Sağlık emekçileri ‘Torba Yasa’ya karşı sokağa çıktı

  • 19:37 4 Kasım 2018
  • Güncel
DİYARBAKIR - Meclise sunulan ‘Torba Yasa’ya karşı bir araya gelen sağlık emekçileri, “Hekimlik kamusal niteliği olan hizmet odaklı bir meslektir. Devlet güvenliğini ilgilendirecek stratejik bilgi, durum ya da konumla ilgisi yoktur” denildi. 
 
“İş güvencesi, can güvencesi, yaşam hakkı ve çalışma hakkımız için nöbetteyiz” şiarı sağlık emekçileri Diyarbakır Yenişehir ilçesi Ofis semtinde bulunan sanat sokağında bir araya gelerek basın açıklaması ve oturma eylemi yaptı. Açıklamaya Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Diyarbakır Diş Hekimleri Odası da (TDB) üyeleri katıldı. Açıklamada, “Bu yasa tasarısını kabul etmiyoruz, kandırmaca değil, haklarımızı istiyoruz” yazılı pankart açılırken, sık sık, “Direne direne kazanacağız”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganları atıldı. 
 
‘maddelerimizin bir an önce eklenmesini istiyoruz’
 
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görevinin bin bir emekle kazanılmış hekimlik mesleğinin nasıl gasp edileceğini düzenlemek olmadığını belirten Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Şerif Demir, “Asıl görevi sağlıkta şiddeti durduracak somut maddeler içeren yasalar çıkarmaktır. Kamuoyuna her ne kadar ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ olarak sunulmaya çalışılsa da Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerince ‘Torba Yasa’ olarak TBMM’ye sunulmuş olan teklifin 24’üncü maddesinde yer alan düzenlemenin Türk Tabipleri Birliği’nin ısrarla önerdiği Sağlıkta Şiddet Yasası Teklifi ile ilgisi yoktur ve bu haliyle sağlıkta şiddeti önlemekten tamamıyla uzaktır. Oysa 2 Ekim 2018 günü meslektaşımız Dr. Fikret Hacıosman cinayetinin de gösterdiği gibi sağlıkta şiddet oyalamaya, kandırmacaya, göz boyamaya gelmeyecek kadar büyük ve ciddi bir sorundur. Bu nedenle öncelikle mevcut taslağa sağlıkta şiddette caydırıcılık sağlayacak maddelerimizin bir an önce eklenmesini istiyoruz” ifadelerine yer verdi. 
 
‘5’inci maddede yer alan düzenleme bir felakettir’
 
Şerif, mevcut yasa teklifinin 5’inci maddesinde yer alan düzenlemenin ise en anti-demokratik rejimlerde bile rastlanamayacak türden bir felaket olduğuna işaret etti. Şerif, “Haklarında, meslek icrasının yasaklanmasını gerektiren bir suçtan dolayı mahkemeler tarafından verilmiş bir ceza  olmayan hekimlerin, mesleklerini icra etme haklarının belirli süreyle tümüyle ortadan kaldırılması söz konusu olamaz. Devamında da çok güçleştirilmesi, hekimlik faaliyetinin ayrılmaz parçası olan tıbbi rapor düzenlenmesi yetkisinin tümüyle ortadan kaldırılması ağır bir biçimde hukuka aykırı, keyfi ve gayri vicdanidir. Bir insanın hekim olup olmadığına, hekimlik yapıp yapamayacağına mezun olduğu okul, aldığı diploma ve mesleki yeterliliği üzerinden karar verilir” diye belirtti. 
 
‘Hekimlik hizmet odaklı bir meslektir’
 
Bunların dışında hiçbir gücün hekimliği geçici sürelerle ya da kalıcı olarak gasp etme hakkına sahip olmadığını söyleyen Şerif, “Hekimlik kamusal niteliği olan hizmet odaklı bir meslektir. Devlet güvenliğini ilgilendirecek stratejik bilgi, durum ya da konumla ilgisi yoktur. Hekim hastasını muayene eder, tedavisini düzenler, gerekiyorsa ameliyatını yapar. Koruyucu sağlık hizmetleri ile de insanların hastalanmasını engellemeye çalışır. Bu hizmetin devletin güvenliği ile bir irtibatı yoktur. Kimi görevlilerin kişisel yorumuna dayalı olarak kamu görevinden ihraç edilen ya da güvenlik soruşturması olumsuz bulunan/bulunabilecek her hekim teklifteki tehdit ile karşı karşıyadır. Böyle bir anlayış kabul edilemez. Bu yöntem sürdürülemez. Hukukun geçerli olduğu bir ülkede uygulanması imkansız bu yasal düzenlemelerin yasalaşmasını engellemek için bütün hekimler sağlık çalışanları, yaşama ve çalışma hakkına sahip çıkan tüm yurttaşlar olarak var gücümüzle karşı durmaya ve sesimizi her yerde duyurmaya kararlıyız” sözlerinin altını çizdi. 
 
Açıklamanın ardından sağlıkçılar 1 saatlik oturma eylemi gerçekleştirdi. Oturma eyleminin de ardından eylem sonlandırıldı.