
Wini Omer: Sudan'daki sistem kadın için korkutucu
- 09:05 3 Eylül 2018
- Güncel
Sozda Oremar
HABER MERKEZİ - İdam cezası ile yüz yüze olan gazeteci ve kadın hakları savunucusu Wini Omer, Sudan'da hakikati yansıtmak için çalışan kadın gazetecilerin her türlü baskı ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Wini, Sudan'daki durumu, "Sudan'da özgür düşüncenin önüne geçmek için yasalar çıkarılıyor. Ancak bu yasalar özgür düşüncenin önüne geçemez" sözleriyle özetledi.
Kuzey Afrika ülkelerinden olan Sudan resmi adıyla Sudan Cumhuriyeti, Sınır Tanımayan Gazeteciler'in (RSF) 2018 Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 174. sırada bulunuyor. Sudan'da toplanma ve eylem yapmak dahi bir çok demokratik hak yasaklar arasında yer alırken, kadınların kıyafetlerine yönelik yasaklar da bulunuyor. No to Women's Oppression Initiative verilerine göre, Sudan'da 2016 yılında 15 binden fazla kadın "Kamu düzenine karşı çıkma" suçlamalarıyla kırbaç cezasına çarptırıldı.
Wini Omer de bu baskıların yaşandığı Sudan'da yıllardır gazetecilik ve kadın hakları savunuculuğu yapıyor. Wini, gençlere insan hakları, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve üreme sağlığı konularında eğitim vererek, ayrıca çocuk koruma alanında gönüllüler ile cinsel şiddetin önlenmesi, kadın sünneti ve çocuk yaşta evlendirilmelerin sona erdirilmesine ilişkin oturumlar düzenliyor. Sosyoloji ve antropoloji bölümlerini okuyan Wini, sosyal bilimler ve sosyal değişim alanında yaptığı araştırmalar ile tanınıyor.
Bugüne kadar birçok çalışmada yer alan Wini, etek giydiği ve insan hakları çalışmalarına katıldığı için devlete karşı suçlar da dahil, toplam 8 suçlamayla hakkında dava açıldı. Hakkında yurtdışı yasağı da bulunan Wini, şimdi hapis ve idam cezasıyla karşı karşıya bulunuyor.
Wini Omer, Sudan'da gazetecilik yapmak, kadın çalışmaları, deneyimleri ve karşı karşıya olduğu baskılar hakkında ajansımızın sorularını yanıtladı.
* Sudan'da kaç yıldır gazetecilik ve kadın hakları savunuculuğu ile ilgileniyorsunuz?
2014 yılından bu yana gazetecilik yapıyorum. Sudan'da Stzin gazetesinde 2014 yılında çalıştım. Gazete daha sonra 2016 yılında kapatıldı. Bunun yanı sıra kadın sorunlarını içeren haftalık Alhadatha Alsudanya dergisinde editörlük yapıyorum. 2007 yılında üniversite öğrencisi iken kadın sorunlarıyla ilgilendim. Kadın sorunlarını konu edinen eğitimlere de katıldım.
* İnsan hakları, cinsiyet temelli şiddet, üreme sağlığı "kadın sünneti" olarak anılan genital sakatlanma, çocuk yaşta evlilikler gibi konularda önlem ve duyarlılık geliştirmesi için çalışmalar yaptınız. Elde ettiğiniz veriler nelerdir?
Kadın üzerindeki şiddet; psikolojik, fiziki, toplumsal ve kadın ekonomisi üzerine büyük bir etki yaratmaktadır. Özellikle kadına karşı fiziksel şiddet dayak, boğma ve bütün işkence türleri kadın sağlığını çok derinden etkiliyor ve ölüme kadar götürüyor.
Aynı zaman da kadın piskolojisini çok derinden etkileyen işkence türlerinden kadını köleleştiren, cinsel istismar vb. gibi bunalım psikolojik hastalıklar yaşanıyor.
* Kadın sünneti ve çocuk yaşta evlilik kadın sağlığını nasıl etkilemektedir?
Kadın sünneti bazı toplumlarda bir kültür olarak yayılmış durumda ve bu da kadını doğrudan köleleştiren bir yaklaşımdır. Kadına güvenmedikleri için ve "şeref" adı altında yapılan bu sünnetler, o toplumlara göre sünnet yapamayan toplumları eksik görüyorlar. Sudan'da yüzde 90 kadınlar sünnet ediliyor. Bu oran da büyük tehlike arz ediyor. Özellikle kadın sünneti kadının psikoloji ve sağlığını çok derinden etkileyip ölüme kadar götürüyor. Bunun bir örneği de Enam adındaki küçük bir kızın sünnet edilmesi sırasında hayatını kaybetmesidir.
