
Dirayet Dilan Taşdemir: Aksi bir durum bu ülkenin kaldıramayacağı bir sorundur
- 09:02 13 Ocak 2019
- Güncel
Dilan Babat
ANKARA - Açlık grevinin 67’nci gününde olan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'in sağlık durumunun kritik aşamada olduğunu belirten Kadın Meclisi Sözcüsü Dirayet Dilan Taşdemir, "Bir milletvekilinin ve DTK eşbaşkanının bu durumda olması ve aksi bir durum yaşama ihtimali, bu ülkenin kaldıramayacağı bir sorundur" dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle tutsak bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in eylemi 67’nci günde. Leyla'nın direnişine destek olmak amacıyla birçok cezaevinden 226 tutsak da açlık grevi eylemlerine devam ediyor.
Uzun bir süreden sonra Leyla Güven'le görüşen avukatları, midesinin artık sıvı tüketimini kabul etmediğini ve yürümekte zorlandığını aktardı. HDP Kadın Meclisi Sözcüsü ve Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir, Leyla Güven'in kritikleşen sağlık durumuna ilişkin konuştu.
'Tek talep tecridin kaldırılması’
Leyla Güven'e destek amacıyla cezaevlerinin yanı sıra Federe Kürdistan Bölgesi ve Avrupa'da da açlık grevlerinin başladığını hatırlatan Dirayet, "Bugün itibariyle 30'a yakın cezaevinde 200'den fazla tutsak açlık grevine başladı. Açlık grevleri gittikçe dünyanın her yerinde yayılmaya başladı. Leyla Güven'in ve tutsakların ifade ettiği, uğruna bedenlerini yatırdıkları tek bir talep var o da İmralı'da Sayın Öcalan'a uygulanan tecridin son bulmasıdır" dedi.
'Tecrit bütün halklara uygulanmaya başlandı'
Tecridin sadece Abdullah Öcalan'a uygulanmadığını, bütün topluma yayıldığını belirten Dirayet, "Bizler, siyasetçiler ve Türkiye halkları çok iyi biliyoruz ki tecrit sadece İmralı Cezaevi'nde uygulanan bir sistem değildir. İmralı'da başlayan tecrit, bugün bütün ülkede hukuksuzluk ve adaletsizlikle devam etti. Bir savaş politikasının derinleştirilmiş haline dönüştürüldü. Leyla Güven de bunu her seferinde dile getiriyor. Bu tecridin ne anlama geldiğini, ülkenin nasıl karanlık bir sürece sürüklendiğini, Kürt sorununda şiddetin yeniden konsepte dönüştürüldüğünü, Kürt düşmanlığı üzerinden savaş çığırtkanlığının nasıl yapıldığını çok iyi biliyoruz" diye konuştu.
'Savaş sürecinin önünde duracak tek kişi Sayın Öcalan'dır'
Hükümet’in bir an önce tecridi sonlandırması çağrısında bulunan Dirayet, "Bu sürecin önüne geçebilecek, Kürt sorunun çözüme ulaşmasında ve bu sürecin önünde durabilecek tek bir kişi var o da Sayın Öcalan'dır. Türkiye'ye aynı zamanda kendi hukukunu uygulama çağrısı yapılıyor. Bir ülke düşünün uluslararası hukuku tanımıyor, kendi iç mevzuatını tanımıyor. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan uygulamaları kendi ülkesinde keyfi bir şekilde uyguluyor. Leyla Güven'in, tutsakların, kamuoyunun ve bizlerin tek talebi bu hukuksuzluğa bir an önce son verilmesi ve derinleşen tecrit politikalarının bir an önce kırılmasıdır” ifadelerini kullandı.
'Aksi bir durum kaldırılamayacak bir sorundur'
Türkiye'de yeniden demokrasi meselesinin tartışılması, barışın ve halkların bir arada olma iradesinin tartışılması gerektiğinin altını çizen Dirayet, şöyle dedi: "Açlık grevinin anlamı ve amacı budur. Leyla Güven 67’nci gününe yaklaştı ve durumu kritik bir aşamadadır. Sağlık sorunlarından kaynaklı avukat görüşlerine de çıkamıyor. Önceki gün avukatları, sağlık durumunun çok ciddi olduğunu, sıvı almada ve yürümede zorluklar yaşadığını belirtti. Bir milletvekilinin ve DTK eşbaşkanının bu durumda olması ve aksi bir durum yaşama ihtimali bu ülkenin kaldıramayacağı bir sorundur."