
Cumartesi Annesi Hanife Yıldız: Bu küçük yürek harman kadar büyük, biliyor musunuz?
- 13:39 22 Aralık 2018
- Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri 717'nci haftasında gözaltında kayıp edilen İsmail Bahçeci'nin akıbetini sordu. Cumartesi Annesi Hanife Yıldız "Ben güçlülüğümü analık hakkımdan, vicdanımdan ve insanlık için bizim yanımızda olan insanlardan alıyorum. Sizlerse polisinizle, copunuzla, tomanızla kendinizi güçlü sanıyorsunuz. Benim gücümün yanında sizin gücünüz hiç. Çünkü burada yürek var. Bu küçük yürek harman kadar büyüktür biliyor musunuz?" diye sordu.
Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 717'ncı haftasında Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelmek isteyen Cumartesi Anneleri, polis tarafından bir kez daha engellendi. Eylem öncesi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nin bulunduğu sokak, polislerce ablukaya alındı. Polis ablukasına rağmen İHD önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, üzerlerinde kaybedilen yakınlarının fotoğraflarının bulunduğu tişörtler giyip, ellerinde kayıpların fotoğraflarını taşıdı. Cumartesi Anneleri eylemlerinin 717 haftasında Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu öğrencisi iken 24 Aralık 1993 yılında polis tarafından gözaltına alınıp kayıp edilen İsmail Bahçeci'nin akıbetini sordu.
'18 haftadır Galatasaray Meydanı bizlere yasaklı'
Basın açıklamasını okuyan İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Maside Ocak, Galatasaray Meydanı'nın 18 haftadır Cumartesi Annelerine yasaklandığını hatırlattı. Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Öğrencisi olan İsmail Bahçeci aynı zamanda Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu başkanı olduğunu dile getiren Maside "Politik kimliği nedeniyle defalarca gözaltına alındı. Ağır işkence gördü. 1993 yılından itibaren de polis tarafından aranmaya başlandı. Bu nedenle Bahçeci Ailesinin Avcılar'daki evine sık sık polis baskınları yapılıyordu. 24 Aralık 1994 tarihinde Bahçeci Ailesi'ni telefonla arayan ve kendisini İsmail'in arkadaşı olarak tanıtan bir kişi, İsmail'in siyasi şube polisleri tarafından gözaltına alındığı haberini verdi. Baba Şehmus Bahçeci hemen Gayrettepe Emniyet Müdürlüğüne ve DGM İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Ancak İsmail'in gözaltına alındığı inkar edildi. 24 Aralık'tan sonra Bahçeci Ailesi'nin evine bir daha polis baskını yapılmadı" dedi.
'Yargı makamlarını göreve çağırıyoruz'
Arandığı için evine gelemeyen İsmail'e kardeşi haberleşmek için arkadaşı G.D'nin işyeri telefon numarasını verdiğini vurgulayan Maside, İsmail'in gözaltına alınmasından hemen sonra G.D.'nin işyerine baskın yapan polislerin "Yakalanan bir örgüt mensubunun üzerinde telefon numaranız çıktı" diyerek işyeri sahibini gözaltına aldığını belirtti. İçlerinde M.Y.'nin de olduğu bazı kişiler emniyette sorgudayken "Seni de İsmail Bahçeci gibi kaybederiz" diye tehdit edildiklerini açıkladığını söyleyen Maside "Fatma ve Şehmus Bahçeci, devletin her kademesinde oğullarını aradı. İnsan Hakları Derneği ve Af Örgütü düzenledikleri kampanyalarla konuyu ülke ve dünya kamuoyuna taşıdılar. Ancak bugüne kadar devletin yetkili makamları tarafından İsmail Bahçeci'nin gözaltında kaybedilmesi ile ilgili olarak gerekli incelemeler ve araştırmalar yapılmadı. Sorumlular cezalandırılmak üzere adli makamların önüne çıkartılmadı. Soruşturmanın asgari gerekleri bile sağlanmadı. İsmail Bahçeci'nin gözaltında kaybedilişinin 24 yılında yargı makamlarını etkin bir soruşturma ve yargılama faaliyeti icrası için göreve çağırıyoruz. Kayıplarımız için adalet istiyoruz. Kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray'ı istiyoruz" diye konuştu.
