'Demokratik toplum ve kadın özgürlüğü için mücadeleyi yükselteceğiz'

  • 18:25 6 Mayıs 2025
  • Güncel
AMED - DAKAP,  Şişli’de katledilen Bahar Aksu için yaptığı açıklamada, "Kadın cinayetlerinde kaybettiğimiz her kadın arkadaşa sözümüzdür. Demokratik toplum ve kadın özgürlüğü için mücadeleyi yükselteceğiz" denildi. 
 
Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) İstanbul'da katledilen Bahar Aksu için Dağkapı Meydanı’nda açıklama yaptı. 
 
Açıklamaya platform bileşenleri, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Amed Kadın Kolları, Peyas Belediyesi Eşbaşkanı Berivan Gülşen Sincar katıldı. Kadınlar, “Em ji bo Bahar Aksu û hemû jinên ku hatine qetilkirin li qadan in" pankartını açarken, “Em jının em jiyanın” , “ Asla yanlız yürümeyeceksiniz” , “Özgür kadın özgür toplum” ve "Öz savunma suç değildir haktır” dövizleri taşındı. 
 
'Diğer kadınlar da riske atılıyor'
 
Açıklamadan önce konuşan Rosa Kadın Derneği Başkanı Suzan İşbilen, 2020 yılında birlikte oldupu erkek tarafından katledilen ve bugün mahkemesi görülen Pınar Gültekin'i hatırlatarak, “Gencecik bir kadın bir erkek tarafından katledildi. Dün bugün sonlanan mahkemesinde avukatların bütün ısrarlarına rağmen canice katledildiği hakimler tarafından kayda geçilmedi. Çünkü bunu bu şekilde kayda geçirseydiler bu katil aldığı cezadan bir daha asla çıkamazdı. Ve ömür boyu hapse mahkum edilirdi. Bu gibi katiller bir çok yerde kadınları bu şekilde katlediyorlar ama az ceza verilerek kısa sürede bırakılarak diğer kadınlarıda riske atıyorlar” dedi.
 
'Arkasına devletin politik gücünü alıyor'
 
Ardından basın açıklamasını okuyan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM-SEN) 1 nolu Şube Kadın Sekreteri Arzu Koç, “Bugün Türkiye’yi kadın cinayetlerinin neredeyse sıradanlaştığı, şiddetin her yönüyle kurumlaştığı bir ülkeye dönüştürenlere karşı mücadelemizi büyüteceğimizi bir kez daha haykırmak için buradayız. Dün Bahar Aksu, Şişli'de ayrılmış olduğu erkek ve kendisine yardım eden iki erkek tarafından önce kaçırılmaya çalışıldı. Bahar Aksu’nun buna direnmesi ile başarılamayan kaçırma girişiminden sonra maalesefcanice katledildi. Arkasına devletin politik gücünü alarak işlenmiş her kadın cinayeti toplumun vicdanında derin yaralar açmakta ve toplumsal travmalarıderinleştirmektedir. Ama aynı zamanda unutmayalım ki öldürülen her kadın arkadaşımız yarım kalmış umutları ve özgürlük hayalleri ile mücadelemizin bir parçası olmaya da devam edeceklerdir” diye belirtti.
 
‘Kadın cinayetleri erkek egemenlikli bir sistemin yol açtığı cinayetlerdir’
 
Arzu Koç, artan kadın katliamalarına dikkat çekerek, kadınların kendilerine kader olarak sunulan şiddeti reddederek girdikleri yaşam ve özgürlük mücadelesine karşı, tüm kurumlarıyla organize olmuş erkek egemenlikli bir sistemin yol açtığı katliamlar olduğunu kaydetti. Arzu Koç, "Bu cinayetleri 'anlık cinnet, aşk cinayeti, kıskançlık' gibi içi boş kavramlarla manipüle etmeye çalışan da yine bu sistemin ta kendisidir. Devlet bugün hukuk, medya, eğitim, sağlık, ekonomi gibi tüm kurumlarıyla kadınların aleyhine bir sistemi organize ediyor, kadın karşıtı bir toplum oluşturmaya çalışıyor. Bu kurumlar şiddet üreten, şiddeti büyüten, şiddeti meşrulaştıran ve cezasızlık yaratan yapıları ile kadın cinayetlerinin gerçek sorumlularıdır. Ve bu kurumların demokratik dönüşümleri gerçekleştirilmeden kadın cinayetlerinin önüne geçmek de imkansızdır” sözlerine yer verdi. 
 
‘Demokratik toplum ve kadın özgürlüğü için mücadeleyi yükselteceğiz’
 
Hükümetin görevinin, aileyi kadınlar ve çocuklar için güvenli, ilişkiler açısından demokratik bir yapıya dönüştürmek ve bu yönlü tedbirler almak olduğunu ifade eden Arzu Koç, açıklamanın devamında şunları söyledi: "Aile yılı’’ olarak ilan edilen ilk 3 ayında kadınların katledildiğini söyledi. Arzu Koç, "Cinayetlerin çok büyük bölümü eş veya eski eş tarafından işlenmiş. Yine cinayetlerin çoğu evde gerçekleşmiştir.
 
Hükumetin görevi, aileyi kadınlar ve çocuklar için güvenli, ilişkiler açısından demokratik bir yapıya dönüştürmek ve bu yönlü tedbirler almaktır. Bunun yerine ailenin mevcut şiddet üreten yapısını kutsayan bu anlayış toplumsal değerlerimizi de yozlaştırıyor. İnanç, yasayış farkı, ekonomik sınıf ve yaş gibi hiçbir farkı gözetmeden her kadını tehdit eden bu şiddet sarmalına karşı yine her kesimden kadın birlikte mücadelede birleşmelidir. Kadınların ve çocukların toplumsal eşitliğini gözeten, haklara erişebilirliklerininsağlandığı demokratik toplumun inşası, tüm toplumsal kesimlerin demokratik-özgür geleceklerinin de güvencesi olacaktır. 
 
Kadın cinayetlerinde kaybettiğimiz her kadın arkadaşa sözümüzdür. Demokratik toplum ve kadın özgürlüğü için mücadeleyi yükselteceğiz.” 
 
Açıklama alkışlar ve “Jin jiyan azadi” sloganlarıyla son buldu.