
Mersin’de 33 Düş Yolcusu anıldı
- 18:43 21 Temmuz 2025
- Güncel
MERSİN - Pirsûs Katliamı'nın 10’uncu yılında katledilenleri anmak için yapılan basın açıklamasında, “Barış ve demokratik toplum sürecinin gerekliliği olarak bu coğrafyada yaşanan tüm katliamların aydınlatılması, kanayan yaralarımızın kabuk bağlamasının ve iyileşmesinin tek yoludur” denildi.
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, Riha'nın Pirsûs ilçesinde DAİŞ'in bombalı saldırısında katledilen 33 Düş Yolcusu için Özgür Çocuk parkında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada “Suruç katliamını unutmadık unutmayacağız, 33 Düş yolcusunu anıyoruz”, “Suruç için adalet herkes için adalet” pankartları açılırken, “Suruç’ta Gezi’de Rojava’da düşene dövüşene bin Selam”, “Xewnên 33’yan di tekoşîna me de zindî bibe”, “Suruç’tan Kobanê’ye 33’lerin düşleri isyanımızdır”, “Ala şehîden Pirsus’ê di destê ciwanan da bilind dibe” dövizleri taşındı
'Katliamın asıl sorumlularına dair hiçbir işlem yapılmadı'
Suruç’la başlayan katliamın aydınlatılmayarak 10 Ekim Ankara Gar katliamı, Antep Katliamı ile devam ettiği belirtilen açıklamada, “Aydınlatılmayan, hesabı sorulmayan her katliam başka bir katliamın öncüsü oldu. Katliamı gerçekleştiren failin 20 yaşındaki Adıyaman Üniversitesi Makine Mühendisliği öğrencisi Abdurrahman Alagöz olduğu tespit edilmiş, hatta saldırıdan sonra fail olan Abdurrahman Alagöz'ün, abisi ile birlikte "terör nitelikli kayıp" olarak 6 aydır kaydının olduğu, babasının 2 ay önce İl Emniyet Müdürlüğüne iki oğlu için ihbarda bulunduğu da belirlenmişti. Ancak aradan geçen on yılda katliam emrini verenler tespit edilmediği gibi, katliamın gerçekleşmesinde kusuru ve kastı olan devlet görevlilerinin sorumluluğuna dair hiçbir işlem yapılmadı ve böylece katliamın asıl sorumlularının karanlıkta kalmasına neden olundu” denildi.
Katliamı aydınlatacak soruşturma yürütülemedi
Katliamın aydınlatılmasında yargısal süreçlerin de engellendiği söylenen açıklamada, “Suruç Katliamı davasını gören Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi, mağdur ailelerin ve avukatlarının bütün haklı taleplerine rağmen kovuşturmayı derinleştirmediği gibi soruşturma aşamasında yetkili merci tarafından 18 ay boyunca gizlilik kararı alındı. Ancak, 18 ay boyunca devam eden gizlilik kararının kaldırılmasıyla fail Abdurrahman Alagöz hakkında ailesinin kayıp ilanı verdiği öğrenildi. Yine bu konu hakkında bütün istihbarat ve emniyet müdürlüklerine gönderilen bir saldırı gerçekleştirileceği bilgisi olduğu öğrenildi. Buna rağmen bombacının saatlerce Suruç’ta ve aynı zamanda emniyet müdürlüğünün önünde gezdiği ortaya çıktı. Katliamcı failin herhangi bir güvenlik önlemine takılmadığı ve aramasının yapılmadığı çok sonra öğrenilmiş oldu. Aynı hukuk dışı uygulamalar ve katliamı esasında çözmek istemeyen tavır kovuşturma aşamasında da devam etti. Dosyada bulunması gereken deliller yıllar sonra dosyaya kazandırılabildi. Firari sanıkların bulunmasına yönelik etkili bir kolluk faaliyeti yürütülmedi. Dolayısıyla görevli ve yetkili devlet mercileri gerekli önlemleri almayarak katliama yol vermenin yanında, etkili ve katliamı aydınlatacak bir ceza soruşturması ve kovuşturması da yürütmediler” ifadeleri kullanıldı.
'Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin gerekliliği olarak katliamlar aydınlatılsın'
Açıklamada geçmişle yüzleşme ve etkin bir araştırma sonucu faillerin bulunması, cezalandırılmasıyla toplumsal adalet anlayışının yeniden tesis edileceği belirtilerek, "Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nin gerekliliği olarak bu coğrafyada yaşanan tüm katliamların aydınlatılması, kanayan yaralarımızın kabuk bağlamasının ve iyileşmesinin tek yoludur. Suruç Katliamı sorumlularının cezalandırılması ve katliamın aydınlatılması için ilk günden beri sürdürdüğümüz mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz. Bu vesileyle bir kez daha yaşamını kaybeden 33 düş yolcusunu saygıyla ve özlemle anıyoruz” denildi.