Cumartesi Anneleri engellere rağmen kayıplarının akıbetini sordu

  • 12:55 17 Kasım 2018
  • Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri'nin Galatasaray Meydanı'nda her hafta yaptıkları eylemin yasaklanmasının 13'üncü haftasında kaybedilen Nihat Aydoğan'ın akıbeti soruldu. 
 
Cumartesi Anneleri her hafta "Failler belli, kayıplar nerede" sloganıyla Galatasaray Meydanı'nda gerçekleştirdiği eylemin 712'nci haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi binasında bir araya geldi. Eylemde, kayıpların fotoğrafları, İHD binasının pencerelerine asılırken, Cumartesi Anneleri de, giydikleri tişörtlerde kayıplarının fotoğraflarını taşıdı. Giriş ve çıkışların kapatıldığı sokaktaki eylemde, Cumartesi Anneleri İHD Şube binası önünde açıklama yaptı. Açıklamaya Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı. 24 yıl önce kaybedilen Nihat Aydoğan'ın akıbetinin sorulduğu eylemde haftanın açıklamasını Cumartesi insanlarından Maside Ocak okudu.
 
'Bu inkâr insanlığın inkârıdır'
 
Demokratik bir hukuk düzeninin insan hak ve özgürlüklerinin güvencesi ve varlık koşulu olduğunu kaydeden Maside, "Türkiye'de demokratik, insan hak ve özgürlüklerine dayalı bir hukuk düzeni olmadığı için Cumartesi Anneleri vardır" dedi. Her insanın tüm insanlık olduğuna vurgu yapan Maside, "Siyasal iktidarın adalet talep eden kayıp yakınlarının sesinin engellenmesi, insanlığa karşı suç niteliğindeki gözaltında kaybetme eyleminin resmi olarak inkâr edilmesi anlamına gelir. Bu inkâr insanlığın inkârıdır" diye devam etti.
 
'Bizim mücadelemiz insanlık mücadelesidir'
 
Bu hafta akıbetini sordukları Nihat Aydoğan'ın öyküsünü anlatan Maside sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Midyat-Doğançay köyünde yaşayan 39 yaşındaki Nihat Aydoğan çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşıyordu. 30 Kasım 1994 tarihinde sabah 05.00 civarında Aydoğan ailesinin evi çok sayıda özel tim, asker ve korucu tarafından basıldı. Nihat Aydoğan dövülerek yataktan kaldırıldı. Elleri ve gözleri bağlı, kanlar içinde önce Midyat Jandarma Karakolu'na, daha sonra da Mardin Jandarma Merkez Komutanlığı'na götürüldü. Onu soran ailesine serbest bırakıldığı söylendi. Tüm başvurular sonuçsuz kaldı. Nihat Aydoğan'dan bir daha haber alınamadı."
 
"Bizim mücadelemiz insanlık mücadelesidir, susmayacağız, vazgeçmeyeceğiz" diyen Maside kaç yıl geçerse geçsin, kayıpların akıbetine ulaşmadan, onları kendi elleriyle toprağa vermeden hakikat ve adalet taleplerinden vazgeçmeyeceklerini kaydetti.
 
'Ölene kadar eşimin kemiklerini arayacağım'
 
Ardından 24 yıldır eşi Nihat Aydoğan'ı aradığını belirten Halime Aydoğan, "Ne dirisini ne ölüsünü görmedim, bulamadım. Aramaya devam edeceğim. Ölene kadar eşimin kemiklerini arayacağım. Devlet yetkililerine, hâkimlere, savcılara, herkesi bu konuda duyarlı olmaya çağırıyorum. Bu duruma artık bir çözüm bulup kemiklerimizi versinler. Onlardan bir kemikten başka bir şey istemiyoruz. İçimiz rahat etsin. Onlara olan olmuyor, olan bizlere oluyor" dedi.
 
Galatasaray Meydanı'nın Cumartesi Anneleri'ne yasaklandığını hatırlatan Halime, "Ne zararımız oluyordu onlara. Kimse boşuna o meydana gelmiyordu. Orada olan herkesin bir kaybı var. Bizler de bu ülkenin insanları değil miyiz? Ayrımcılık yapmaya devam etmesinler. Ne zaman ki Kürtlerin ismi anılıyor, herkes kendini yere vuruyor. Devletten mal, mülk istemiyoruz. Kaybettiklerimizin kemiklerini istiyoruz sadece" şeklinde konuştu.
 
'Oğlumun katillerinin yargılanmasını istiyorum'
 
1993'te Bitlis şehir merkezinde gözaltında kaybedilen Özgür Gündem gazetesi muhabiri Ferhat Tepe'nin annesi Zübeyde Tepe ise 1993 yılında oğlunun Zırhlı Tugay Komutanı General Korkmaz Tağma tarafından kaçırıldığını söyleyerek şunları söyledi: "İşkence edilmiş bir şekilde oğlumu bulduk. Ben oğlumun katillerinin yargılanmasını istiyorum. Benim oğlum öldürüldü, gözaltında kayboldu. Başka kimse gözaltında kaybolmasın istiyorum. İster Galatasaray Meydanı olsun, ister İHD binası önü olsun biz nerede olursa olsun bu eylemi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bizim çocuklarımızın katillerini bulsun. Korkmaz Tağma hala yargılanmadı, hesap sorulmadı."
 
Emine Erdoğan'a seslenen Zübeyde, "Bir anne olarak soruyorum, senin oğlun hiç kayboldu mu? İşkence edilmiş bir şekilde gözaltında bir yakınını kaybettin mi? Bu acıyı hiç yaşadın mı?" dedi.
 
Açıklamalardan sonra eylem sona erdi.