Kayıp Yakınları: Roboski failleri yargılanmadığı sürece adaletten söz edilemez
- 13:42 29 Aralık 2018
- Güncel
DİYARBAKIR - "Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın" sloganıyla yapılan oturma eyleminin 516'ncı haftasında, Roboski Katliamı için adalet istenirken, 1997 yılında Diyarbakır'da kaybedilen Mehmet Özdemir'in de akıbeti soruldu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınlarının "Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın" sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eyleminin 516'ncısı, İHD Diyarbakır Şubesi'nde gerçekleştirildi. Kayıp fotoğraflarının taşındığı eylemde, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" yazılı pankart da açıldı. İHD Diyarbakır Şube yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl Örgütü ve insan hakları aktivistleri katıldığı eylemde bu hafta 27 Aralık 1997 yılında Diyarbakır'da kaybedilen Mehmet Özdemir'in akıbeti sorulurken, İHD Kayıp Yakınları Komisyonu üyesi Adnan Özhan Roboski Katliamı'na ilişkin konuştu.
'Cinayetler aydınlatılmadıkça adaletten söz edilemez'
Roboski Katliamı'nın faillerinin hala yargılanmadığını kaydeden Adnan, Roboski'nin Türkiye halklarının vicdanı olduğunu belirtti. Katliamın bir an önce aydınlatılması gerektiğinin vurgulandığı Adnan, "Roboski'de katledilen 34 kişinin aileleri hala adalet bekliyor ve hala çocuklarının yasını tutuyor. Roboski'nin katilleri yargılanmadığı sürece, Tahir Elçi'yi katledenler yargılanmadığı sürece, faili meçhul cinayetler aydınlatılmadığı sürece bu ülke adaletten söz edemez" ifadelerine yer verdi.
Mehmet Özdemir nerede?
Ardından söz alan Avukat Hasan Yalçın, Mehmet Özdemir'in hikayesini okudu. Hasan, "Lice'ye bağlı Araki (Kıyı) köyünde dünyaya gelen Mehmet, 1997 yılında tanımadığı kişiler tarafından daha önce görmediği bir araca bindirilerek götürüldükten sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Araki köyü sürekli polisler tarafından basılan bir köy iken, polis baskısından dolayı göçlerin en fazla yaşandığı da köylerden biri. Mehmet ve ailesi kaybedilmesinden bir süre önce Diyarbakır'a göç ederek, burada yaşamaya başladı. Burada hayvan ticareti yaparak geçimini sağlayan Mehmet kaybedilmeden önce birkaç kez gözaltına alındı" diye kaydetti.
Mehmet'in hikayesi şöyle:
"Sık sık gözaltına alınan Mehmet, gözaltında defalarca kez işkence gördü. 5 Ağustos 1997 günü evi basılarak gözaltına alındı. Dört gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı. Yasadışı bir örgüte yardım ve yataklık ettiği gerekçesiyle hakkında cezai bir takibat başlatılmıştı. Bu takibat 23 Ocak 1998'de beraat etmesiyle son buldu.
26 Aralık 1997 günü sabahı hayvan pazarına gideceğini söyleyerek evinden çıkan Mehmet, buradan bir arkadaşını ziyaret ettikten sonra hayvan pazarının yakınındaki bir kahveye gitti. Tanık ifadelerine göre; kahvede arkadaşlarıyla otururken sivil kıyafetli, ellerinde telsiz bulunan silahlı iki kişi geldi ve Mehmet Özdemir'e kendileriyle birlikte gelmesini söyledi. Dışarıya beyaz bir taksiye doğru götürüldü. Mehmet, arabanın içinde üçüncü bir kişinin de oturduğunu görünce arabaya binmemek için uğraştı, kendisini yere attı ve onu tutan kişilerden kurtulmaya çalıştı. Ancak bu kişiler tarafından zorla, şiddet uygulanarak arabaya bindirildi ve oradan götürüldü. Olaya orada bulunan birçok kişi tanık oldu.
İHD'ye başvurdu
Olayın tanıklarından biri okuma yazması olmadığı için bindirildiği arabanın plakasını alamadığını söyledi. Mehmet'in eşi Enzile Özdemir, 29 Aralık 1997 tarihinde önce İHD'ye başvurdu ve eşinin zorla gözaltına alındığını, hakkında bilgi edinemediğini belirterek hukuki yardım talebinde bulundu. Orada bulunan avukatların yardımıyla daha sonra Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığı'na bir dilekçe ile başvurdu. Eşinden haber alamadığını belirterek akıbetiyle ilgili bilgi talep etti. Dilekçeye yanıt olarak, 'Mehmet Özdemir Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınmıştır' damgası vuruldu. Ancak damganın üzerinde hiçbir yetkilinin imzası bulunmamaktaydı.
Esas ve usul ihlali kararı verildi
Aradan bir süre geçmesine rağmen Mehmet Özdemir'den bir daha haber alamayan ve nerede tutulduğu kendisine söylenmeyen Enzile Özdemir, yeniden yetkili kurumlara başvurdu. Kendisine verilen yanıtta bu defa Mehmet Özdemir'in gözaltına alınmadığı bir yanlışlık yapılarak gözaltında olduğunun söylendiğine yer verildi. Mehmet Özdemir'in ailesi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu'na, Diyarbakır Valiliği'ne başvuruda bulundu. İç hukuktan bir sonuç alamayan Mehmet'in ailesi 7 Eylül 1999'da Mehmet'in kaybedilmesiyle ilgili AİHM'e başvuruda bulundu. Yapılan tüm başvurulara rağmen Mehmet'ten bir haber alınamadı. AİHM, 8 Ocak 2008 yılında esas ve usul yönünden ihlal kararı verdi."