‘Direnenler bize bir şey anlatıyor; Örgütlenmek, mücadele etmek, direnmek’

  • 18:50 30 Aralık 2018
  • Güncel
İSTANBUL- HDK’nin İstanbul İl Kongresi’nde konuşan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, 31 Mart yerel seçimlerinin yeni bir mücadele hattı açacağına değindi. Gülistan, “Direnen işçiler, kadınlar, gençler bize bir şey anlatıyor; Örgütlenmek, mücadele etmek, direnmek” dedi.
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), İstanbul İl Kongresi’ni “Emek, Barış, Özgürlük! Faşizme Karşı Toplumsal Direniş” şiarıyla Beyoğlu’nda bulunan HDK Genel Merkez Bürosu’nda gerçekleştirdi. Kongreye HDK Eş Sözcüsü ve HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Cengiz Çiçek’in yanı sıra Sivil Toplum Kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri katıldı. Konferans, özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlere saygı duruşuyla başladı.
 
Konferansta söz alan HDK Eş Sözcüsü ve HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Roboski Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anarak konuşmasına başladı. Hukuksuzlukların üzerini örtmenin bir devlet geleneği haline geldiğini dile getiren Gülistan, Maraş Katliamı’nın, Hayata Dönüş Operasyonu’nun, Roboski Katliamı’nın üzerinden yıllar geçmesine rağmen hiçbirinin failinin bulunmadığını hatırlattı. Gülistan, devletin katliamlarla yüzleşmemiş olmamasının yeni katliamların kapısının her daim açık tuttuğunun göstergesi olduğunu ifade etti.
 
‘Tecrit savaş zihniyetinin dışavurumudur’
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in açlık grevinin 53’üncü gününe girdiğini hatırlatan Gülistan, “Leyla başkanımız niçin açlık grevine girdi? Çünkü bu ülke bütün yasalarını, anayasalarını çiğneyerek İmralı Adası’nda bulunan Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik mutlak bir tecrit politikası güdüyor. Bu tecridin asıl nedenini çok iyi biliyoruz. Bu tecrit barış sürecinin tasfiye etmek, savaş, kaos üzerinden kendi iktidarını devam ettirmek isteyen zihniyetin bir dışavurumudur” diye belirtti.
 
‘Kürt sorunu üzerinden toplumu kutuplaştırmayı hedef aldılar’
 
 “Barış, sesi duyulmayanların sesinin duyulmasını ve gerçek anlamda toplumsallaşmayı sağlıyordu” diyen Gülistan, o sesin HDK’nin sesi olduğunu kaydetti. Gülistan, “HDK yola çıktığı projesini 7 Haziran’da HDP aracılığıyla toplumsallaştırmış ve bunu 80 milletvekilli sayısıyla meclise taşımıştı. Bu sese tahammül edemeyenler o günden bugüne bizlere savaşı, şiddeti, kaosu dayatıyorlar. Çünkü bu savaş ve şiddet onların temel beslenme alanı. Şunu çok iyi biliyorlar. Savaşın ve şiddetin olduğu yerde artık bizlerin, tüm muhaliflerin sesinin duyulması daha zor. Bunu bildikleri için en temel olan Kürt sorunu üzerinden de toplumu bölmeyi, kutuplaştırmayı hedef aldılar” sözlerini kullandı. 
 
‘Bu savaş çok büyük bir savaş’
 
Devletin Kürt sorunu üzerinden toplumu böldüğünü dile getiren Gülistan, “Türkiye’nin batısındakilere de ‘Eğer Kürtlerle yan yana durursanız yanarsınız’ diyor. Biz HDK olarak onların yok etmeye çalıştıkları şeyi yapmaya çalışıyoruz. Bu ülkedeki Kürt halkıyla Türkiye halklarının yan yana geldiği, kol kola girdiği, Türkiye’yi özgürlüğe ve demokrasiye ulaştırdığı bir ülke olsun diye mücadele ediyoruz. Varlık gerekçemiz temel nedeni de budur. Bu savaş çok büyük bir savaş.  AKP- MHP faşizminin yürüttüğü ideolojik ve siyasal savaşına karşı bizim de kendi mücadele hattımızı derinleştirmemiz, toplumsallaştırmamız gerekiyor” diye kaydetti. 
 
‘İstanbul’a sahip çıkmak Türkiye’yi kazanmak anlamına gelir’
 
31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlere değinen Gülistan, yerel seçimlerde İstanbul ve büyük şehirlerin öneminden bahsetti. İstanbul’a sahip çıkmanın ve İstanbul’u kazanmanın Türkiye’yi kazanmak anlamına geldiğini ifade eden Gülistan, bu durumun iktidarca da çok iyi bilindiğini söyledi. İktidarın İstanbul’u kaybetmesi halinde faşizmin çözülmeye başlayacağını sözlerine ekleyen Gülistan, şöyle konuştu: “İktidar şu an yanıp tutuşmuş. İttifak yapmayacaklarını ilan ediyorlardı. Yeniden ittifak yaptılar. Bu ittifakın hepimize karşı olduğunu da biliyoruz. Bunun için İstanbul’da yaşayanlar olarak bu seçime başka bir anlam yüklemek durumundayız. Bu seçim gerçek anlamda yeni bir mücadele hattının açılması için bir başlangıç ve fırsat verebilir. Eğer biz İstanbul ve büyük şehirleri AKP-MHP ittifakının kaybetmesi için elimizden gelen her şeyi yaparsak başka bir yolun açmış oluruz.” Yerel seçimlerin iki tarihi anlamı olduğunu ifade eden Koçyiğit, “Kürdistan açısından tüm kayyumların geri alınması ve bunu aşan bir sayıda yeni belediyelerin elde edilmesidir. Türkiye açısından AKP- MHP faşizminin her ilde, her ilçede geriletilmesi ve elde edilen her mevziinin toplumsal muhalefet açısından daha kalıcı bir mevziiye dönüştürülme meselesidir” dedi.
 
‘Örgütlenmek, mücadele etmek, direnmek’
 
Baskıların ve sıkışmışlığın karşısında direnişin de var olduğunun altını çizen Gülistan, sözlerini şöyle tamamladı: “Şu anda cezaevlerinde on binlerce siyasi tutsak var. Tutsaklar açlık grevleriyle yeni bir mücadele hattı açıyor. Kölelik koşullarıyla çalışan 3’üncü Havalimanı işçileri, Flormar işçileri bize bir şey anlatıyor; Örgütlenmek, mücadele etmek, direnmek. Biz de HDK olarak gelecek dönemi başarılı bir şekilde götürmek istiyorsak daha fazla yan yana gelmek, daha fazla örgütlenmek zorundayız. Biz devlete karşı toplumu öz güç yapmanın yol ve yöntemini arıyoruz. Her bir sorunu kendi sorunumuz olarak görmek zorundayız. İşçinin, kadının, köylünün, emekçinin sorunu bizim sorunumuzdur. Ama biz kimse adına mücadele edemeyiz. Sorunu olanları özne kılma ve onlarla yol yürüme hattını geliştirmemiz gerekiyor. Bunu yaparsak inanıyorum ki gelecek bugünden çok daha iyi olacaktır.”
 
Gülistan’ın konuşmasının ardından siyasi süreç değerlendirmesi, faaliyet raporlarının okunması, yeni dönem çalışma ve örgütlenme perspektifi tartışıldı.
Yapılan seçimle yönetim belirlenirken, Eş sözcülüğe Mevlüt Aykoç seçildi. Kadın Eş başkan ise daha sonra kadınlar yapacakları seçim ile belirleyecek.