Barış mitinginde binler 'Öcalan' diye haykırdı

  • 19:37 1 Eylül 2018
  • Güncel
DİYABAKIR - İstasyon Meydanı'nda HDP öncülüğünde, "Barış tecrit edilemez" şiarı ile gerçekleştirilen 1 Eylül Dünya Barış Günü mitinginde,  PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekilirken, mitinge katılan binler, "Selam selam İmralı'ya bin selam" diye haykırdı. 
 
1 Eylül Dünya Barış Günü dolaysıyla HDP'nin Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda, "Barış tecrit edilemez" şiarı ile gerçekleştirdiği miting konuşmalar eşliğinde devam etti. Binler sık sık, "Biji Serok Apo", "PKK halktır halk burada", "Kahrolsun faşizm", "Direne direne kazanacağız", "Katil Erdoğan", "Şehit namırın" ve "Biji berxwedana zindana" sloganlarını attı. Yapılan konuşmalarda PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın barış üzerindeki rolüne ve verdiği mücadeleye dikkat çekildi.  
 
'Bu savaş kadınlara karşı bir savaş'
 
Mitingde ilk olarak TJA aktivisti Ayşe Gökkan,  başta Kürt kadınlarını ve direnen kadınları selamlayarak konuşmasına başladı. Ayşe, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde  10 ülke dışında bütün dünyada savaş yaşandığını ifade etti. DAİŞ zihniyetinin Ortadoğu'da kadınları pazarladığını söyleyen Ayşe, 3. Dünya Savaşı'nın yaşandığını ve bunun kadınlara karşı olduğunu belirtti. 
 
'İmralı sistemi katliam sistemidir'
 
Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çeken Ayşe, Abdullah Öcalan'ın 2013 yılında Diyarbakır Newrozu'na gönderdiği mesajı okuyarak, şöyle devam etti: "Bugün İmralı üzerindeki sistem ve tecrit şeffaftır. Bakıyoruz ki cenazelere ve taziyelere varan yüz karalığa kadar uzanmış. Kadınlar hiç bir zaman tecridi kabul etmeyecektir. Çünkü biz kadınlar özgürlüğünün Öcalan'ın özgürlüğü ile mümkün olduğunu biliyoruz. İmralı sistemi katliam sistemidir. Kadınlara yönelik katliam sistemidir" diye konuştu. 
 
'Tecrit kara bir mühürdür'
 
Kadınların bütün barış süreçlerine destek verdiğini dile getiren Ayşe, "Bütün Kürt kurum ve kuruluşları, kanaat önderlerine çağrıda bulunuyoruz; Gelin birlikte birliği sağlayalım. İmralı tecridi Kürt halkı, Türkiye halkları ve Ortadoğu halklarına yönelik bir tecrittir. Tecrit kara bir mühürdür" dedi.
 
'Yeter artık yeter'
 
Ardından Amed Barış Anneleri Meclisi binleri selamladı. Barış Anneleri adına konuşan Halime Işık, annelerin mücadelesine değindi. Halime, annelerin kalbinin kan içinde kaldığını ve barış istediğini vurguladı. Halime, "Anneler ve halklar sürekli ayakta olsun, durmasın. Bugün Serok Apo ile konuşulursa bu kan durur. Her iki taraftan adım atılır ve barış sağlanır. İnsanlarımız ölmesin artık her yerde insanlarımız yaşamını yitiriyor. Tüm barış anneleri olarak ve anneyim diyen herkes barışa sahip çıksın. Bugün benim başıma geliyorsa yarın başkasının başına gelecek. Annelerin çocukları kayıp, çocuklarını görmüyor, çocuklarına doymuyor, barış istiyoruz. Ne gerilla, ne polis, ne asker kimsenin ölmesini istemiyoruz, istemiyoruz, istemiyoruz. Biz sokaklardayız ve inmeyeceğiz çıkmayacağız sokaklardan. Yeter artık yeter ömrümüz geçti bu savaşlarda" şeklinde konuştu. 
 
Halime, konuşmasını  herkesin 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü kutlayarak sonlandırdı.
 
