Foza Yûsif: Egemen sistemin amacı yalan üzerine kurulu düzendir

  • 08:50 18 Kasım 2018
  • Güncel
BEYRUT - Beyrut'ta yapılan "Ortadoğu'da Uygarlık Krizi ve Demokratik Uygarlığa Doğru" kongresinde konuşan Kuzey Suriye Federasyonu Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Foza Yûsif, "Uygarlık toplumunda egemen sistemin nihai amacı iç ve dış savaşlar ve yalan üzerine kurulu düzendir" dedi. 
 
Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta yapılan "Ortadoğu'da Uygarlık Krizi ve Demokratik Uygarlığa Doğru" kongresinin ilk oturumunda "Ortadoğu'da uygarlık krizi tarihini okuma" konulu seminer düzenlendi. Seminere Kuzey Suriye Federasyonu Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Foza Yûsif ve akademisyen Nazan Üstündağ, Ortadoğu'da uygarlık krizi ve çözümü üzerine konuşma yaptı. 
 
Süryani Birlik Partisi Başkanı İbrahim Murad tarafından yapılan açılış konuşmasının ardından Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn tarafından gönderilen kutlama mesajı okundu. Mişel, kongreyi düzenleyenlere ve kongre katılımcılarına çalışmalarında başarı dileklerinde bulundu. 
 
Foza Yûsif: Günümüz tarihin içinde
 
Seminerde ilk olarak söz alan Foza Yûsif, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın "Tarih günümüzde, biz tarihin başlangıcında gizliyiz" sözlerine atıfta bulunarak, "Bu söz günümüzün gerçeğini ortaya koyuyor. Tarihin günümüzde, günümüzün de tarihin içinde olduğunu görüyoruz" dedi. Bölgede yaşanan savaşın gerçeğini görmek için tarihi okumak gerektiğini dile getiren Foza, bu tarihin dürüst ve eleştirel bir gözlemle araştırılması gerektiğini belirterek şöyle devam etti: "Bölgede yaşanan krizin sebebi olarak, tarihi yanlış okumayı göstersek yanılmayız.  Altın Hilal'de M.Ö. 6000-4000 döneminde uygarlığa geçiş için gerekli olan belli başlı tüm maddi ve manevi kültür unsur-larının oluşmuş bulunduğu önemli tarihçilerin ortak bir kanısıdır. Din, sanat, bilim ve benzeri yaşamın bütün önemli faktörlerinde kadının önemli bir rolü vardır ve Altın Hilal'de gerçekleşmiştir. Tarih ispatlamıştır ki on binlerce yıl önce mahkemelerden doğal toplumda hukuk yerine ahlak, korkusuzca tanrıça sevgisi, şiirsel yalansız bir dil ve bireyselliğin yerine toplumsallık vardı. Bu dönemde ayrıca günümüze kadar devam eden ziraat, dil ve bilim devrimleri yaşanmıştır."
 
'İlk kadın köleleştirildi'
 
Uygarlık tarihinin ilk ihlalinin kadının köleleştirilmesi olduğunu vurgulayan Foza, "Tanrı-kral zihniyeti, köle savaşları ve köleleştirilmiş toplum kadının köleleştirilmesiyle başladı. Diğer bir deyişle toplum köle ve efendi ilişkisi ve savaşların etkisi altına alınmıştır. Tarih böylece insanlığın bitimi anlamına gelmiştir. Bununla birlikte devlet, toplumun yönetim ihtiyacı maskesi altında meşrulaştırılmıştır" diye belirtti. 
 
Foza, egemen toplumun erkek hakimiyetindeki toplum olduğunu belirterek, "Doğal toplumda kadın rengiyle yönetim doğum, güvenlik ve paylaşımın esas alındığı bir dönemdir. Uygarlık toplumunda egemen sistemin nihai amacı iç ve dış savaşlar ve yalan üzerine kurulu düzendir" dedi. 
 
'Neolitik toplumda kadın yöneticiydi'
 
Ortadoğu toplumlarının tarih boyunca en çok kriz ve soruna maruz kalan toplum olduğunu hatırlatan Foza, devamla "Ortadoğu kültürü, 1000-1500 yılları arasında orjinalitesini kaybetmiş ve bugüne kadar bu kriz hali devam etmektedir" diye konuştu. 
 
Foza, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarihin uygarlık, devlet, iktidar, çıkar savaşları üzerine kurulu olmadığını görüyoruz. Tersine onbinlerce yıl öncesindeki neolitik toplumda kadın yöneticiydi. Bununla birlikte tarih Sümerlerden başlamamıştır. Sümerler tüm öğelerini neolitik toplumdan almış, batı da doğudan almıştır. Bununla birlikte kadının ve halkların tarihi de yazılmamıştır. Tarih boyunca kaybettiklerimizi geri kazanmamız için tarih ve gelecek bizden zihniyet, ahlak ve bilim devrimi istemektedir." 
 
'Demokratik Ulus teorilerini hayata geçirmek krizin tek çözüm yolu'
 
Birinci oturumun ikinci bölümünde konuşan akademisyen Nazan Üstündağ ise, krizin çıkış nedenlerini araştırma ve egemen sistemlerin iktidarını Ortadoğu'da genişletmek istediğini, toplumları eritmek ve soykırıma tabi tutmak istediğini, bunun örneğinin ise Türkiye'de Kürtlere karşı uygulanan politikalar olduğunu dile getirdi. Naza, Abdullah Öcalan'ın Ortadoğu'daki krize ilişkin derin çözümleme ve değerlendirmeler yaptığını ifade ederek, "Öcalan'ın Demokratik Ulus teorilerini hayata geçirmek, krizin çözümünün ve halkların kurtuluşunun tek yoludur" dedi. 
 
Kongrenin "Ortadoğu'da direniş tarihi ve çözüm arayışçılığı" konu ikinci oturumunda Bağdat Üniversite Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Cewad Kazim El-Beydanî, "Merkezî Uygarlık Sisteminde Dinsel Direniş Ve Sınıf Savaşları"na değindi. El-Beydanî, seminer öncesi yaptığı konuşmada Ortadoğu krizini tartışma ve çözüm arayışçılığında olma çabalarının önemli olduğunu vurguladı.
 
Dayîm Federal Kongresi Genel Sekreteri Alfred Riachi ise, "Lübnan'ın bölgedeki rolü ve mevcut tarihsel kriz" konulu sunum yaptı. Riachi, Lübnan'da yaşanan olayların kısa tarihine değinerek, ülkede yıllarca yaşanan iç savaşlar ve İsrail'in güney hattına yönelik 24 Mayıs 2000 tarihli saldırılarını hatırlattı.
 
Seminerin ardından katılımcılar konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.