
Uluslararası kurumların Türkiye sessizliği!
- 09:02 9 Kasım 2018
- Güncel
Sozda Oremar
EFRÎN - Son bir haftada 7 kadının kaçırıldığı Efrîn'de yaşananları ve doğasına yapılanları dünya kamuoyuna yansıtmak için komiteler oluşturduklarını belirten Hukukçu Evin Hec Hemo, “Efrîn'den çıkmadan önce tahminen 920 dosya, Şehba'ya geçtikten sonra da 1500 dosya hazırlayıp uluslararası hukukçulara ve ülke temsilcilerine gönderdik. Bu kadar veri ve elimizdeki dosyalara rağmen uluslararası kamuoyu sadece sessizliğe gömüldü” dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve bağlı grupların denetiminde olan, gündeme "refaha kavuştu" söylemleriyle getirilen Efrîn'de, olayların perde arkası yerel kaynaklar tarafından gün yüzüne çıkarılıyor. Türkiye ve Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) ait bayrakların dalgalandığı kentte, tüm ilçelerde arama noktaları kuruldu, giriş çıkışlar ise denetim altında. Evlere baskın, gözaltı, kaçırma ve fidye almanın devam ettiği öğrenildi.
Son bir haftada 7 kadın tutuklandı
Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre, son dönemde fidye karşılığında kadınlar kaçırılıyor ve çocuklar zorla evlendiriliyor. Efrîn'in Mabata ve Cindirês ilçelerinde son bir haftada 7 kadın kaçırılarak tutuklandı. Kadınların nereye götürüldükleri bilinmiyor. Tutuklanan kadınların isimleri şöyle: Rojin Mihemed (Xelil Kirka Jêrêye köyünden), Ruken Ömer Silêman (Dargirê köyünden), Ruşin Emin Emo (Mabata), Bêrivan Enwer (Bekir Dargirê'nin Alî jêrê köyünden), Newroz Eshad (Mistefa Dargirê köyü), Cihan Hanana (Şêkelye köyü) ve Medya Evdo Eloke (Cindirês ilçesi İska köyünden).
Efrînlilerin payına yüzde 10!
Öte yandan Efrîn’de talan edilen zeytinlikler için anlaşmazlık yaşandığı kaydedildi. Türkiye'nin öncülüğü ile kentte kurulan meclisin aldığı karar doğrultusunda halkın zeytinlerini toplamasına hala izin verilmediği aktarıldı. Birçok zeytinlik ÖSO’ya bağlı gruplar tarafından kesilirken, yine merkez ve ilçelerindeki zeytinlerin bu gruplar ve aileleri tarafından toplanarak satıldığı ifade edildi. Halka verilen yüzde 10'luk payın işlenmeden Efrîn'in dışına çıkarılmaması ve Türkiyeli tüccarlara 14 Suriye parası ile satılması kararı alındığı da belirtildi. Zeytinlerin Türkiye'ye satıldığı bilgisini veren yerel kaynaklar, yine zeytinyağlarının da Türkiye tarafına götürüldüğünü aktardı.
Türkiye'nin son dönemde Efrîn ve ilçelerinde PTT ve Ziraat Bankası şubelerini açması ise bu iddiaları kuvvetlendirdi.
Arsalar 100 Dolar karşılığında satılıyor
Yine yerel kaynaklar, TSK’ye bağlı askerlerin Raco ve Bilbilê ilçesine yoğun sevkiyat yaptığı ve buraya yerleştiklerini öne sürdü.
Buralarda bulunan Efrînli Kürtlere yoğun baskı yapıldığı ve Doğu Guta'dan getirilen grupların ailelerinin yerleştirildiği belirtilirken, Kürt aileleriyle iletişime geçmemelerinin tembihlendiği aktarıldı. Yine Efrîn halkına ait arsaların 100 Dolar karşılığında bu grupların ailelerine satıldığı kaydedildi.
Kobanê, Minbic ve Girê Spî'ye operasyon
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir toplantıda Firqa Sultan Murad, Firqa Hamzat, Cepha el Şamiyê ve Ehrar el Şam gruplarının Kobanê, Minbic ve Girê Spî'ye dönük operasyonda yer almasının kararlaştırıldığı iddia edildi. Grupların para karşılığı operasyonda yer alacağı ve 2 milyon TL verildiği de öne sürüldü.
