Şiddetten mücadeleye uzanan bir hikaye
- 09:04 23 Kasım 2025
- Yaşam
Gülistan Gülmüş
DÎLOK – Şiddetle başlayan hayatını mücadeleyle değiştiren Nefise Boz, 25 Kasım öncesi kadınlara seslenerek, “Kadınlar dayanışmayı büyütmeli” diyor.
Kürdistan ve Türkiye kentlerinde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne giderken bir hareketlilik yaşanıyor. Neredeyse her gün birçok kadın, çocuk şiddete, tacize ya da tecavüze uğruyor. Diğer yandan 25 Kasım’a doğru giderken, kentlerdeki farkındalık hareketliliğine dahil oluyoruz. Birçok kadın evinde, dahil olduğu kurumda, çalıştığı yerlerde şiddete karşı nasıl mücadele edeceğini tartışıyor, yöntem geliştiriyor. Şiddete karşı nasıl mücadele edileceğine dair tartışma yürütenlerden biri de Tevgera Jinên Azad (TJA). TJA, birçok kentte kadınlarla bir araya gelerek şiddeti tartışıyor. Bu tartışmalarda şiddete karşı nasıl bir zemin oluşturulması gerektiğinin konuşulduğu yerlerden biri de Dîlok (Antep) oldu.
TJA’nın “Demokratik toplumla şiddetsiz özgür yaşama” şiarıyla Dîlok’un Şehitkamil ilçesinde düzenlediği bir atölyeye dahil olduk. Çok farklı hikâyeleri olan kadınları bir araya getiren atölyede yer alan kadınlardan biri de Nefise Boz oldu. Nefise Boz, burada şiddete dair örnekler verirken kendi yaşam hikâyesinde uğradığı şiddeti paylaştı. Biz de 25 Kasım’a giderken Nefise Boz’un hikâyesini işlemek istedik.
Nefise Boz, şiddetle başlayan, mücadele ile özgürlüğe giden hikâyesini JINNEWS’e anlattı.
‘Psikolojik ve fiziksel şiddet olduğu için var olduğumu bilmiyordum’
İlk olarak uzun yıllar boyunca fiziksel ve psikolojik şiddete nasıl maruz bırakıldığını anlatan Nefise Boz, şu ifadeleri kullanıyor: “Annem ve babam erken yaşlarda yaşamını yitirdiği için abilerim beni büyüttü. Beni haberim olmadan 12 yaşında evlendirip Antep’e gelin olarak gönderdiler. Oysa ben daha çocuktum. Evlendiğimde çok baskı vardı, ayakta su içmek bile yasaktı bana. Kadın resmen yok sayılıyordu. Kaç defa boşanmak istedim, ilk çocuğumu doğuracağım zaman 14 yaşındaydım; ne yapacağımı, nasıl bakacağımı bilmiyordum. Çünkü kendim daha yeni yeni çocukluktan çıkmaya başlıyordum. 14-15 yaşlarımda, ‘Demek ki hayat böyleymiş’ deyip kabullendim. Bana sürekli olarak psikolojik ve fiziksel şiddet yapıldığı için var olduğumu bilmiyordum. Herkesten ayrı bir ses, ayrı bir psikolojik şiddet geliyordu. Bizde boşanmak diye bir şey yoktu. Bir kere evlendiysen boşanamazsın.”
‘Ekonomik özgürlüğümü kazandım’
Şiddete karşı mücadelesinin, “Kendimi onda buldum” diye sözünü ettiği Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kadınlarla ilgili fikirlerine işaret eden Nefise Boz, “Güçlendikçe haklarımı aramaya başladım. En son ben cezaevine girdim, girdiğim zaman çocuklarımın babası hiç görüşüme gelmedi. Ben de, ‘Bu kapalı cezaevinde bu kadar kadın kapalı alanda mücadele ediyorlar, demek bir varlık var’ dedim. Eğer çıkarsam, ayaklarımın üstünde, kendi irademle duracağım dedim. Çıkar çıkmaz deprem oldu, o süreçte bağları kopardım. Ben Cizre’ye, Botan’a gittim. Orada çalışmalarıma devam ettim ama ekonomik olarak çok zorlanıyordum. Bir şeyler yapmalıyım dedim. İş istedim, 40 yaşını geçtiğim için bana iş vermediler. En son ellerimle salça, kurutmalık yapmaya başladım. Bunun için sayfa da açtım. Geçen sene 20 müşterim varsa bu yıl 100 müşterim oldu. Ekonomik özgürlüğümü kazandım, şimdi daha güçlüyüm. Hem aileme hem de kadınlığıma güç kazandırdım” ifadelerine yer veriyor.
‘30 yaşıma kadar kendimi köle olarak görüyordum’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin yaşamındaki değişimde büyük bir etkisi olduğunu vurgulayan Nefise Boz şöyle devam ediyor: “Bir kadının yapamayacağı şey yoktur. Kadın içindeki mücevheri çıkarmak isterse çok güçlü olur. Erkekler kadınlara hep yukarıdan bakıyor, ‘Eve ben bakıyorum, para getiriyorum, siz benim kölemsiniz’ diyor. Ben 30 yaşıma kadar kendimi hep köle olarak görüyordum. Partimi tanıyor, seviyordum ama buraya gelmem bile yasaktı; ‘Orada bir sürü erkek var’ deniyordu. Şu anda çok mutluyum, böyle bir parti ve önderliğe sahip olduğum için çok mutluyum. Önderliğim erkek ama kadının ruhunu, mücevherini bilen bir önderlik. Bunun için gurur duyuyorum. Hiçbir kadın zayıf, güçsüz değildir. Kadınlarımız öldürülmesin. 25 Kasım’a giderken umarım Önderliği de aramıza alacağız. Daha güçlü kadınlarla, daha güçlü bir toplum olacağız.”
‘Kadınların dayanışmayı büyütmesi gerekiyor’
Nefise Boz son olarak kadınlara şu çağrıda bulunuyor: “Önderlik sayesinde Kürt kadını kendini biraz daha geliştirmiş, toplumu biraz daha tanıyor. Ancak bizim diğer kadınlara da ulaşmamız gerekiyor. Dünyada ne kadar ezilen kadın varsa dokunmamız lazım. Kadınlar ölmemeli, kadınların yaşaması için mücadele ediyoruz. 25 Kasım’a mesajım, bütün kadınlar şiddete göz yummamalı. Bir kadın şiddet görüyorsa dayanışma göstermek lazım. Kadınların birbirini sahiplenmesi, dayanışmayı büyütmeleri lazım. Sistem kadını bazen meta yapıyor, bazen öldürüyor. Bunlara karşı bizlerin dayanışma içerisinde olması lazım.”







