‘Özgür kadınla demokratik toplumu inşa edeceğiz’

  • 09:03 24 Kasım 2025
  • Güncel
AMED - Kadına yönelik şiddetin politik, toplumsal ve sistematik olduğuna dikkat çeken Çınar Belediyesi Eşbaşkan Yardımcısı Kader Uzun, devletin yükümlülüklerini yerine getirmediği her gün kadınların yaşam hakkının hedef alındığını belirterek, “Özgür kadınla demokratik toplumu inşa etmek için mücadeleyi büyütüyoruz” dedi.
 
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele günü, kadınların katledildiği, şiddete uğradığı, hakları gasp edildiği bir dünyada, aynı zamanda direnişin ve mücadelenin de simgesi. Türkiye ve Kürdistan'da devletin kadınlara yönelik şiddeti önleme konusundaki yetersizliği, erkek egemen politikaların sürdürdüğü sistematik baskı ve ihmal her geçen gün sürerken,  tüm bu ihlal ve baskılara karşı kadınlar 25 Kasım’da bir kez daha alanlara çıkarak, erkek egemen devletin gerçekliğini haykırmaya hazırlanıyor. 
 
Çınar Belediye Eşbaşkan yardımcısı Kader Uzun değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Demokratik toplumu özgür kadınla inşa etme mücadelesi’
 
25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı direnen ve mücadele eden Mirabel kardeşlerin katledilmesinden sonra 1999 yılında kadınlara atfedilen bir gün olduğunu hatırlatan Kader Uzun, 25 Kasım’ın mücadele günü olmakla birlikte umudun ve öfkenin de olduğu bir gün olduğunu söyledi. Kader Uzun, “Türkiye’de 25 Kasım hem yas, hem öfke hem de direncin günüdür. Uluslararası bir mücadele günüdür. Bir yandan kadınlar alanlarda, yaşamın her alanında kadın mücadelesini yükseltirken bir yandan da kadınlar katlediliyor ve şiddetin her türü devam etmektedir. Şiddetin sadece fiziksel boyutta olmadığını, özellikle psikolojik, ekonomik, dijital ve toplumsal şiddetin çok arttığını görüyoruz. Bu şiddete dur demek için kadınlar her gün mücadele etmek için alanlardadır. Kadınlar 21. yüzyılı kadınların yüzyılı yapmak için mücadele etmektedir. Demokratik toplumu özgür kadınla inşa etmenin mücadelesini veriyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Kadına yönelik şiddet hem politiktir hem de toplumsaldır’
 
Devletin yükümlülüklerini hatırlatmak ve toplumda toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için 25 Kasım’ın kadınlar için büyük anlam ifade ettiğini söyleyen Kader Uzun, “25 Kasım sadece bir gün değildir; toplumun, kadınların yaşamın her alanında kendisini özgür hissedebileceği, şiddetle mücadele edebileceği, tüm STK’lar, kadın dayanışma grupları ve derneklerin dayanışma göstererek kadınların yalnız olmadığını göstereceği bir gündür. Ama bunu yaşamın tüm alanında kadına destek sunarak, birbirimize destek sunarak 25 Kasım’ı yaşatacağız. Kadına yönelik şiddet hem politiktir hem de toplumsaldır. Kadına yönelik şiddetin öncelikle tanımlanması gerekmektedir. Bunu hem toplumsal boyutta hem de devlet nezdinde tanımlamak gerekir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini toplumsal boyutta tanımladığımız zaman ve bunun için baskı ve mücadele ettiğimiz zaman bu yaşamın bütün alanlarına sirayet edecektir” dedi.
 
