Banu Güven: Matbaada çalıştığı için tutuklananlar var
- 14:36 10 Mayıs 2018
- Güncel
İSTANBUL - Adalet Nöbeti'nin 58’inci haftasında konuşan gazeteci Banu Güven, tutuklu gazetecilerin durumuna dikkat çekerek, " Sırf gazeteci oldukları için değil, matbaada çalıştıkları için tutuklananlar var" dedi.
Avukatların Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde tutuklu meslektaşlarının serbest bırakılması amacıyla başlattıkları Adalet Nöbeti, 58’inci haftasında devam etti. Bu haftaki nöbet eylemine Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyeleri, Adalet Nöbeti Avukatları, gazeteci Banu Güven, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Hüda Kaya ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden dayanışma amacıyla gelen yabancı avukatlar katıldı.
Themis Heykeli önünde başlayan nöbet, adliyenin C kapısında yapılan açıklamayla devam etti. Açıklama, 1 Mayıs’ta tutuklanan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı avukat Cengiz Çiçek’e selam gönderilerek başladı.
Bu haftanın açıklamasını yapan İstanbul Barosu Meclisi Başkanı Füsun Dikmenli, Anayasal mahkemeler aracılığıyla dağıtılan adaletin tüm toplumu ilgilendirdiğini dile getirerek, “Ancak hukuk devletinin varlığı halinde demokrasiden, özgürlüklerden ve adaletten söz edilebilir. Gazetecilerin tutuklu yargılandığı, yayın yasaklarının sıkça gündemde olduğu, fahiş para cezalarının uygulandığı ortamda basın özgürlüğünden söz etmek mümkün müdür?” diye sordu. Füsun, Adalet Nöbeti’ne devam edeceklerini söyledi.
'Savunma demokrasinin temel ilkesidir'
Ardından söz alan Paris Baro Başkanı Dominique Attias, herkesin, avukatına sahip olmanın temel hakkı olduğunu belirterek, “Ne olursa olsun, hangi suçu işlemişse işlesin, hangi davayı savunursa savunsun fark etmez, bir avukat hiç bir zaman kendi müvekkilinin savunduğu davayla karıştırılmamalı, onunla birleştirilmemelidir. Bir avukat, bütün herkes gibi herhangi bir suçlamayla karşılaştığı zaman kendisi de avukata sahip olmalıdır. Savunma hakları, bütün demokrasilerin en temel ilkesidir. Bir avukat da bu hakka sahiptir. Savunma hakkı, demokrasinin temel bir ilkesidir” dedi.
'Adalete ayar veriliyor'
Gazeteci Banu Güven de, insanların duruşmaları izlerken ümitsizliğe kapıldığını, hukukla dalga geçer bir takım iddianamelerle karşılaştıklarını söyledi. İddianamelerin üzerinde aylar sürecek duruşmaların inşa edildiğini dile getiren Banu, “Savunma; kanıtsızlığı, suçsuzluğu ispat ettikçe, savunma makamına ‘otur yerine' deniliyor. Bu çıkışla hukuka, adalete ayar veriliyor. Distopik romanlarda görülebilecek cinsten bir senaryonun içerisine sıkıştırılmış aktörler gibiyiz. Ortada suç yok, sürekli bir cezalandırma var. Bu tehdit ve cezalandırma savunmayı da baskı altına aldı” ifadelerini kullandı.
'Toptan bir korku gayreti içindeler'
Aynı baskının medya üzerinde de olduğunu vurgulayan Banu, şöyle devam etti: “Meslektaşlarımız sadece hapis cezalarıyla değil, altından kalkılması çok zor para cezalarıyla da tehdit edilmekte. Nöbetçi yayın yönetmenliği yaptığı için bazı meslektaşlarımıza cezalar istendi. Bu duruşmalarda gördük ki, dayanışma da cezalandırılmak isteniyor. Toptan bir korku hakim olsun diye bir gayret içindeler. Sırf gazeteci oldukları için değil, matbaada çalıştıkları için tutuklananlar var.”
Adaletin ne durumda olduğunu görmek için tutuklu bulunan gazeteci Nedim Türfent'in davasına bakmanın yeterli olduğunun altını çizen Banu, şunları söyledi: “Nedim’in davası, pilot dava olarak da nitelendirilebilir. Çünkü yine belirsiz bir takım tanıklar aracılığıyla suçlanan, sonra da aleyhinde ifade vermiş olan; ama sonra her duruşmada ‘biz baskı altında ifade verdik, bazılarımız işkence gördük’ diyerek tekrar tekrar söyleyen tanıklar var. Ve sonuçta 7 yıldan fazla bir cezaya çarptırılan bir gazeteci var.”
Nöbet, açıklamaların ardından son buldu.