16. Ayşegül Zarakolu Ödülleri sahiplerine verildi

  • 22:58 9 Mayıs 2018
  • Güncel
İSTANBUL  -  16’ıncı Ayşe Nur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri sahiplerine verildi. Ödül töreninde konuşan Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu üyesi MA muhabirlerinden Sadiye Deniz Eser, “Gerçekleri yazmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) kurucularından ve yöneticilerinden Ayşe Nur Zarakolu adına bu yıl 16’ıncısı verilen Ayşe Nur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülleri'nin sahipleri düzenlenen törenle sahiplerine verildi. İHD İstanbul Şubesi’nde düzenlenen törene CHP milletvekili Zeynep Altıok, öğretmen Ayşe Çelik, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu üyesi MA muhabirlerinden Sadiye Deniz Eser,  Cumartesi Anneleri, Nur Sürer, Deniz Türkali, Özgürlükçü Hukukçular Platformu’ndan avukatlar katıldı.
 
Törende ilk ödül,  “Çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın” diyenlerin adına öğretmen Ayşe Çelik aldı. Ayşe’ye ödülünü oyuncu Nur Sürer verdi. Büyük bir haksızlığa uğradığını belirterek sözlerine başlayan Ayşe,  “Çocuklar ölmesin demenin varacağı noktanın burası olması bir akıl tutulmasıdır. Yaklaşık 2 yıldır bir insanın başına gelebilecek en kötü şeyleri sırasıyla yaşadım. Ama her şeye rağmen cümlelerimin sonuna kadar arkasındayım.  Dünyanın neresinde olursa olsun hiçbir çocuk ölmesin. Hiçbir anne ağlamasın. Ben ödülümü içeride ve dışarıda bütün Deran bebekler ve anneleri adına alıyorum” çağrısı yaptı.
 
İkinci ödül tutuklu milletvekilleri ve seçilmişler adına HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’a verildi. Selahattin Demirattaş adına ödülü Barış Anneleri aldı. Daha sonra Selahattin Demirtaş’ın gönderdiği mektup okundu. 
 
Mektupta şu sözlere yer verildi: 
 
“Çok değerli arkadaşlarım, sevgili dostlarım; 
 
Yürekli bir aydın, devrimci bir kadın ve kararlı bir insan hakları savunucusu olan sevgili Ayşenur Zarakolu'nun anısını yaşatan bu etkinliğinizi selamlıyor, sizleri kutluyorum.
 
İnsan Hakları Derneği, Türkiye'de bütün ezilenlerin ve ötekilerin sesi soluğu başarmış saygın bir dernek olmanın ötesinde, benim için gerçek bir okuldur, ailemdir. İçinde yetiştiğim bu okulun, şimdi ifade özgürlüğü kapsamında tutuklu vekilleri ödüle layık görmesi bizler için, benim için büyük bir onurdur. 
 
İfade özgürlüğü bütün hakların anasıdır. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin olmadığı bir rejim kesinlikle baskıcı ve otoriterdir. İfade hürriyeti kısıtlanmışsa diğer bütün hak ve özgürlükler de tehdit altında demektir. Nitekim faşist ve baskıcı rejimler, kapsamlı bir baskı kampanyasına başlamadan önce ilk olarak gazeteleri ve televizyonları kapatırlar, gazetecileri içeri atarlar, aydınları ve yazarları tutuklarlar. Sonrasında da toplumun diğer kesimlerine yönelik işkence, katliam ve sürgün politikalarını daha rahat hayata geçirirler. AKP-MHP faşist rejiminin de bugün yaptığı tam olarak budur. Yüzlerce gazeteci ve siyasetçi bu nedenle tutukludur veya ceza tehdidi ile karşı karşıyadır. Ancak ifade özgürlüğü dahil bütün haklar ve özgürlükler için mücadele eden kesimler teslim olmadığı müddetçe, faşizm yenilmeye mahkumdur. Biz tutuklu vekiller olarak, koşullarımız ve üzerimizdeki baskılar ne kadar ağır olursa olsun direnmeye ve temsil ettiğimiz iradenin onurunu korumaya kararlıyız. 
 
Evet, biz sadece ve sadece konuşmalarımızdan dolayı tutuklu-rehineyiz. Ama bu üzmüyor, olsa olsa onure ediyor, bundan şeref duyuyoruz. Elbet kısa zamanda faşizmi tuzla buz edecek ve mutlaka kazanacağız. Bizleri bu ödüle layık görerek onurlandıran ve omuzlarımızdaki mücadeleyi ve sorumluluğumuzu arttıran İHD İstanbul Şubesi yönetimine ve üyelerine şükranlarımızı iletiyoruz. Bu vesileyle, sevgili Ayşenur Ablayı özlemle ve hasretle anıyor, hepinize içten selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz. 
 
Tutuklu vekiller adına Selahattin Demirtaş.”
 
Ardından barış talep eden ve baskı gören hekimler adına tutuklu HDK Eşsözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’na ödül verildi. Onur’un adına ödülü avukatı Özlem Özcan aldı. Baskı altındaki gazeteciler adına da Murat Sabuncu’ya verilen ödülü İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin takdim etti. Murat, ödülü tüm gazeteciler adına aldığını belirterek, konuşulmayanların sesi olmak ve gösterilmeyenleri göstermek için kararlı olduklarını kaydetti. 
 
Tutuklu avukatlar adına ise tutuklu bulunan avukat Sezin Uçar’a verildi. Sezin’in ödülü ise avukat Kemal Aytaç tarafından avukat Gülhan Kaya’ya verildi.
 
‘Gerçeklerden asla taviz vermeyeceğiz’
 
Törenin devamında kapatılan basın kurumları ve kayyım atanan Özgürlükçü Demokrasi gazetesine ödül verildi. Ödülü Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu üyesi Sadiye Eser aldı. Sadiye burada yaptığı konuşmada,  “Türkiye’nin fotoğrafı burada aslında baktığımız zaman bunu görebiliyoruz. Birçok alanda hak ihlali yaşanıyor. Özgür basın da bu alanlardan biri. Gazete, radyo ve televizyonlar kapatıldı, gazeteciler gözaltına alındı, tutuklandı. Aslında özgür basın her dönem baskılara maruz kaldı. 90’lardan bu yana maruz kalmaya devam ediyor. Ama hiçbir zaman gerçekler yazmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bizler de Ape Musa’nın yaratmış olduğu özgür basın geleneğinin sürdürücüleri olarak gerçekleri yazmaya devam edeceğiz ve hakikatin peşinde olacağız. Gerçeklerden asla taviz vermeyeceğiz” diye belirtti. 
 
Ödül Taybet Ana’ya adandı
 
Törende bir ödül de, tutuklu insan hakları savunucuları adına Bitlis’te tutuklu bulunan İHD üyesi Hasan Ceylan’a verildi. Hasan adına ödülü alan Maşallah Aysan,  “Eminim Hasan Ceylan dışarıda olsaydı bu ödülü aynı zamanda Silopi, Cizre, Nusaybin’de başta Taybet Ana olmak üzere, bodrumlarda katledilen çocuklara adayacaktı. Ben de onları buradan saygıyla anıyorum” dedi.
 
Törende son olarak tutuklu öğrenciler adına Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine ödül verildi. Öğrenciler, tutuklu bulunan arkadaşlarının isimlerinin yazıldığı tişörtlerle gelip ödülü aldı.
 
Ödül töreni hatıra fotoğrafı çektirilmesinin ardından sona erdi.