Avrupa heyeti: Türkiye'de demokratik haklar ayaklar altında

  • 17:27 13 Ocak 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR- Leyla Güven ve tutsakların devam ettirdikleri açlık grevini yerinde incelemek üzere Diyarbakır'a gelen uluslararası heyet, iki gündür yaptıkları izlenimlere dair açıklama yaptı. Heyet, Türkiye'de demokratik hakların ayaklar altına alındığına işaret ederek, gittikleri yerlerde yaşadıklarını anlatacaklarının altını çizdi. 
 
İngiltere, İrlanda, İtalya ve Almanya'dan parlamenter, gazeteci ve avukatların yer aldığı 7 kişilik heyetin Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'ne girişlerinin polisler tarafından engellenmesinin ardından Diyarbakır Barosu'na ziyaret gerçekleştirildi. Basına kapalı yapılan görüşmenin ardından heyet, Diyarbakır'da yaptıkları görüşmelere ve açlık grevlerine ilişkin basına değerlendirmelerde bulundu.  
 
'Tecrit sonlanmalı, barış sürecine dönülmeli'
 
Heyet adına ilk konuşmayı yapan Avrupa Parlamentosu Milletvekili Martina Anderson, 48 saattir Türkiye'de olduklarına işaret ederek, bu iki gün içerisinde yaşadıklarının ve duyduklarının önemli olduğunu ifade etti. Açlık grevinin kritik bir aşamada olduğuna yer veren Martina, "Leyla Güven'in açlık grevi kritik aşamaya ulaşmış durumda. Dün akşam aldığımız haberden sonra açlık grevleri belki bitirilir diye umutlanmıştık fakat henüz grev devam ediyor. Dünki ziyaretin 10-15 dakikalık bir ziyaret olduğunu öğrendik. Ziyaretin tecridi ortadan kaldıran bir görüşme olmadığını öğrendik. Tecrit politikası devam ediyor. 2016'da yaşanan benzer durumun tekrarlanmasını istemiyorlar. Biz burada bulunan seçilmişler olarak Türkiye'ye çağrıda bulunuyoruz: baskı politikası sonlanmalı, tecrit sonlanmalı, barış sürecine dönülmeli" dedi.  
 
Kürtlerin haklarına kavuşması gerektiğini belirten Martina, "Bugün gördüğümüz muameleyi, bizi aralarına alarak sıkıştırmalarını gittiğimiz yerlerde anlatacağız. Bugün yapılan şey ifade özgürlüğünün ne kadar derinlere gömüldüğünü gösterdi. Bizi darp etmiş olabilirsiniz fakat susturamazsınız" şeklinde tepkisini dile getirdi. 
 
'Darp edildik'
 
İngiltere İşçi Partisi Milletvekili Julia Ward da Türkiye'ye ikinci gelişi olduğunu belirterek, şu sözlere yer verdi: "Her gelişimde hak ihlallerin arttığını görüyorum. Ne olursa olsun hak arayışında olanlar tutuklanıyorlar. Bugün barış anneleri ile görüşebildik ve o annelerin tek istediği şey kendi kültürlerinde yaşamak, çocuklarının mezarlarını bulmak, kanın durması. Çok haklı talepleri var. Bugün Leyla ile görüşmeyi planlıyorduk. Tüm prosedürlere uymamıza rağmen Leyla'yı görmemize izin verilmedi. Cezaevi önünde polisler ile sorun yaşadık. Bugün binevi darp edildik. Fiziki anlamda güçlü kadınlar değiliz ve üzerimize doğru gelip darp ettiler. Biz bu darp edilmeyi kabul etmiyoruz. Bu politikaların sonlanmasını istiyoruz." 
 
'Leyla'nın sesi olabilmek bizim için önemli'
 
İngiltere'de avukat ve İnsan Hakları Savunucusu olan Margaret Owen ise Türkiye'ye yıllardır geldiğini ifade etti. Hiçbir gelişinde durumun vahimiyetini bu kadar hissetmediğini söyleyen Margaret, "İlk kez bu kadar endişeliyim. Leyla Güven ve 256 tutsak açlık grevinde. İlk defa polisler üzerime doğru gelince ezileceğimi düşündüm. İşsiz kalma korkusuyla polise sarılan insanlar gördüm. Burada insanlar demokratik haklarını kullanamıyorlar. Kürtler haklarından faydalanamıyorlar. Kürtlerin tek istediği hakları. Leyla burada bir parlamenter ama haklarından yoksun bırakılıyor. Dün aldığımız bir haberle sevindik fakat şunu da biliyoruz ki, tek bir güneşli günle yaz gelmez. Bu nedenle tek bir görüşme ile tecrit bitmez. Bağımsız kurumlar oluşana dek, baskılar sonlanana dek biz de mücadele etmeye devam edeceğiz. Buraya gelmeye devam edeceğiz ve karanlığı sonlandırmak için direneceğiz bizler de. Leyla'nın sesi olabilmek bizim için çok önemli. 67 gündür grevde ve durumundan endişeliyiz" diyerek Leyla'ya selam gönderdiğini belirtti.