‘Toplumsal dayanışma merkezlerinin artırılması gerekir’
 
Devletin hukuki boyutta üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği takdirde kadına yönelik şiddetin azalabileceğini söyleyen Kader Uzun, farkındalık çalışmaları ve eğitimlerle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılabileceğini belirtti. Kader Uzun, “Erken yaşta okulda eğitim verilerek, çeşitli yasalar çıkarılarak ve çeşitli mekanizmalarla bunu giderebiliriz. Şiddete sessiz kalmayarak toplum nezdinde de bunu kabullenerek bu şiddeti ortadan kaldırabiliriz. Erkeği ve faili koruyan yasaları ortadan kaldırarak, 6284 sayılı kanun gibi yasalar çıkarılarak kadınlar üzerindeki şiddeti en aza indirebiliriz. İstanbul Sözleşmesi gibi bir sözleşmeden geri çekilmekle kadınlar üzerindeki şiddeti en aza indiremeyiz. Bunlar toplum üzerinde daha çok cesaret veren, faili daha çok şiddete sevk eden etkenlerdir. Bunun için toplumsal dayanışma ve kadın danışma mekanizmalarının artırılması gerekmektedir. Kadın dayanışma ağını yerel yönetimlerle birlikte kadın dayanışma merkezlerinin artırılması gerekmektedir” diye belirtti.
 
‘Şiddetin ortadan kaldırılabilmesi için bir kültür inşa edilmeli’
 
Toplumun kadınlar üzerindeki şiddeti önlemede sadece tepki vererek değil, o şiddeti ortadan kaldırabilecek kültürün inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Kader Uzun, dayanışma ağlarının şiddetle mücadelede en insani ve en etkili unsurlar olduğuna vurgu yaptı. Kader Uzun, “Kadınların var olabildikleri ve kendi seslerini duyurabildikleri, başka kadınların da onlara destek olabildikleri ağlar, kadınların kendisini güçlü hissedebildiği ağlardır. Bu ağlar kadınların nefes alabildiği ilk duraktır. Sonrasında atılan bütün somut adımlar, kadınların mücadelesi ve kazanımları ile elde ettikleri bütün mekanizmalar, kadınların kendisini var edebilmesi ve kadınlar üzerindeki şiddetin, her türlü baskının giderilmesi için temel araçlardır. Şiddetle dayanışma ve mücadele ağları aslında kadınların yalnız olmadığını, bunun kadın sorunu ve bireysel bir sorun olmadığını toplumsal bilince dönüştürebilecek ağlardır. Kadınlara her türlü desteği veren alanlarda, sosyal medyada ve kurumlar arası desteği verebilen mekanizmalardır” dedi.
 
‘Kürt kadın mücadelesi dünyaya örnek olabilecek aşamada’
 
Uluslararası sözleşmelerle devletlere müdahale edilebileceği ve kadına yönelik şiddetin en aza indirilmesi için mücadele verilmesi gerektiğini ifade eden Kader Uzun, kadınların bütün bunlara karşı alanlarda mücadele verdiğini dile getirdi. Kader Uzun, “Kadının var olabileceği, kendisini ifade edebileceği ve yaşamın her alanında kendisini var edebileceği bir mücadele verilmektedir. Bugün kadınlar demokratik toplum paradigmasına denk gelecek eşit temsiliyeti elde etmek için mücadele etmektedirler. Kadın, yaşamın her alanında var olabildiği, kendisini özgür kılabildiği bir yaşamı var edebilmek için mücadele etmektedir. Kürt kadın mücadelesi dünyaya örnek olabilecek bir aşamaya gelmiştir. Eşbaşkanlık, eşit temsiliyet, kadınların siyasete katılmaları, kendilerini ifade etme biçimleri, dünyada örnek gösterilebilecek mücadelenin göstergesidir” diye belirtti.
 
‘Demokratik toplumun mücadelesini vereceğiz’
 
Kadınların göstermiş olduğu mücadele ile büyük kazanımlar elde edildiğini vurgulayan Kader Uzun son olarak şunları söyledi: “Bu, kadınların büyük kazanımıyla elde edildi. Hâlâ yanı başımızda, toplumun bazı kesimlerinde kadınların yok sayıldığı, şiddete uğradığı bir ülkede yaşıyoruz. Ve biz kadınlar onun için sokaklarda, kurumlarda, yaşamın her alanında ses çıkarmamız gerektiğini vurguluyoruz; bunun mücadelesini veriyoruz. Özgür kadınla demokratik toplumu var edebileceğimizi ve bunun mücadelesini vereceğimizi vurguluyoruz.”