarak ülkeden çıkmak. Çıkma konusunda yani parasını geri almada tereddüt yaşarsa, o gelişler sınırlanacaktır. Doların bu konumu bir istikrar arz etmiyor.  Nisan ayından TL’den kaçışı engellemeye çalıştılar faiz inanılmaz yükselttiler orada ciddi bir para çıkışı yaşandı.  Bütün bu uygulamalar yaşanırsa, yüzde 2’den fazla bir faiz indirimi yapılırsa, TL kaybetmesin diye dolara tekrar dönülürse dengeler çok hızlı bir şekilde değişebilir” diye belirtti.