İHD'den son bir yılda yaşanan ajanlaştırmaya dönük rapor
- 13:04 16 Kasım 2018
- Güncel
ANKARA - İHD Genel Merkezi son bir yılda baskı ve tehdit yöntemleriyle "İfade alma, mülakat yapma ve ajanlaştırmaya" ilişkin kendilerine 44 başvuru olduğunu açıklayarak, bundan vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi son bir yılda "Baskı, tehdit yöntemleriyle ifade alma, mülakat yapma, ajanlaştırma ve kaçırma" olaylarına ilişkin hazırladıkları raporu, merkez binalarında düzenledikleri basın toplantısı ile kamuoyuna duyurdu. Toplantıya İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve yöneticiler katıldı.
'İnsanları baskı ve tehditle ajanlaştırılmaya çalışıyorlar '
Toplantıda İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan tarafından yapılan açıklamada, İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve İzmir başta olmak üzere üniversite öğrencilerine yönelik ve çok sayıda kişinin kayıt dışı ifadeye zorlandığı belirtildi. Açıklamada, ifadeye zorlanan kişilerin baskı ve tehditle ajanlaştırılmaya çalışıldığı kaydedilerek şu ifadeler kullanıldı: "Şikayetlere baktığımızda, kendisini polis olarak tanıtan kişiler önce kişilerle 'sohbet etmek, arkadaş olmak' gibi ifadelerle bir araya gelmeye çalışıyor. Bu sohbete katılan fakat isteklerini kabul etmeyen kişileri ailesiyle, işiyle, sağlık durumuyla, özel hayatı ile tehdit ediyor. Bazen gözaltıyla bazen de ölümle korkutuyorlar. Gözaltındaki kişiler, tutuklanmakla, veya dışarı çıksa bile her an peşinde olacakları ve kendisini rahat bırakmayacaklarının tehdidi ile korkutuluyor."
'Ajanlaştırma pratiklerini 90'lı yıllardan biliyoruz'
Açıklamada, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Ankara'da yaygın bir şekilde devam eden bu olaylar ile 1990'lı yıllarda, Diyarbakır, Batman, Mardin ve daha birçok kentte alıkoyma, ve bu olaylar sonucunda katledilen binlerce insanın hatırlatıldığı kaydedildi.
Açıklamada, bu yıl içerisinde Ankara, İstanbul ve İzmir şubelerine yapılan başvurulara ilişkin hazırlanan rapor okundu. Rapora göre, İHD'nin İstanbul şubesine 14, Diyarbakır şubesine 7, İzmir şubesine 19 ve Ankara şubesine 4 başvurunun yapıldığı belirtildi.
'Cezasızlık politikası kültür haline geldi'
Açıklamada, bu tarz başvurularda, İçişleri Bakanlığı'na Valiliklere ve Meclis insan Hakları Komisyonu'na faillerin açığa çıkması için yazı gönderildiği ifade edilerek, "Genellikle suç duyurularındaki gibi faille ulaşamadığı, iddianın yalnızca şikayetçinin beyanıyla sınırı olduğu, delil bulunmadığı gibi gerekçelerle başvurular sonuçsuz bırakılmaktadır. Bu cevaplar, Türkiye'deki cezasızlık politikasının kültür haline alındığının başka görünümüdür" diye kaydedildi.
Baskı, tehdit ve ajanlaştırmaya son verilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada raporda yer alan öneriler ise şöyle sıralandı:
"*Tehdit, baskı ve zorla kaçırmaya yeltenme uygulamasıyla karşılaşan kişiler, tüm bu girişimlerin kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ile işkence kötü muamele yasağının ihlali olduğunu bilerek, bu baskı yöntemlerine boyun eğmemeli, yasak sorgu ifade işlemlerine iştirak etmemeli, bu girişimlerde bulunan görevliler hakkında başta savcılığa şikayet olmak üzere tüm hukuki süreçleri işletmelidir.
*Cumhuriyet Başsavcılıkları olmak üzere İçişleri Bakanlığı, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu, TİHEK, Valiliklerin insan hakları ihlallerinin takibi yaparak etkin bir adli ve idari soruşturma yürütülmesine katkı sunmalıdır.
*İçişleri Bakanlığı'na bağlı olarak kurulan Kolluk Gözetim Komisyonu BM ve Ak kriterlerine uygun biçimde faaliyete geçmeli, kolluğa hesap verebilirliğini sağlamalıdır.
* Güvenlik ve İstihbarat birimleri faaliyetlerini hukuka uygun bir biçimde sürdürmeli, kişilerden baskı ve tehdit yöntemleriyle delil elde etme yönteminden vazgeçmeli, TBMM Güvenlik istihbarat komisyonu alt komisyonu kurarak istihbarat örgütlerinin yasa dışı faaliyetleri konusunda araştırma yapmalıdır. "