'Demografik yapı tümden değiştirilmek isteniyor'
Efrîn'de yaşanan bu gelişmeleri değerlendiren hukukçu Evin Hec Hemo, TSK ve ÖSO'nun 20 Ocak'ta başlattığı saldırıların doğa ve halkalara dönük olduğunun altını çizdi. 18 Mart'ta TSK ve ÖSO'nun Efrîn merkeze girdikten sonra halka dönük ciddi baskıların olduğunu ve doğaya zarar verildiğini vurgulayan Evin, bunun en bariz örneğinin ise zeytin ağaçlarının kökünden kesilmesi olduğunu söyledi.
Evin, "Bu doğaya olan saldırı aslında Türkiye'nin Efrîn'de yapmak istediklerini de açıkça gözler önüne seriyor. Yine buradaki sivil halka ciddi işkenceler uygulanıyor. Bu baskı ve işkencelerle toprağını terk etmeyen Efrînliler göçertilmek isteniyor. Demografik yapının tamamen değişmesi isteniyor. Yine Efrînli kadınlara şiddet ve işkenceler dayatılıyor. Kadınlar kaçırılıyor, evleri basılarak şiddete ve tecavüze maruz bırakılıyor, gözaltına alınıyor ve tutuklanıyorlar. Sadece kadınlar tek değil tutuklanan herkes için halktan çok yüksek mevlalarda fidye alınıyor. Bu uygulamaların asıl amacı halkı buradan tamamen çıkarmak."
Uluslararası hukukçuların ve örgütlerin Efrîn sessizliği!
Evin, Şehba'da yaşayan hukukçular olarak Efrîn'de yaşananları ve doğasına yapılanları dünya kamuoyuna yansıtmak için komiteler oluşturduklarını belirtti. Şuanda oluşturdukları komitelerin Efrîn'de yaşananları tespit ettiğini ve bunu raporlaştırdığını söyleyen Evin, şimdiye kadar birçok raporlarını uluslararası hukuk örgütlerine gönderdiklerini dile getirdi. Buna karşı uluslararası bir sessizliğin olduğunu kaydeden Evin, "Hem hukuksal olarak hem de kurum kuruluşlar olarak bu güne kadar uluslararası arenada sessizliği tercih ettiler. Bizler Efrîn'den çıkmadan önce tahminen 920 dosya hazırladık ve kendilerine gönderdik. Fakat bizlere bir dönüş olmadı. Şehba'ya geçtikten sonra da 1500 dosya hazırlayıp uluslararası hukukçulara ve ülke temsilcilerine gönderdik. Buna da herhangi bir dönüş olmadı. Raporlarda Efrîn'de yaşanan hak ihlalleri, kaçırılmalar, işkenceler, yapılan talan, demografik yapının değiştirilmesi, doğaya olan talan, zeytin ağaçlarının kesilip yakılması gibi birçok konuyu işledik. Bu kadar veri ve elimizdeki dosyalara rağmen uluslararası kamuoyu sadece sessizliğe gömüldü” ifadelerini kullandı.
Hukukçular olarak atılacak olan her türlü adıma hazır olduklarını belirten Evin, uluslararası kamuoyunun bu sessizlikten çıkmasını istedi. Evin, şöyle devam etti: "Bu güne kadar Efrîn'de yakılan, kesilen zeytin ağaçları için uluslararası örgütlerden tek bir açıklama gelmedi. Bu konunun araştırılması için tek bir adım atılmadı. Acaba neden? Bu kuruluşların kendilerini siyasi alandan koparması gerekiyor. Burada yaşananlar tüm insanlığı ilgilendiriyor. Siyasi çıkarlar gözetilerek burada yaşananlara sessiz kalmak ne kadar etiktir? Biz onlara görevlerini tekrar hatırlatmak istiyoruz. Sizler baskı altında olan, zulüm gören halkların yaşadıkları ile ilgilenmekle sorumlu kuruluş ve örgütlersiniz."