Kayıp yakınları bu hafta da kayıplarının faillerini sordu

  • 14:13 22 Aralık 2018
  • Güncel
HABER MERKEZİ- Kayıp yakınları bu hafta da Diyarbakır, Batman ve İzmir'de yaptıkları basın açıklamaları ve oturma eylemleri ile kayıplarının akıbetini sordu.     
 
İHD ve Kayıp yakınlarının "Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın" sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 515'incisi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube'sinde gerçekleştirildi. Kayıp fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şube yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1993 yılında Şırnak'ın Cizre ilçesinde, kendisine ait araç ile kaçırılan ve bir daha haber alınmayan Hüseyin Yeşilmen'in akıbeti soruldu. Oturma eylemi öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şube yöneticisi Adnan Örhan, kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılıp faillerinin de bulunup yargılanmadan, bu ülkede adaletten ve hukuktan kimsenin bahsedemeyeceğini söyledi.
 
'Sonuç alıncaya kadar eylemimiz sürecek'
 
Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak 515'inci haftada oturma eylemlerini sürdüklerini belirten Adnan, bu eylemlerinin sonuç buluncaya dek sürdüreceklerini ifade etti. Yıllardır sürdürdükleri eylemlerinin tek sorumlusunun devletin kendisi olduğuna dikkat çeken Adnan, eylemlerine rağmen  hala kayıplardan bir haber olduklarını ve faillerin hala cezasızlık politikaları sonucu dışarıda dolaşmaya devam ettiklerini vurguladı.
 
'Aracı yanmış halde bulundu'
 
Adnan'ın ardından söz alan İHD Diyarbakır Şubesi yöneticisi Gurbet Yavuz, 1993 yılında Şırnak'ın Cizre ilçesinde, kendisine ait araç ile kaçırılan ve bir daha haber alınmayan Hüseyin Yeşilmen'in hikayesini anlattı. Olay günü Hüseyin'in kendisine ait Renault marka araçla evden çıktıktan sonra bir daha haber alınamadığını belirten Gurbet, olay gününden bir gün sonra ise Hüseyin'e ait söz konusu aracın Cizre'ye bağlı Kuştepe Köyü mevkiinde yol kenarında yanmış bir şekilde bulunduğunu ifade etti.
 
'Cizre 90'lı yılların faili meçhul ilçesiydi'
 
Cizre ilçesinde zorla kaybedilmelerin yoğun olarak yaşadığına dikkat çeken Gurbet, bu sayısız  kayıpların ise akıbetlerinin hala bilinmediğini kaydetti. Gurbet, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Derneğimiz ve diğer insan hakları örgütlerinin verilerine göre zorla kaybedilmelerin yoğun olarak yaşandığı Cizre ilçesi, herkesçe bilindiği üzere doksanlı yıllarda ölüm ve işkence ile anılan bir ilçe olmuştu. Çatışma ve savaş ortamının yarattığı korku ve endişe, Cizre'yi bir bütün olarak sarmıştı. Öyle ki gözaltına alınan sayısız insanın akıbetinden bir daha haber alınamaz. Bunlarla birlikte gözaltındaki kişilerin yakınları kendilerinin de gözaltında zorla kaybettirileceği endişesiyle devletin resmi makamlarına herhangi bir başvuruda bulunamazlar. Cizre'de insanların hak arama girişimler ne yazık ki o yıllarda çatışma ortamından herhangi bir sonuç vermez."
 
'25 yıl geçti kendisinden haber yok'
 
Hüseyin'in kaybedilmesinin üzerinden yaklaşık 25 yıl geçmesine rağmen kendisinden haber alınamadığını ifade eden Gurbet, en son 3 Eylül 2009 tarihinde Şırnak'ın Cizre ilçesine bağlı Basisk (Kuştepe) köyü yakınlarında yol yapım çalışmaları sırasında iki insana ait olduğu tahmin edilen kemik ve giysi parçaları bulunduğunu ifade etti. Bunun üzerine Hüseyin'in ailesinin bulunan kemiklerin Hüseyin'e ait olabileceği düşüncesiyle Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na DNA testinin yapılması için başvurduğunu dile getiren Gurbet, söz konusu kemiklerin inceleme sonucu biri kadın biri erkeğe ait olduğu ve bu kişilerin ise uzun namlulu silahlarla başlarından tek kurşun ile öldürüldüğünün tespit edildiği aktardı.
 
Açıklama Hüseyin Yeşilmen ve tüm kayıplar anısına gerçekleştirilen 5 dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi.
 
Batman 
 
İHD Batman Şubesi de, kayıp yakınları eyleminin 421’incisini gerçekleştirdi. Gülistan Caddesi'ndeki eylemleri 17 haftadır valilik kararıyla engellenen kayıp yakınlarının İHD Batman Şubesi’nde yaptığı eylemde, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartı ile farklı tarihlerde yaşamını yitiren kayıpların fotoğrafları taşındı. İHD Batman Şubesi Eşbaşkanı Avukat Devran Yıldız, valiliğin eylemlerine dönük almış olduğu kararı eleştirerek, getirilen yasağın bir an önce kaldırılmasını talep etti.
 
İHD Batman Yöneticisi ve İHD MYK Üyesi Mehmet Zeki Tangüner de, Nisan 1998 tarihinden kendisinden bir daha haber alınamayan İzzet Seven'in kaybedilme öyküsünü, eşi Emine Seven'in anlatımlarıyla şöyle aktardı: “Eşim İzzetin Seven, TÜPRAŞ Bölge Müdürlüğü’nde işçi olarak çalışıyordu; evinden işine, işinden de evine gider gelirdi. Herhangi bir kötü alışkanlığı yoktu. Nisan 1998 tarihinde ikindi vakti namazını da kıldıktan sonra evden çıktı, işe gittiğini biliyorduk. Sabaha kadar eve gelmeyince işyerinde arkadaşlarından sorduk. İşe gelmediğini söylediler. Yakınlarımıza haber verdik, gören olmamıştı. Bunun üzerine ağlayıp feryat etmeye başladık. 90’lı yıllarda Batman’da her gün sokak ortasında birkaç kişi infaz ediliyor veya kaçırılıyordu. Yetkililere yazılı olarak başvuru yaptık, ifadelerimiz alındı. Emniyet yetkilileri kendilerinde olmadığını söyledi. ‘Hizbullah örgütü tarafından kaçırmış olabilir’ dediler. Yuvam yıkılmış, çocuklarım yetim kalmıştı." 
 
Mehmet Zeki, kaybedilmelerde sorumluluğu olanların hakkında etkili hukuk yollarının işletilmesini talep etti. Açıklama, yapılan 5 dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi. 
 
İzmir
 
İHD İzmir Şubesi de “Kayıplar bulunsun, failleri yargılansın”, “Hasta tutuklular serbest bırakılsın” talebiyle yaptıkları eylemlerinin 461'inci haftasında Konak’ta bulunan Başbakanlık Binası önünde basın açıklaması yaptı. 
 
Eyleme, HDP üyeleri, İzmir Barış Anneleri Meclisi ve sivil toplum örgütü (STÖ) temsilcileri destek verdi. İHD Şube Yöneticisi Caner Canlı'nın yaptığı açıklamada, 24 Aralık 1994'te İstanbul'un Levent semtinde sivil polisler tarafından gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu öğrencisi ve Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu Başkanı İsmail Bahçeci'nin akıbeti soruldu. 
 
Açıklama, 5 dakikalık oturma eyleminin ardından son buldu.