Vize verilmeyen Bekes için tepki: 2 yaşındaki bebekten bile korkuyorlar

  • 10:30 10 Kasım 2018
  • Güncel
ŞIRNAK - AİHM'nin Cizre'de sokağa çıkma yasakları sırasında yapılan başvurulara ilişkin 13 Kasım tarihinde yapacağı duruşmaya bodrum katlarında katledilen Orhan Tunç'un bebeği Bêkes'in katılması da beklenirken vize verilmemesi tepkilere neden oldu. Bêkes'in annesi Güler Tunç duruma tepki göstererek, "Korkuyorlar işte iki yaşındaki bir çocuğa vize vermeyecek kadar korkuyorlar" dedi.  
 
Şırnak'ın Cizre ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarına dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yapılan başvuruların duruşması, 13 Kasım'da görülecek. Yasak sırasında katledilen Mehmet ve Orhan Tunç kardeşlerin ailesine, Fransa'nın Strazburg şehrinde bulunan AİHM'deki duruşmaya katılmaları için davetiye gönderildi. Ancak Fransa Ankara Büyükelçiliği, "aile olarak iltica riski" olduğu gerekçesiyle Mehmet Tunç'un annesi Esmer Tunç ve Orhan Tunç'un 2 yaşındaki oğlu Bêkes'e vize vermedi. Büyükelçilik, sadece Mehmet Tunç'un eşi Zeynep Tunç ve Orhan Tunç'un eşi Güler Tunç'a vize verdi.  
 
Daha önce Türkiye'den savunma istenmişti!
 
2015 Ağustos ayından bu yana Cizre, Sur ve Silopi başta olmak üzere bölgedeki pek çok il ve ilçede 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11. Maddesi'ne dayanılarak kaymakam ve valiler tarafından ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında meydana gelen hak ihlallerine karşı 2015 ve 2016 yıllarında Anayasa Mahkemesi (AYM) ve AİHM'e çok sayıda başvuru yapıldı. Bu başvurularda AYM ve AİHM'den hak ihlallerinin önüne geçebilmek için geçici tedbir kararları vermeleri istenmişti. AİHM, mahkeme içtüzüğünün 41. Maddesi uyarınca bu başvuruların öncelikli olarak ele alınmasına karar vermişti. 
 
Bu kararın bir sonucu olarak AİHM, 15 Aralık 2016 tarihinde bu süreçte kendisine sokağa çıkma yasakları bağlamında 160'tan fazla kişiyi temsilen yapılan 34 başvuru hakkında Türkiye'den savunma istediğini ve başvurucuların esası hakkında ilerleyen tarihlerde karar vereceğini duyurmuştu. 
 
Bêkes'te duruşmaya katılacaktı
 
Türkiye'den avukatların katılacağı dava için davet gönderilen hayatını kaybeden Mehmet Tunç ve Orhan Tunç'un ailesinden dört kişi de o gün mahkeme salonunda bulunacaktı ancak Fransa Ankara Büyükelçiliği, "aile olarak iltica riski" olduğu gerekçesiyle Mehmet Tunç'un annesi Esmer Tunç ve Orhan Tunç'un 2 yaşındaki oğlu Bêkes'e vize vermedi. Yapılacak duruşmanın tarihi olduğunu ve Cizre'de yaşamını yitiren yüzlerce genç adına orada olacaklarını dile getiren Güler, "Eğer Bêkes orada olsaydı amcası ve babası hakkında bilmediklerini öğrenecekti" dedi.
 