Sudan'da yaygınlaşan bir diğer esas sorun ise 7 ve 10 yaşlarındaki kız çocuklarının evlendirilmesidir. Sudan'daki anayasa bir babanın 7 ve 10 yaşındaki küçük kız çocuklarını evlendirebilmesine imkan sağlıyor. Bu olay çocuk haklarını ayaklar altına alıyor. Küçük yaşta evlendirilen kız çocuklarının sağlığı, psikolojisinin bozulmasının yanı sıra gördüğü şiddet iki canlılık ve hiç hazır olmadığı bu durum ataerkil zihniyeti ile kadının değersiz kılınıp eve kapatılması ve yine kadının tarihten bu yana olan rolünü bertaraf edip eve hapsediyor.
* Sudan'da kadınlar ve kadın gazeteciler ne tür sorunlar ile karşılaşıyor?
Sudan'da gazetecilik kadar zor bir meslek yoktur. Kadın gazeteciler büyük engellerle karşı karşıya kalıyorlar. Özellikle siyasi olay ve eylemleri takip eden gazeteci kadınlar, polisler tarafından gözaltına alınıyor. Devlet bunları doğrudan kendisine karşı görüyor. Hakikati yansıtan gazeteci kadınlar direndiklerinde her türlü hakarete maruz kalıyorlar. Başvurdukları her yol yöntem kadınları çalışmalardan uzaklaştırmak ve kadınların kamuoyundaki seslerini kısıtlamak için kullanılıyor.
Bana göre Sudan'daki sistem, kadın için korkutucu bir sistemdir. Sudan'da erkek zihniyeti hakim. Kadının yaşam ve mesleki alanı hedef alınıyor. Güçsüz görülerek doğrudan şiddete maruz bırakılıyor. Yine Sudan'da kadın hakları yok sayılırken, kadın ekonomiden mahrum bırakılıyor. Kadının öz ekonomisinin olmaması kendisini toplumda var edebilmesine engel oluyor. Sudan devleti tarafından sayısız kadın tutuklanıyor. Burada oluşturulan sisteme karşı kadınlar olarak bir olup mücadelemizi yükseltmeliyiz.
* Hakkınızdaki suçlamalar hakkında ne düşünüyorsunuz?
2017'nin Aralık ayında giydiğim bir etek yüzünden Sudan yasalarının 152. maddesi kapsamında gözaltına alındım. Giydiğim eteğin uygunsuz olduğu iddia edildi. 3 defa mahkemeye çıkarak giyimimde bir sorun olmadığını anlatmaya çalıştım. Daha sonra elbisemin "uygunsuz" olmadığına karar verildi. Yine Şubat ayında tekrar gözaltına alındım. Bu sefer de erkek arkadaşlarım ile dolaştığım için oldu. Sudan yasalarına göre kadının erkek ile hiçbir ilişkisinin olmaması gerekiyor. 6 aydır Sudan dışına çıkmam da yasaklandı.
Artık özgürce hareket edemiyorum. Demokratik düşünce ve Sudan'da yaşanılan olayları derlediğim çalışmalarım vardı. Onları yerine getiremiyorum. Yaptıklarıma da devlet tarafından el konuldu. Bütün çalışmalarım durduruldu. Halen mahkeme sürüyor. Görünen o ki uzun sürecek.
Bu ayrımcılık yapan anayasaya karşı kadın haklarını savunmak üzerinden Sudan'a büyük bir kamuoyu baskısı yapmak gerekiyor. Sudan'da gazetecilik yapmak çok zor. Sürekli gözaltı, gazete ve dergilerin kapatılması ile karşı karşıya kalıyoruz. Devlet suçlarını görüp eleştirenlerden böyle hesap soruyor. Sudan'da özgür düşüncenin önüne geçmek için yasalar kuruluyor. Ancak bu yasalar özgür düşüncenin önüne geçemez.
* Kadınlara ve meslektaşlarınıza bir çağrınız var mı?
Bu süreçte gazeteci kadınlar ve sivil toplum kuruluşları benimle dayanışma içinde oldu. Dayanışma bana oldukça moral ve güç oldu. Tabi bu tek yetmiyor. İnsan ve kadın haklarına karşı toplumu duyarlı kılmak, egemen sistemin sınır tanımayan hakların reddine karşı basın olarak herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Tüm basın kurumları ve gazeteciler bu gerçekleri görüp ona göre yaklaşmalıdır. Ayrıca Sudan'da zindanda olan kadınların durumuna dikkat çekelim, sistemin insafına bırakmayalım. Unutmayalım ki Sudan'da siyasi İslam ve diktatörlük kadın haklarını her geçen dakika elinden almaya devam ediyor.