ÖHP'li kadınlar, ‘Kadın, hukuk, şiddet’ panelinde bir araya geldi
- 15:09 24 Kasım 2018
- Güncel
ANKARA- ÖHP Kadın Komisyonu'nun düzenlediği , "Kadın, hukuk, şiddet" konulu panelde konuşan HDP'li Züleyha Gülüm, "AKP tüm kadın kazanımlarına yönelik saldırı gerçekleştiriyor. Bunu bir yandan savaş ve militarizmi arttırarak yapıyor. Bütünlüklü olarak bir yerden bakmak ve bu saldırı dalgasını görmek gerekiyor" dedi.
Özgürlükçü Hukukçular Platformu Kadın Komisyonu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü öncesi Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nde, “Kadın, hukuk, şiddet” konulu panel düzenledi. Panelin yapıldığı salona, "Jin jiyan Azadi", "Özgür kadın özgür toplum" ve "İçeride dışarıda devlet şiddetine karşı yaşasın kadın dayanışması" yazılı afişler asıldı. Panelin ilk oturumunda kolaylaştırıcılığı avukat Ceren Şimşek, yaparken HDP İstanbul Milletvekili ve feminist avukat Züleyha Gülüm “6284 sayılı yasa ve güncel nafaka tartışmaları” üzerine sunum yaptı.
‘İktidar konuştukça bağımlı yargı da aleyhte kararlar vermeye başladı’
Son dönemlerde iktidarın kadın meselesine yaklaşım tarzına değinen Züleyha, kadınların kazanımlarının geriye çekilmek istendiğine dikkat çekti. Züleyha, boşanma komisyonu raporuna bakıldığında bir yandan kadına yönelik şiddete ilişkin önermeler sunulsa da bugün tartışılan konuların kadınların aleyhine olduğunu ifade eden Züleyha, raporda süresiz nafakanın erkekler tarafından mağduriyet yaşattığı tartışmalarına tanıklık ettiklerini söyledi. Züleyha, “Yine Türk milli ögeleri raporda görebiliyoruz. ‘Dini ve Türklük üzerinden gençlerin yetiştirilmesi’ gibi cümlelerin olduğunu görüyoruz. Burada ki saldırı ne nafaka hakkına ne de 6284 sayılı kanunla sınırlı. Adım adım önce kamuoyunda bir algı yaratıp arkasından da yasal düzenlemeyi değiştirecekler. İktidar kadın kazanımları aleyhine konuştukça hemen bağımlı yargı da pratik olarak aleyhe kararlar vermeye başlıyor. İktidar bunun üzerinden politik hattını kuruyor" diye konuştu.
‘Kazanımlarımızı geri almak isteyen bir iktidarla karşı karşıyayız’
Nafaka tartışmalarından sonra Diyarbakır’daki mahkemenin boşanmak isteyen bir kadına 50 liralık nafaka bağlamasını anımsatan Züleyha, “Aslında nafakayı ortadan kaldıran uygulamaları görüyoruz. Kürtaj meselesinde de öyle oldu. Kadınların mücadelesi ile geri çekildi. Ama şuan çok az özel hastane kürtaj yapmayı kabul ediyor. Böyle bir durumumuz var. Sadece yasal düzenleme ile değil, kazanımlarımızı geri almaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız” dedi.
'Hazırlıklı bir saldırı dalgası var'
Mecliste KEFEK komisyonunda yürütülen bazı tartışmalara da değinen Züleyha, KEFEK üyesi AKP’li bir vekilin önerisiyle 15 yaş altındaki çocuklara istismarda bulunan erkekle evlendirilmesini gündeme getirdiğini aktardı. Züleyha, kendisinin imam olduğunu söyleyen AKP’li vekilin, “İşte mağduriyet var. 3 bin aile böyle. Bu mağduriyetin giderilmesi gerekiyor” gibi cümleler kurduğunu anımsatarak, yine aynı vekilin önerisiyle Diyanet’in kreşlerde, yurtlarda din üzerinden kadın erkek meselesinin anlatılması noktasında başka önerilerinin de olduğunu söyledi. Hazırlıklı bir saldırı dalgası ile karşı karşıya olduklarını aktaran Züleyha, “AKP tüm kadın kazanımlarına yönelik saldırı gerçekleştiriyor. Bunu bir yandan savaş ve militarizmi arttırarak yapıyor. Bütünlüklü olarak bir yerden bakmak ve bu saldırı dalgısını görmek gerekiyor. Kayyımlarla eş başkanlık sistemine vurulan darbeyi görmek gerekiyor, cezaevinde tutuklu olan siyasetçileri görmek gerekiyor. Gündelik hesapla yapılan işlerden bahsetmiyoruz. Bizimde buradan hazırlık bir süreci başlatmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
'Bizi asıl kurtaracak olan kadın dayanışmasıdır'
AKP iktidarının bütün politik metinlerine bakıldığında kadının görülmediğini, yine bütün tartışmalarda ‘ailenin korunması’ ve ‘boşanmaların engellenmesi’ gibi isimlerin yer aldığına dikkat çeken Züleyha, "Hiç kadın yok. Ne yaşanırsa yaşansın ailenin dağılmadan durması amaçlanıyor. Kadının ismi ve görünürlüğü yok. Kadın sadece aile içinde tariflendiriliyor. ‘Ev içerisinde aile içerisinden ne yaşarsanız yaşayın mahkum olacaksınız bizim söylediğimiz makbul kadınlar olarak yaşamınıza devam edeceksiniz’ diyor. Bizim buna karşı geniş bir mücadele hattını örmemiz gerekiyor. Birlikte yol aldığımız mekanizmaları birlikte kurmalıyız. Bizi asıl kurtaracak olan kadın örgütlülüğü ve kadın dayanışmadır" diye belirtti.
'Türkiye'den CEDAW'a üç başvuru var'
Ardından Şiddetin Sonlandırılması Bölgesel Programı Türkiye Koordinatörü Nisan Kuyucu, İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW üzerine sunum yaptı. Dünyada en çok devletin taraf olduğu sözleşmelerden birinin CEDAW olduğunu söyleyen Nisan, CEDAW’a son beş yılda Danimarka’dan çok fazla başvuru gittiğini söyledi. Başvuruların çoğunun göçmen kadınlar tarafından yapıldığını söyleyen Nisan, 131 başvurunun 32’sinin kabul edilemez kararı verildiğini söyledi. Nisan, CEDAW komitesine Türkiye’den 3 tane başvuru gittiğini bunun birinin çalışma hayatında ayrımcılığa dair bir karar olduğunu dile getirdi. Küresel olarak İstanbul sözleşmesine yönelik saldırıların arttığına dikkat çeken Nisan, konuşmasının devamında GRAVIO’nun Türkiye’ye yönelik hazırladığı rapora ilişkin bilgiler verdi.