Nöbet bitti mücadele sürecek!

  • 09:01 3 Eylül 2024
  • Güncel
 
 
Elfazi Toral
 
İSTANBUL - Colemêrg Belediyesi’ne atanan kayyım sonrası İstanbul’da başlatılan nöbet eylemi 76 gün sonra sora ererken, eyleme katılanlar nöbetin bittiğini ancak mücadelenin devam edeceği mesajı verdi.
 
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri tarafından Colemêrg (hakkari) Belediyesi’ne kayyım atanmasına karşı 8 Haziran'dan bu yana Beyoğlu'nda bulunan Şişhane Meydanı’nda başlayan nöbet 76 gün sonra sona erdi. 7’den 70’e yoğun bir ilgi ile katılım sağlanan eylemde kayyım politikası, savaş, kadın katliamları ve Orta Doğu’da yaşanan tüm krizlere yönelik saldırılara çokça dikkat çekildi. 76 gün boyunca yurttaşların Kürtçe şarkılar, halay, zılgıt, alkış ve sloganlar eşliğinde direnişleri meydanda yankılandı. Nöbetin bitmesine ilişkin değerlendirme yapan kadınlar JINNEWS ile düşüncelerini paylaştı. 
 
‘Halkın iradesine atanan bir darbedir’
 
Münevver Yıldız: Şişhane Meydanı’nda sürdürdüğümüz nöbet eylemimiz ilk günden bu yana sürdürüyor. Bu eylemimiz sadece kayyım politikaları için değildi, gerçekleştirildiğimiz eylemin devamı da gelecektir. Sadece kayyım olarak değil bir halkın iradesine atanan bir darbedir. Bizler buna itiraz ediyoruz. Buna itiraz etmediğimiz zaman gelecek olan bütün hukuksuzlukları kabul etmiş oluruz.  Türkiye’deki Kürt toplumu olarak bunu kabul etmiyoruz. 30 milyonu aşkın bir halkız biz. 30 milyon bir halkı görmezden gelmek kesinlikle hafife alınacak bir şey değildir. Hem cezaevinde yatmakta olan tutsakların hem de dışarıda bulunan Kürt halkının özgürlük direnişçilerinin, Barış Annelerinin direnişini görmeyen uygulamaya karşı bir eylemdir. Sesini çıkartmayan herkes yarın öbür gün onların da başına gelebileceğini bilmelidir. Bu bizimle başlar sizinle biter. Herkesin elini taşın altına sokması gerekiyor. Özgürlük ve hukuk isteyen herkesin hakkını araması ve bizimle beraber mücadele etmesi gerekiyor.
 
‘Kürt halkı Türkiye’nin bir parçasıdır’
 
Fatma Döner: Kayyıma karşı, hukuksuzluğa karşı ve adaletsizliğe karşı buraya gelip direniyor ve eylem gerçekleştiriyoruz. Bir halk eğer ki seçime giderken iradesi hiçe sayılıyorsa bu hukuksuzluk sadece Kürt halkına karşı mıdır? Söz konusu Kürtler olunca her türlü hukuksuzluk hayata geçiriliyor. Bizler de Türkiye’de yaşan Kürt halkıyız ve Türkiye’nin bir parçasıyız. Kürt halkının cevabı çok önemlidir. Elimizden ne geliyorsa onu yapmalıyız. Herkes de çok iyi biliyor Kürt sorununun olduğunu. Neden sessizliği tercih ediyorlar. Sadece Kürt halkı için değil, tüm halklar için adalet ve hukuk gereklidir. Özgür, eşit ve barışı herkes için istiyoruz. Bunu herkes iyi bilsin sol sosyalist kesimlerin hepsinin de bunu iyi bilmesi, kavraması gerekiyor. Burada birlikte direnmemiz gerekiyor.
 
‘Mücadelemiz savaşı, kayyımı, katliamı ortadan kaldırmak için’
 
DEM Parti İstanbul il yöneticisi Mahinur Karakartal:  Kayyımı protesto ederken amacımız sadece kayyım politikası değil. Gelişen tüm sorunlara dikkat çekmek amacıyla bir araya gelerek burada eylem gerçekleştiriyoruz.  Orta Doğu’da bir savaş var tüm bölgeleri etkileyen bir savaş söz konusu. Bu savaş politikaları Türkiye’de de sürdürülüyor. Gözaltılar, baskılar, tutuklamalar, her gün şiddet oluyor. Bizler de burada hem kayyımı hem de yaşanan tüm savaş argümanlarını, kadın katliamlarını protesto ediyoruz. Halkımızın daha duyarlı olması gerekiyor. Herkes üzerine düşen görevi yapmalı. Hiçbir kadın hiçbir yurttaş kendi evinde oturmamalı. Ayaklanmak, güçlenmek, örgütlenmek gerekiyor. Saldırılara karşı direnmek gerekiyor. Büyük eylemler gerçekleşirse kazanımlarımızı geri kazanabiliriz.
 
 ‘Mücadelemiz devam edecek!’
 
DEM Parti Eseneler Eşbaşkanı Yıldız Eren: Bizler kendi hakkımızı alana kadar hiçbir şekilde durmayacağız. Direniş ruhumuz devam ediyor. Bu hukuksuzluk ve adaletsizlik halka yansıyor. Bizler de bunu hiçbir şekilde kabul etmeyeceğimizi buradan bir kez daha göstermiş olduk. Bizim mücadelemiz hem burada hem de başka alanlarda devam edecek. Halkın iradesi olan belediyelerin derhal halka geri verilmesi gerekiyor. Haksız hukuksuzluğun derhal son bulmasını istiyoruz. Bu kayyım politikaları tecritten bağımsız değildir. Hem önderimizin üzerindeki tecrit hem de cezaevlerinde bulunan arkadaşlarımızın üzerindeki tecridin kaldırılması noktasında mücadelemiz devam edecek. Bizler hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğiz. Mücadelemiz her yerde devam edecektir.