
Tam da Şirin gibi: Kadınlar tüm saldırılara karşı cesaretle mücadele ediyor
- 09:07 11 Aralık 2018
- Güncel
Safiye Alağaş
İSTANBUL - Bu yıl ilk kez verilen “Şirin Tekeli Araştırma Ödülleri”ni neden verdiklerini anlatan SU Gender Direktörü Ayşe Gül Altınay, bugün kadınların tüm saldırılara karşı Şirin gibi cesaretle mücadele ettiğini vurgulayarak, "Tam da Şirin Tekeli'nin en zor zamanlarda yaptığı gibi bu zor zamanlarda hayatı nasıl daha güzelleştirebiliriz? Bunu sorarak yola devam ediyoruz" dedi.
Türkiye'de kadın hareketi ve kadın araştırmaları konusunda ilk akla gelen isimlerden biri olan Doç.Dr. Şirin Tekeli, Haziran 2017 tarihinde 73 yaşında hayatını kaybetti. Yaşamını yitirdikten sonra Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi (SU Gender), "Şirin Tekeli Araştırma Ödülü" vermeye başladı. Bu yıl ilk kez düzenlenen ödül töreninde 2017-2018 ödülleri verildi. Şirin, Paris'te hukuk ve Fransızca ardından İsviçre'deki Lozan Üniversitesi'nde siyaset bilimi öğrenimi gördü. 1968-1981 yılları arasında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde öğretim üyeliği yaptı. 12 Eylül darbesinin ardından Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) kurulmasıyla birlikte kendi isteğiyle üniversitedeki görevinden istifa etti. 1980'de Türkiye'de kadınların kamusal alandaki yerini inceleyen Şirin, "Kadınlar ve Siyasal-Toplumsal Hayat" konulu doçentlik tezini hazırladı. Tezi daha sonra Birik Yayınları tarafından kitap olarak basıldı. Şirin, 1984'de "Medeni Kanun değişikliği için dilekçe kampanyası", 1987'de "Dayağa karşı protesto yürüyüşü" ve "Kariye Şenliği"nin de aralarında bulunduğu çok sayıda etkinliğe öncülük yapan kadınlardan biri oldu.
Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı'nın kuruluş çalışmalarını başlatan Şirin, 1997 yılında Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA-DER), Mor Çatı, Anakültür Kooperatifi ve Winpeace -Türk ve Yunan Kadınları Barış Girişimi'nin oluşumunda kurucu olarak bulundu. 1996 yılında kendisine Fransa Kültür Bakanlığı'nın Akademik Palmiye Ödülü (Officier dans l' Ordre des Palmes Académiques) verildi.
73 yılda 25 kitap yazarak Türkiye kadın hareketine büyük bir miras bırakan Şirin'in, en çok bilinen kitapları arasında şunlar yer aldı: "Kadınlar ve Siyasal-Toplumsal Hayat, 80'ler Türkiye'sinde Kadın Bakış Açısından Kadınlar, Kadınlar İçin, Meryem Koray ile: Devlet-Kadın-Politika, David Easton`un Sistem Teorisine Katkısı Üzerine Bir İnceleme."
'Birbirimizden güç alabileceğimiz bir alan açtı'
Bu yıl ilk kez verilen "Şirin Tekeli Araştırma Ödülü"nü anlatan SU Gender Dikektörü Antropolog Ayşe Gül Altınay, Şirin Tekeli'nin kadınlar için bilge bir kadın olduğunu söyledi. Şirin'in hayatı nasıl dönüştürebileceğine, dönüştürürken birlikte düşünüp güç alabileceklerine dair alan açtığını belirten Ayşe Gül, "Kadınlar bir araya gelsin, birlikte bir şeyler üretsin, hayata hayat katsınlar ve dönüştürsünler diye çok sayıda kurum açtı. Herkesi kucaklayan ve her bir kadının biricik olduğunu baştan varsayan ve ona öyle yaklaşan Şirin'in feminizmi beni kişisel olarak her zaman etkiledi. Herkes aynıymış gibi davranmaya çok meyilli oluyoruz. Ama aslında her birimiz biriciğiz aslında. Bu demek değil ki ortak kaygılarımız yok. Şirin Tekeli bunun ikisi arasında müthiş bir denge kuruyordu. Hem herkesin biricikliğini hem de birlikte neler yapabileceğimizi çok güzel vurguluyordu. Yazdıkları, konuştukları ve açtığı alanlar tam da böyle alanlardı" dedi.
'Üniversite dışında da araştırma yapılabileceğini gösterdi'
Şirin'in üniversiteden istifa ettikten sonra da sosyal bilimin ve akademik araştırmaların devam edebileceğini herkese gösterdiğini kaydeden Ayşe Gül, "O anlamda da çok önemli bir mirası olduğunu düşünüyorum. Bulunduğumuz en zor durumlarda bile bir şeyler yapabiliriz aslında. Hiçbir zaman kendisini rol model olarak görmedi. Hiç birimiz bir başkasına rol model olarak bakıp onun gibi olmak zorunda değiliz. Hepimizin kendi biricik var oluşumuzdan çıkan yaratıcı bir ifadesi vardı. Bize bıraktığı en güzel miras bu bence. Şirin'i kaybedince onun adına bir araştırma ödülü verme kararı aldık. 1980'lerde ilk feminist çalışmaları, araştırmaları yapmaya başlamıştı. O dönemde daha bu konuda üniversitelerde dersler yoktu. Merkezler yoktu. Halbuki şimdi hem üniversitede hem üniversite dışında müthiş çalışmalar yapılıyor. Şirin Tekeli adına genç araştırmacıları desteklemek, onun mirası açısından çok anlamlı diye düşündük. Hem de genişleyen alanı daha da genişletmek cesaretlendirmek kıymetli olur diye düşündük" diye konuştu.
'Tam da Şirin'in yaptığı gibi'
Türkiye'de bir sessizlik olduğunu ama yaratılan bütün korkulara rağmen kadınların sokakta olduğunu dile getiren Ayşe Gül, "Tam da Şirin Tekeli'nin en zor zamanlarda yaptığı gibi ondan ilham alarak onun gibi çok sayıda insan hayatı güzelleştirmenin yollarını arıyor. Bu zor zamanlarda hayatı nasıl güzelleştirebiliriz, şu anı nasıl güzel yaşayabiliriz kendimiz ve çevremiz için? Bunu sorarak yola devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.