'Bizleri değil kayıp eden kişileri tutun'
Ardından İsmail'in kardeşi Umut Bahçeci söz aldı. 24 yıldır kardeşinin akıbetini sorduklarını ifade eden Umut şöyle konuştu: "24 yıldır benim ve annemin aklı çıkıyor. Babam zaten kahrından vefat etti. Kendi ülkemde kendi abimi kayıp ettiler. Herkes kendisine sorsun bu soruyu benim çocuğum kendi ülkemde, siyasi politik düşüncelerinden dolayı kayıp ettirildiğinizi kendinize bir sorun. Sonrada deyin ki bu adamları Galatasaray'da niye oturtmuyoruz? Bu adamların hak arayışları doğru mudur? Bu insanların acılarını biz nasıl hafifletiriz? Bunları bir sorun kendinize, zihniyetiniz, düşünceniz, siyasi politik beyniniz ne olursa olsun. Acı ortak, acı bir. Biz burada bir aileyiz bizim çemberimizi daralttıkça biz daha çok çoğalırız. Biz Galatasaray'da Cumartesi, o güzelim günde derdimiz ne o taşa oturalım. Sonrada diyorlar ki yok orada terör örgütleri varmış. Onlar konuşuyormuş. 700 hafta boyunca kayıp aileleri ve bize destek olan insanlar konuştu. Bizimkisi hakkını arayan pasif bir eylem. Siz bizi değilde bizim ağabeyimizi kayıp eden kişileri tutun."
'Siz benim analık hakkımı elimden aldınız'
Ardından gözaltında kayıp edilen Murat Yıldız'ın Annesi Hanife Yıldız konuştu. Hanife sözlerine "Biz burada kimiz? Burada polis yığını ne? yapmaya çalışıyor" sorusunu sorarak başladı. Kayıp edilen insanlarını aradıklarını söyleyen Hanife şunları belirtti: "Kanlarımız sokakta kurumuyor. Gözyaşlarımız yaşlı. Yasımız evlerde bitmiyor. Kayıplarımız ise bulunmuyor. Bu polisler burada niye duruyorlar. Bir emir alsalar hemen bize saldıracaklar. İnsanlarımızı kayıp edenler makamdan makama geçiyor. Bizim yollarımız kesiliyor. Maraş'a gidenlerin yolları kesiliyor. Maraş'ta kırk yıldır kayıp edilen insanlar var. Hangi birini sorayım. Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Ordu, Gazi her yıl bize katliam yapılmış. Her ayımız katliamlarla geçiyor. Bunlarda kendinden hiç utanmıyorlar polisini bizim kapımıza yığıyor. Acım, öfkem çok dolu. Ben bir anaydım ve siz benim analık hakkımı elimden aldınız. Ben güçlülüğümü analık hakkımdan vicdanımdan ve insanlık için bizim yanımızda olan insanlardan alıyorum. Sizlerse polisinizle, copunuzla, tomanızla kendinizi güçlü sanıyorsunuz. Benim gücümün yanında sizin gücünüz hiç. Çünkü burada yürek var. Beni küçük görebilirsiniz. Bu küçük yürek harman kadar büyüktür biliyor musunuz? Emine Hanım sen hiç okçu Bilal'i kayıp ettin mi? Etmedin, okçu Bilal saraylarda sen saraylarda, bize de sokakları yasaklıyorsunuz. Bu sokakların parasını kim veriyor da sen sokakları bize yasaklıyorsun. Buradaki insanlara saygınız yoksa yasalarınıza saygılı olun."
Polisten saldırı tehdidi
Hanife'nin konuşması sırasında polis amiri gelerek eylemin farklı boyutlara geçtiğini öne sürerek bu gerekçeyle eylemin bitirilmemesi halinde saldırı düzenleneceğini söyledi. Hanife ise konuşmasına devam ederek polis amirine hitaben; "Kimse Hanife Yıldız'ı susturamaz. Kimse Murat Yıldız'ın annesini susturamaz. Kimse meydanları ona dar edemez. Çek polisini buradan aç meydanı. Ya zorunuza mı? gitti. Zoruna mı gitti?" dedi.
Ardından Maside Ocak, İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincan'cıya verilen hapis cezasının hakikat arayışçılarına verilen bir ceza olduğunu belirterek, Şebnem'in yalnız olmadığını vurguladı.
Konuşmaların ardından eylem sessizce sona erdi.