'Yaralı halde hastaneye getirilmeleri için her şeyi yaptık'
 
Güler, eşinin üç yıl önce Cudi Mahallesine geçerken ayağından yaralandığını, yaralı diğer arkadaşları ile birlikte hastaneye gelmeleri için her şeyi yapmalarına rağmen doğumundan bir gün sonra eşinin yaşamını yitirdiği haberini aldığını söyledi. Son çare olarak başvurdukları AİHM'in de o süreçte koridor açamadığını dile getiren Güler, "O ve onun gibi onlarca yaralı hastaneye gitsin diye her şeyi yaptık. Ama ambulansla onları alıp hastaneye götürmediler. Tam 10 saat Orhan ve arkadaşları kan kaybı yaşadı.  O zaman biz son çare olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi( AİHM)'e başvurduk. Onlardan bir koridor açmalarını bekledik. O zaman AİHM'de bunu yapmadı. Orhan en sonda arkadaşları ile birlikte bir evin alt katına girdi. Girdikten sonra da bodrumlar yaşandı zaten. En son sesini ölmeden bir gün önce duydum" dedi.
 
'Hayatını kaybeden bütün gençler adına orada olacağız'
 
AİHM'in üç yılın sonunda aldığı duruşma kararından sonra davet aldıklarını ve anne Esmer Tunç, Mehmet Tunç'un eşi Zeynep ve oğlu Bekes ile mahkemeye gidecekleri için hazırlıklara başladıklarını belirten Güler, vize verilmeme durumunun hukuksuz olduğunun altını çizdi. Güler, "AİHM üç yılın ardından 13 Kasım'da görülecek olan duruşmaya bizi davet etti. Başvurucu Ömer Elçi'nin ve yaralanarak hayatını kaybeden Orhan Tunç'un dosyasına bakacaklar. Sadece Orhan değil emsal olarak Orhan adı üzerinde 34 kişinin başvurusuna bakacaklar. Bu nedenle bizim de katılmamızı istediler. Biz 13 Kasım'da Fransa'da olacağız. Mahkemede sadece Orhan adına değil, Cizre'de hayatını kaybeden bütün gençlerin bodrum katlarında katledilenlerin mahkemesi olacak. Biz de yüzlerce gencin adına orada olacağız. Bu tarihi bir mahkeme olacak. Umutlu bir süreç olacak bizim umudumuz var. Biz eminiz ki o duruşmada yaşananlar bütün dünyaya duyurulacak. Cizre'de yaşanan vahşeti orada öldürülüp daha sonra katledilen gençleri anlatacağız. Bir tek Orhan adına değil bütün Şırnak adına bu kente yapılanları orada bir bir anlatacağız " diye konuştu.
 
'Bêkes gerçekleri orada öğrenecekti'
 
Yanında götürmeyi planladığı ancak izin verilemeyen oğlu Bêkes'in babası ve amcası hakkında bilmediklerini mahkemede anlayıp öğreneceğini dile getiren Güler, "Orhan yaşamını yitirdikten bir gün sonra ben doğum yaptım. Bir koridorun açılmasını ve Orhan'ın çıkmasını beklerken bana Orhan'ın cenazesi Habur Sınır Kapısında bekliyor dediler. Bana o haberi o kadar geç vermeleri zoruma gitti. Orhan'ın o zaman çocuğu olacağından haberi vardı. Ben gelemeyeceğim, bunun içinde onun adı Bêkes olsun demişti.  Duruşma salonunda o gün Bêkes'te yanımızda olacaktı. Ben, anne ve Bêkes orada olacaktık. Orada belki birçok şeye tanık olacaktı. Amcası ya da babası hakkında bilmediği birçok şeyi o duruşmada öğrenecek ve anlayacaktı" diye vurguladı.
 
'Yapılan haksızlığı kabul etmiyoruz'
 
Güler, "Çocuk zaten duruşmaya alınmayacaktı. Dört saat sürecek olan duruşmada kalmayacaktı. Ama en azından yanımda olacaktı o üç gün yanımda olacaktı ben de sarılacaktım. Başta da vize çıkarmak için sorun çıkardılar. Sonra bize üç günlük bir vize çıkardılar. Şimdi de diyorlar ki 'sadece iki anne gitsin'. Korkuyorlar işte iki yaşındaki bir çocuğa vize vermeyecek kadar korkuyorlar. Şimdi biz gideceğiz onlar kalacak. Anne de hastaydı ama o hasta haliyle gelecekti. Şimdi ona da izin vermiyorlar. Bu haksızlığı kabul etmiyoruz" dedi.