Leyla Güven’in avukatlarından Diyarbakır Tabip Odası’na başvuru

  • 15:24 22 Aralık 2018
  • Güncel
DİYARBAKIR - Açlık grevinin 45’inci gününde olan Leyla Güven’in durumuna ilişkin açıklama yapan avukatları, müvekkillerinin bağımsız doktor heyeti tarafından sağlık kontrolünden geçirilmesi talebiyle Diyarbakır Tabip Odası’na başvurduklarını belirtti. Avukatlar, ayrıca talebi karşılanmadığı müddetçe müvekkillerinin eylemini sürdürmekte kararlı olduğunu vurguladı. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde başlattığı açlık grevi eyleminin 45. gününe giren Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in avukatları, müvekkillerinin durumuna ilişkin basın toplantısı düzenledi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nde düzenlenen toplantıya, Leyla Güven’in avukatları Şivan Cemil Özen, Serdar Çelebi ve Reyhan Yalçındağ katıldı. 
 
Reyhan, Leyla Güven’in durumuna ilişkin sorumlulukları gereği kamuoyunu bilgilendirmek amaçlı açıklama yapacaklarını ifade etti. Meslektaşları tarafından 30’uncu günde yapılan açıklamada, Leyla’nın sağlık durumunun ilk kritik aşamada olduğunun belirtildiğini dile getiren Reyhan, 45’inci günde başka bir kritik aşamada olduğunu kaydetti. 
 
‘Leyla Güven görüşmelere çıkamayacak durumda’
 
Kamuoyu ile paylaştıkları bilgilerin, Leyla ile birebir yaptıkları görüşme ve müvekkilleriyle aynı koğuşta kalan diğer tutsak ve hükümlülerin beyanları esas alınarak hazırlandığını belirten Reyhan, “Grevin 45’inci güne girmesinden dolayı kendisi, doğal olarak bütün görüşmelere artık çıkabilecek durumda değil. Nitekim, dün kendisiyle görüşme gerçekleştirmek isteyen arkadaşlarımız, yürüme güçlüğü ve halsizlik durumundan kaynaklı görüşmeyi gerçekleştiremedi. Dolayısıyla, yanındakilerle bir görüşme yapmış durumundayız” ifadelerini kullandı.  
 
Leyla için Tabip Odası’na başvuru 
 
Reyhan, Leyla’nın sağlık durumuna ilişkin kaygılarından dolayı Diyarbakır Tabip Odası’na (DTO) başvuruda bulunduklarını kaydetti. DTO’nun, açlık grevinin geldiği kritik aşamayla ilgili bir tüzel kişilik olarak sürecin takipçisi olacağını kendilerine bildirdiğini kaydeden Reyhan, “Nitekim Diyarbakır Savcılığı ile bir görüşme yapma taleplerini iletmişlerdir. Savcılığın bu randevu talebine Pazartesi günü olumlu yanıt vereceğini bekliyoruz, temennimiz bu yönde. Geldiğimiz aşama, göz önüne alındığında müvekkilimizin sadece cezaevi doktoru tarafından değil aynı zamanda bağımsız bir hekim grubu tarafından yakın takibe alınması gerektiğini bir kez daha paylaşıyoruz” diye konuştu.
 
Reyhan, Bakanlık düzeyinde girişimlerde bulunmaları için Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) de talepte bulunduklarını aktardı.
 
‘Konuşmada zorluk yaşıyor’ 
 
Açlık grevlerine yabancı olmayan bir coğrafyada yaşamadıklarını vurgulayan Reyhan, şöyle dedi: “Bu anlamda her birimiz için kaygı verici bir süreç olduğunu ifade edelim. Bizlerin, açlık grevine dair hafızası; iyi bilgilerle, iyi tecrübelerle dolu değil. Son derece ciddi hak kayıpları, can kayıpları, telafisi imkansız hasarlarla dolu bir geçmiş var bununla alakalı.  Leyla’da ciddi şekilde uykusuzluk, baş ağrıları, baş dönmesi, halsizlik, yürümede güçlük çekme, tansiyon düşüklüğü, konuşmada zorlanma, ciddi mide krampları mevcut.  55 yaşında bir kadından, anneden, siyasetçiden bahsediyoruz. Dolayısıyla 45 günden sonrasını kaldırabilecek bir yaş ve sağlık durumunun olmadığını ifade etmemiz gerekiyor. Bunu bir kez daha kamuoyuna hatırlatmak gerekiyor. Yasaya uygun olmayan, aykırı bir talep değildir. Bizlerin avukat olarak devletlerin hukuka, kendi Anayasası’na, mevzuatına, imzacısı olduğu uluslararası sözleşmelere uyma sorumluluğu ve yükümlülüğünü hatırlatmak gibi bir görevimiz vardır. Leyla Güven’in talebi, devletin kendi anayasalarına uymasıyla ilgili bir taleptir.” 
 
‘Talebi gerçekleşmediği sürece devam edecek’
 
 Leyla’nın bilinç durumunun son derece açık olduğunu da vurgulayan Reyhan, “Kendisiyle yaptığımız görüşmede de iradi olarak bu açlık grevi kararı aldığını ve bu anlamda İmralı Cezaevi’nde vasi, aile ya da avukatları tarafından herhangi bir görüşme gerçekleşmediği sürece açlık grevini sürdüreceğini iletti” diye vurguladı.