İSTANBUL - Erkek şiddeti sonucu yaşamını yitiren kadınların aileleri, Valilik kararıyla yürüyüşlerinin yasaklanmasına, “Bugün aileler olarak polis şiddetine maruz kaldık. O katiller hayatımızı elimizden alırken, neredeydi bu polisler, Vali? Korumayan kanun ve Vali, sesimizi duyurmamıza engel oluyor” diyerek tepki gösterdi. 

 

İstanbul Kadın Meclisleri, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla katledilen kadınların aileleri ve şiddete uğrayan kadınların katılımıyla yürüyüş düzenlemek istedi. Ancak Kadıköy Süreyya Operası önünde "Kadın cinayetlerini, ekonomik şiddeti, baskıyı durduracağız" pankartı eşliğinde bir araya gelen kadınların Khalkedon Meydanı’na doğru gerçekleştirmek istediği yürüyüş polis tarafından engellendi. Valilik kararıyla yürüyüşün yasaklanması üzerine kadınlar, Süreyya Operası önünde basın açıklaması yaptı. 

 

"Baskıyı durduracağız" ve "Kadın cinayetlerini durduracağız" dövizlerini taşıyan kadınlar, erkek şiddeti sonucu yaşamını yitiren kadınların fotoğraflarını da taşıdı. Polisin yoğun önlem aldığı açıklamada, sık sık “Asla yalnız yürümeyeceksin” ve “Kadın cinayetlerini durduracağız” sloganları atıldı.

 

‘Bize bu tarihi bu kadar önemli yaptıranlar utansın’

 

Açıklama ilk olarak konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, "Kader utansın ki hala bir gün için haftalarca çaba gösterme, yaşadığımız ağır belayı anlatma ve çözüm isteme için önemli bir tarihe dönüşüyor. Bize bu tarihi bu kadar önemli yaptıranlar utansın. Şiddeti biz bu kadar ağır yaşıyoruz. Biz yürürlükteki yasaların uygulanmasını istiyoruz. Bunu istemek bile mahcup edici. Yasaların uygulanmamasının ağır boyutlarını yaşayanlar ise aileler. Çözüm belli 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi uygulansın” dedi. 

 

Her sene istatistiki rakamlar açıkladıklarını kaydeden Gülsüm, yürüyüşün yasaklanmasını da tepki gösterdi. 

 

‘O katiller hayatımızı elimizden alırken bu polisler ve Vali neredeydi?’

 

Gülsüm'ün ardından erkek şiddeti sonucu yaşamını yitiren kadınların aileleri konuştu. İlk olarak yaşamını yitiren Muhterem Göçmen’in kız kardeşi Çiğdem Evci konuştu. “Kadına yönelik şiddete hayır” demek için burada olduğunu belirten Çiğdem, “Bugün kadın ve aileler olarak da polis şiddetine maruz kaldık. Biz yürümek istedik. Biz insanların hayatlarını ellerinden almak istemiyoruz. O katiller hayatımızı elimizden alırken, neredeydi bu polisler, Vali? Kardeşimi korumayan kanun ve Vali benim yürümeme ve sesimi duyurmama engel oluyor. İstedikleri kadar uğraşsınlar nefes aldıkça yürüyeceğiz. Bu ülkede binlerce kadın yok oldu. Buna göz yumanlar bugün benim yürümeme de göz yummuyorlar. Yazıklar olsun. Bizlerin varlığını kabul etmek zorundasınız” diye konuştu. 

 

‘Emniyet de suç ortağı’

 

Nuran Taşçı’nın yanı sıra 7 yakınını aynı erkek tarafından kaybeden Kudret Taşçı, karara şöyle tepki gösterdi: “Devlette adalet bulamadım. Sesimi duyan olmadı. Burada sesimi duyarlar diye düşündüm ama burada da izin vermediler. Çocuklarımı, yeğenimi öldürenler, tek kız kardeşimi suç ortaklığı yapan asıl baş katil şuan serbest bırakılmış neden? Benim çocuklarımın katillerine ortaklık yapan var. Emniyet de suç ortağı. Soruşturulmasını istedim bana kıytırıktan müfettiş gönderdiler. Ben sorularıma cevap istiyorum. Ben adalet istiyorum.” 

 

‘Devlet kızımı koruyamadı’

 

Katledilen Tuğçe Uludağ’ın annesi Tülay Uludağ, kızının 2 kez koruma kararı aldırdığını ifade ederek, “Ama ne yazık ki evimin önünde yavrum vuruldu. Sadece ben evlatsız kalmadım. Güzel oğlum ablasız kaldı, bütün ailemiz perişan oldu. Devlet koruyamadı ve biz en çok buna yanıyoruz. Kadınlara ve yavrulara dokunmayın. Yavruların annelerini böyle yakmayın” ifadelerini kullandı. 

 

‘Adalet en büyük talebimiz’

 

Katledilen Şule Çet’in babası İsmail Çet de, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) raporlarına dikkat çekerek, “Raporlar ortaya koydu ki kızım intihar etmedi. Mahkemeye gelmesini bekliyoruz. Adalet en büyük talebimiz” dedi. 

 

‘Amacımız başka canların yanmaması’

 

Katledilen bir diğer kadın Helin Palandöken’in babası Nihat Palandöken ise, mücadelelerinde kararlı olduklarını vurgulayarak, “Kızım okul önünde pompalı tüfekle öldürüldü. İnternette alınan silah ile kızımı katletti. Ceza aldı ama içim soğumadı. Bir senedir de mücadele ediyoruz. Amacımız bireysel silahlanmaya son verip başka canların yanmaması” diye konuştu.

 

Konuşmaların ardından açıklama alkışlarla son buldu. Daha sonra kadınlar, akşam Taksim Tünel’de gerçekleştirilecek olan etkinliğe katılmak üzere Kadıköy’den ayrıldı.