
Tutuklu gazetecilerden 3 Mayıs mesajı: Bugünler dayanışmayla aşılacak
- 12:08 3 Mayıs 2018
- Güncel
İSTANBUL - Tutuklu gazeteciler, dışarıdaki meslektaşlarına gönderdikleri mesajlarında “Tarih bugünleri yazarken yaptığımız gazeteciliği de yazacaktır. Bir yanda iktidarın sözünden çıkmayan bir medya bir yanda da gerçeğin izinden koşan gazeteciler. Bugünler dayanışma ile aşılacaktır. Haklıyız” dedi.
Meslek örgütlerinin açıklamalarına göre Türkiye'de 180'in üzerinde gazeteci cezaevinde tutuklu bulunuyor. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu'nun verilerine göre ise, bu sayının 24'ü kadın gazeteci. Yaklaşık 9 ay önce tutuklanan Etkin Haber Ajansı (ETHA) çalışanları Havva Cuştan ve İsminaz Ergün'den sonra geçen ay da Özgürlükçü Demokrasi editörleri Reyhan Hacıoğlu, Hicran Ürün ile gazete çalışanı Pınar Tarlak tutuklandı.
Son bir ayda iktidarın hem gazetecilere hem de kadınlara olan öfkesi daha da arttı. Yaklaşık 2 hafta önce yine ETHA editörü Semiha Şahin ve muhabiri Pınar Gayıp tutuklandı. İsminaz, Havva, Reyhan, Hicran, Pınar Tarlak, Pınar Gayıp ve Semiha'nın gerçeğin izindin gitmelerinin yanı sıra bir ortak noktası da Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulmaları. Tutuklu kadın gazeteciler, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla ajansımıza mektup gönderdi.
‘Gazetecilik örgüt üyeliği sayıldı’
Geçen ay Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) el koyduğu Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin tutuklu editörü Reyhan Hacıoğlu, mektubunda dayanışma çağrısını yineledi. Reyhan mektubunda meslektaşlarına şöyle seslendi: "Basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıların her ay daha da arttığı bir dönemde tutuklanmamız şaşırtıcı olmasa da yüzümüze dahi bakma gereği duymayan hâkimin, gazeteciliğimizi, 'örgüt üyeliği' sayması bir hayli 'garip' geldi. Batının 'özgürlüklerimizi' kıskandığı bu karanlık dönemde, gazetecilik yapmaya çalıştık. Halklardan saklanan gerçeklerin gazeteci sorumluluğu ile açlığı, savaşı, cinsiyetçiliği açıklayıcı bir dille yazmaya çalıştık. Her dönemde olduğu gibi ilk olarak özgür basının hedef alınması tesadüf değil. İlginç olanı artık bunu yaparken kendi kanunlarına dahi inanmamaları. Bir gece kapıları kırılarak bir gazete basılabiliyor, sırf o gazeteyi bastı diye o matbaaya el koyulabiliyor ve gazete çalışanları tutuklanabiliyor. Bu ne yazık ki özgür basının ne ilk ne de son baskınıdır.
'Tarih yaptığımız gazeteciliği de yazacaktır'
Kuşkusuz tarih bugünleri yazarken yaptığımız gazeteciliği de yazacaktır. Bir yanda iktidarın sözünden çıkmayan bir medya bir yanda da gerçeğin izinden koşan gazeteciler. Gazetemizin kapatıldığı bu son 3 haftada dahi yaşananlar kapatılma nedenlerimizi ortaya koyuyor. Tutuklu bir gazeteci olarak, yaşadıklarımız ne kadar kötü olursa olsun bugünlerin dayanışma ile aşılacağına eminim. Kendinize, yüreğinize ve umutlarınıza iyi bakın…
Reyhan Hacıoğlu
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi
C-10 Bakırköy."
Tutuklu ETHA editörleri: Dayanışma güçlendirir
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Etkin Haber Ajansı’ndan gazeteciler Semiha Şahin, İsminaz Temel, Havva Cuştan ve Pınar Gayıp da, tutuklu gazetecilerin durumuna dikkat çekti. Adresleri, yerleri yurtları belli iken evlerinin bir kez daha özel harekât polisleri tarafından basıldığını kaydeden Semiha Şahin, “Evimiz daha önce de Havva için basılmıştı. 7 günlük gözaltı sürecinden sonra tutuklandık. Tutuklanma nedenlerimiz daha öne tutuklanan ETHA çalışanlarınınkinden farksız değildi. İzlediğimiz haberler, bu haberlerden çektiğimiz fotoğraflar ‘delil’ olarak sunulmuş. Bunlar özgür basına yönelik baskıların ETHA’ya düşen özel konsepti diye düşünüyorum. Çünkü ETHA, iktidarın gizlemeye çalıştığı her şeyi kararlılıkla kamuoyuna gösterdi. Dayanışma hepimizi güçlendirir. Haklıyız” dedi.
Havva Cuştan, tutuklanmadan önce 3 gün boyunca adliye haberlerini takip ettiğini ifade ederek, “Gözaltına alındığım gün de tüm gün adliyedeydim. Hakkımda 3 yıl önce soruşturma başlatılmış ama ancak bana haber dahi verilmeden evime baskın yapıldı ve işkence edilerek gözaltına alındım. Polis evime baskın yaparak toplum ve yargı önünde suçlu olduğuma dair yargı oluşturmak istedi. İlk mahkemeye 16 Temmuz’da 9 ay sonra çıkarılacağız” diye belirtti.
İsminaz Temel, “Dersim’de yaşamını kaybeden Berfu Dilan Canbay’ın cenazesini takip ettiğim için hakkımda soruşturma açılmış. İstanbul Adliyesi’ne gittim avukatlarımla birlikte savunma yaptım. Ancak 3 hafta sonra misafir kaldığım eve baskın düzenlendi ve gözaltına alındım ardından da tutuklandım. 200 gündür tutukluyum. Tutuklanmamın tek nedeni muhalif bir gazeteci olmamdır” ifadelerine yer verdi.
Pınar Gayıp ise şöyle dedi: “Dışarda olan tüm arkadaşlarımıza, okurlarımıza teşekkürlerimizi iletiyoruz. Dayanışma, bizim haklılığımızı ve gerçeklere olan inancımızı güçlendirdi. Dayanışma daha çok büyümeli ki tutuklu gazetecilerin daha hızlı özgürlüğüne kavuşsun. Sahiplenme daha çok yaşatır.”