'Cezaevleri hak ihlalleri merkezidir'

  • 13:39 12 Aralık 2018
  • Güncel
DİYARBAKIR - İnsan Hakları Haftası dolayısıyla cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin yapılan basın açıklamasında, en büyük hak ihlallerinin yaşandığı yerlerden birinin cezaevleri olduğu vurgulandı. 
 
İnsan Hakları Derneği (IHD) ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) 10-16 Aralık İnsan Hakları Haftası dolayısıyla Yenişehir ilçesine bağlı Ofis semtinde bulunan Sanat Sokağı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı Diyarbakır Barosu ve İHD Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Tabipler Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı katılımı ve desteği ile gerçekleştirildi. Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekilen açıklamada, en fazla ihlalin yaşandığı yerlerden birinin cezaevleri olduğu vurgulandı. 
 
'Tutukluların aileleriyle görüş hakkı kısıtlanmaktadır'
 
Basın açıklaması metnini okuyan Diyarbakır Barosu Cezaevleri Komisyonu Eşbaşkanı Avukat Gizem Miran, Türkiye’de yaşanan yoğun tutuklamalarla birlikte cezaevlerinin kapasitelerinin aşıldığını belirtti. Miran, “Cezaevlerinin mevcut kapasitelerinin aşılmasıyla mahpusların günlük yaşamlarını idame ettirebilecekleri uygun koşullar da ortadan kaldırılmıştır. Bu durum mahpusların hijyenik olmayan yerlerde (tuvalet kapılarında ve merdiven altlarında) uyumalarına sebep olmaktadır. Cezaevlerinde kapasitelerin aşılması aynı zamanda yoğun sevklerin, sürgünlerin yaşanmasını da beraberinde getirmiştir. Mahpuslar, ailelerinden binlerce kilometre uzaktaki hapishanelere sevk/sürgün edilmiştir. Bu sevklerin ve sürgünlerin sonucu olarak yüzlerce mahpusun da aileleriyle görüş hakkı imkansızlaştırılmıstır. Mahpuslar, sevk/sürgün edildikleri cezaevi girişlerinde fiziki şiddete ve çıplak aramaya maruz bırakılmıştır" ifadelerine yer verdi. 
 
'Çocuk cezaevleri suça teşvik ediyor'
 
Dezavantajlı grupların başında çocukların geldiğini belirten Gizem, çocukların cezaevlerinde ciddi hak ihlallerinde maruz kaldığının altını çizdi. Gizem, çocukların korku ve baskı altında olmalarından kaynaklı bunu dile getiremediğine dikkat çekerek, "Çocuk cezaevlerinin çocuğu suçtan arındırmadığı aksine yeniden suça teşvik ettiğinin kabulü ile çocuk cezaevlerinin kapatılmasının tartışılması gerekirken, çocuk cezaevlerinin sayısının giderek arttığı gözlemlenmiştir. Yine mahpus olan anneleri ile birlikte cezaevlerinde yaşamak zorunda kalan küçük yaştaki çocukların, ortamın şartlarından psikolojik ve fiziksel açıdan olumsuz etkilendikleri, dış sosyal ortamdan faydalanmasının sağlanamadığı gözlemlenmiştir" diye kaydetti.
 
'Özellikle kadın tutsaklar ve görüşçüler ince aramaya tabi tutuluyor'
 
Gizem, tutsak yakınlarının görüşe geldiklerinde gardiyanlar ve askerler tarafından taciz edildiğini, baskıya maruz kaldığını belirtti. İnce aramanın dayatıldığını söyleyen Gizem, "Bu uygulama özellikle kadın görüşçüler üzerinde uygulanmaktadır. Ayrıca mahpusların açık görüşlerde aileleri ile yan yana oturmalarına izin verilmediği, karşı karşıya oturtularak araya bir masanın bırakıldığı ifade edilmiştir " sözlerine yer verdi.
 
Gizem tüm bu hak ihlallerine karşı alınabilir önlemler olduğuna işaret ederek, önerileri şu şekilde sıraladı:
 
“* Herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı Anayasal güvence altındaki en temel haklardan olup mahpusların tedavilerinin düzenli bir şekilde yapılması sağlanmalıdır. Tedavisi yapılmayan hasta mahpusların hekime ve sağlık birimlerine ulaşmada hızlı ve etkin bir şekilde hareket edecek kurumsal mekanizmalar oluşturulmalı, bu bağlamda sağlık koşulları sebebiyle tahliye olması gereken mahpusların, mevzuat ya da Adli Tıp uygulamaları gibi engellere takılmadan tahliyeleri sağlanmalıdır. 
 
* Ceza infaz memurları ve hapishane idarelerinin olumsuz ve hatta suç teşkil eden tutumlarının önüne geçmek için etkili bir denetim mekanizması oluşturulmalı; sorumlular hakkında idari ve adli soruşturma yürütülerek cezasızlığın önüne geçilmelidir.
 
* Savunma hakkının etkin bir şekilde kullanılması hususu ceza hukuku açısından hayati derecede önem taşıdığından bu hakkı ihlal eden her türlü keyfi uygulamadan vazgeçilmelidir. Anadilde savunma hakkının etkin şekilde kullandırılması sağlanmalıdır.
 
* Çocuk cezaevlerinin derhal kapatılarak, çocuğu topluma kazandırıcı alternatif modelliklerin tartışılması ve hayata geçirilmesi gerekmektedir. Alternatif modeller oluşturuncaya kadar, mevcut cezaevi koşullarının çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimlerine uygun hale getirilmesi gerekmektedir.
 
* Mahpus olan anneleri ile birlikte cezaevinde kalmak zorunda olan çocukların ihtiyaçları ve psikolojik durumları gözetilerek gerekli önlemlerin alınması ve çocuğun dış ortam bağının (kreş vb. sosyal ortamlar) engelsiz ve koşulsuz sosyal devlet ilkesi gereği sağlanması gerekmektedir. 
 
* Hapishanelerin denetimin ve şeffaflığın önemli bir unsuru olan baroların ve sivil toplum örgütlerinin hapishaneleri etkin bir şekilde ziyaretlerinin sağlanması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. 
 
* Hapishane koşullarında tedavi imkanı olmayan hasta mahpuslar derhal serbest bırakılmalıdır.
 
* Tecrit koşullarına son verilmeli ve hapishane koşulları düzeltilmelidir.”