İSTANBUL - Türkiye'de kadın katliamlarında, ateş silah nedeniyle yaşamını kaybedenlerin oranı yüzde 80 olarak kaydedilirken, Umut Vakfı Koordinatörü Ebru İlke Bingör, çözümün şiddete karşı toplumsal duruş sergilemek olduğunu vurguladı.    

 

Bireysel silahlanmaya karşı mücadele eden Umut Vakfı'nın verilerine göre, Türkiye'de kadınların öldürüldüğü şiddet vakalarının yüzde 80'inde patlayıcı-ateşli silahlar kullanılıyor. Dünyada her yıl 4 bin 500 kişi bireysel silahlanma nedeniyle yaşamını kaybediyor. Vakfın başka bir raporuna göre de, Türkiye'de 20 milyon silah bulunuyor ve bu silahların 2,5 milyonu ruhsatlı, 17 milyonu ise ruhsatsız. 

 

575 kişi yaşamını yitirdi

 

Bireysel silahlanma en çok da kadına yönelik şiddette kendisini gösteriyor. Helin Palandöken'in internet üzerinden sipariş edilen bir pompalı tüfekle öldürülmesi bireysel silahlanmanın kadına yönelik şiddet konusunda basına yansıyan örneklerden sadece biri. Umut Vakfı, 2018 yılına dair bireysel silahlanma raporunu henüz kamuoyu ile paylaşmadı ancak vakfın bir önceki yıl açıkladığı rapora göre, 2017'nin ilk 8 ayında bin 575 kişi bireysel silahlanma nedeniyle yaşamını kaybetti.  

 

Rakamlar çok daha ürkütücü

 

2017'nin ilk 9 ayında aralarında dinamitle öldürülen Nurcan Demiröz'ün de bulunduğu 272 kadın yaşamını kaybederken, 147 kadın da ağır yaralandı. Raporda, 2016'nın ilk 8 ayında 34'ü koruma altında toplam 248 kadının yaşamını kaybettiği belirtilirken, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet birimlerindeki rakamların ise çok daha ürkütücü olduğu ifade edildi. 

 

En fazla silah kullanılan ay Aralık 2017 

 

Aylara göre bakıldığında da, 2017 Ocak ayında 17 ilde 20'si silahlı 23 kadın cinayeti gerçekleşti. Şubat'ta 24 ilde 29'u silahlı toplam 39 kadın cinayeti, Mart'ta 23 ilde 35'i silahlı 42 kadın cinayeti, Nisan'da 17 ilde 21'i silahlı 29 kadın cinayeti, Mayıs'ta 22 ilde biri dinamitle olmak üzere 33'ü silahlı 44 kadın cinayeti, Haziran'da 23 ilde 27'si silahlı 34 kadın cinayeti, Temmuz'da 24 ilde 32'si silahlı 38 kadın cinayeti, Ağustos'ta 25 ilde 29'u silahlı 43 kadın cinayeti, Eylül'de 27 ilde 40'ı silahlı 48 kadın cinayeti, Ekim'de 28 ilde 36'sı silahlı 45 kadın cinayeti, Kasım'da 20 ilde 29'u silahlı 35 kadın cinayeti ve son olarak Aralık'ta da 26 ilde 40'ı silahlı 52 olay yaşandı. 

 

'Şiddet toplumsal bir hastalık' 

 

Umut Vakfı Koordinatörü Ebru İlke Bingör, şiddetin toplumsal bir hastalık olduğunu belirterek, "Sadece kadınlar değil toplumun hemen her kesiminde insanlar her gün evden işyerine, sokaktan toplu taşıma araçlarına, okullardan yurtlara farklı boyutlarda şiddete maruz kalıyor ve şiddet şiddeti doğuruyor. Türkiye'de toplumun tüm katmanlarında artarak karşımıza çıkan cinsel tacizden tecavüze, tehdit ve eziyetten sindirmeye, yaralamadan öldürmeye şiddetin artık ciddi bir problem haline geldiğini düşünüyoruz, görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu. 

 

 Çözüm: Şiddete karşı toplumsal duruş 

 

Şiddetin böylesine artarak toplumun tüm katmanlarına yayılmasının sebeplerinin araştırılması, ortaya çıkarılması ve azaltılması için çalışmaların yapılması gerektiğini vurgulayan Ebru, "Şiddetsiz bir toplumun oluşması için bizi yönetenlerden tüm sivil toplum örgütlerine, derneklere kadar kısacası ilgili herkesin acilen el ele vermesi gerektiğini, çalışmalar yapması, toplumsal bir duruş sergilemesi gerektiğini düşünüyoruz" çağrısı yaptı.