'Mücadele biziz, Kürt halkıdır'
 
Son olarak konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli halkın, "Devlet değil adalet" diye haykırmaktan vazgeçmediğini dile getirdi. Sezai, "Geleceğimize sahip çıkacağız. AKP artık içim içim çürüyor. Bu utanç ve çürüyen iktidara son noktayı da biz koyacağız. Bizler gücümüzü Sakine Cansız, Orhan Doğan, Mehmet Sincan ve daha sayamadığım nice kahramanlarımızdan aldık. Direnme gücümüzü şehitlerimizden alıyoruz ve direne direne kazanacağız. Dost ve düşman bilsin ki kazanacağız, mutlaka kazanacağız. Bir Kürt deyişi vardır, 'bahtı tahta değişmem' diyor. Biz zulmün tahtına karşı kendi bahtını kendi yazanlardanız. Mücadele biziz, HDP'dir ve bizatihi Kürt halkıdır" dedi.
 
'İmralı ile derhal görüşülmeler başlatılsın'
 
Sezai, Abdullah Öcalan zerindeki tecride ve ülkede yaşanan kaosa dikkat çekerek devamında şöyle dedi: "Sayın Öcalan'ın büyük çaba ile var ettiği ve partimizin bin bir emekle destek verdiği barış masası devirdiler. O günden bugüne dağlarımız, ormanlarımız, meralarımız ve evlerimiz yanıyor. 2013 ve 2015 yılında toplumun barış tohumları yeşerdiğini ve nasıl bir güven ortamı yeşerdiğini hepimiz gördük ve şahit olduk. Sayın Öcalan avukatları ile 7 yıldır görüştürülmüyor. Avukatlarının 783'üncü görüşme talebi de reddedildi. Eskiden koster bozuk, hava koşulları el vermiyor diyerek bahane uyduruyorlardı. Şimdi bahaneye de gerek duyulmuyor. Tecridi devam ettirmek ve uygulamak için görüşmelere izin verilmiyor. Bu zulüm Kürt halkının değerlerine saldırıdan başka bir şey değildir. Bu ağırlaştırılmış tecrit koşullarına bir an önce son verilmelidir. Sayın Öcalan'ın avukatları, ailesi İmralı'ya gitsin ve görüşme derhal gerçekleşsin" ifadelerine verdi.  
 
'Tecridin devamı ile Türkiye sorunlar yumağına dönecek'
 
Tecridin etkisinin gittikçe büyüdüğünü ve bunun Ortadoğu'daki savaşı da etkilediğini kaydeden Sezai, "CPT diye bir kuruluş var. İşkence ile mücadele veriyor fakat yaşanan İmralı işkencesine ses çıkarmıyor buda işkenceye ortaklık demektir. Barıştan korktular ve 2015'ten itibaren barış kapıları kapatıldı. Sayın Öcalan ile görüşülmeye devam edilseydi belki Türkiye bambaşka yerlerde olacaktı ama tecrit sürdükçe savaş sürecek ve Türkiye içinden çıkılmaz bir sorunlar yumağına dönüşecektir" sözlerini kullandı.
 
'Cumartesi Anneleri Türkiye demokrasisinin yüz akıdır'
 
Cumartesi Anneleri'nin 700'üncü hafta eylemine yönelik saldırıya değinen Sezai, şöyle konuştu: "90'ların bütün suçlarına sahip çıkıyorlar. Bizler tüm bunlara rağmen barış için bu meydanlarda ve Galatasaray meydanlarında olmaya devam edeceğiz. Cumartesi Anneleri kaybını aramanın kayıp olduğu günlerde birbirlerinin acılarına sahip çıktılar. Onlar kadın mücadelesinin başlangıcıdır ve Türkiye demokrasisinin yüz akı ve onurudur. Erdoğan bizzat Cumartesi anneleri ile görüşmedi mi? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yüzlerce dava da Türkiye'yi haksız bulmadı mı? Şimdi ne oldu da 700'üncü haftasına saldırıyorsun. Bugünde 701'inci haftasında izin vermediler. Biz bundan vazgeçecek miyiz asla vazgeçmeyeceğiz. Kayıp tüm çocuklarımızı toprağına kavuşturana kadar bu alanlarda olmaya devam edeceğiz."
 
Yapılan konuşmalardan sonra Koma Agırê Jiyan'ın söylediği şarkılar eşliğinde halaylar çekilmesiyle miting sona erdi.