
Ayten Beçet’in annesi: Herkes çağrının etrafında kenetlenmeli
- 09:05 23 Mart 2025
- Güncel
Derya Ren
DÎLOK – 23 Mart 2019’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde devam eden ağırlaştırılmış mutlak tecride karşı yaşamına son veren Ayten Beçet’in annesi Fatma Beçet, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na vurgu yaparak, “Herkesin çağrı etrafında kenetlenmesi gerekiyor” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin sonlandırılması talebiyle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde 8 Kasım 2018 tarihinde açlık grevi eylemi başlatıldı. Devam eden açlık grevi eylemleri 30 Nisan 2019’da ölüm orucu eylemine dönüştü. 200 gün devam eden açlık grevi eylemi sırasında Tekirdağ Cezaevi'nde Zülküf Gezen, Gebze Kadın Cezaevi'nde Ayten Beçet, Oltu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde Zehra Sağlam, Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde Medya Çınar, Elazığ Cezaevi'nde Mahsum Pamay, Şakran Kapalı Cezaevi'nde Yonca Akici ve Osmaniye Cezaevi'nde Siraç Yüksek ile Almanya’nın Krefeld kentinde Uğur Şakar, İmralı tecridini protesto etmek amacıyla yaşamlarına son verdi.
Ayten Beçet’in ailesi koruculuk dayatmalarına karşı 90’lı yıllarda Siirt’in Pervari ilçesine bağlı Erkent (Êrkendî) köyünden Dîlok’a göçe ederler. Ayten Beçet ailesinin sürgün edildiği 1991 yılında dünyaya gözlerini açar. Ayten Beçet, mühendislik fakültesini kazanmasına rağmen üniversiteye gitmez, Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) Mersin Şubesi’nde kültür ve sanat çalışmalarına katılır. Daha sonra Dîlok’a döner ve burada kültür-sanat çalışmalarını sürdürür. Yürüttüğü çalışmalar gerekçe gösterilerek 2008 ylında “örgüt üyesi” iddiasıyla tutuklanır ve Adana Karataş Cezaevi’ne gönderilirken, 3 ay 10 gün tutukluluğun ardından tahliye edilir.
Tutuklanma süreci
2011 yılında Mersin’de gittiği hastanede gözaltına alınarak, tekrar aynı iddiayla tutuklanan Ayten Beçet, 2 yıl tutuklu kalmasının ardından tahliye edilir. Tahliyesinden bir yıl sonra bu kez mahkeme aynı dosya kapsamında kendisine 9 yıl hapis cezası verir ve cezanın ardından tutuklanır. Kısa bir süre sonra Karataş Cezaevi’nden Muş Kadın Kapalı Cezaevi’ne, 3 yıl 6 ay sonra da Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’ne sürgün edilir.
Fedai eylemi
Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde kalan Ayten Beçet, Kürt Halk Önderi Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde devam eden ağırlaştırılmış mutlak tecride karşı 23 Mart 2019’da yaşamına son verir.
Taziyeye engel
Fedai eylem gerçekleştiren Ayten Beçet’in cenazesi İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) götürülürken, aileyi arayan polisler, cenazeyi almaları için İstanbul’a gelmeleri gerektiğini ifade etti. Ancak cenaze için yola çıkan aile yolda polisin cenazeye el koyduğu ve cenazenin Dîlok’a gönderildiğini öğrenir, aile bunun üzerine yarı yolda tekrardan Dîlok’a döner. Cenaze sınırlı sayıda kişinin katılımıyla gece yarısı Yeşilkent Mezarlığı’na defnedilir. Şahinbey Belediyesi’ne ait taziye evinde taziye kurmak isteyen aileye dönemin AKP’li Şahinbey Belediyesi yönetimi tarafından izin verilmez.
Konuya dair Ayten Beçet’in annesi Fatma Beçet ajansımıza konuştu. Aynı zamanda Ayten Beçet’in yazmış olduğu şiir ve yazıyı paylaşıyoruz.
Çağrıyı sahiplenme vurgusu
Ayten Beçet’in annesi Fatma Beçet, kızının tutuklanma sürecini anlatarak, “Ayten’i söylemeye kelimeler yetmez. Herkes tarafından seviliyordu. Biz onların sayesinde bu aşamaya geldik, yine de her şeye rağmen ‘barış’ diyoruz. Herkes birlik olsun, benim yüreğim yandı kimsenin yüreği yanmasın. Sayın Öcalan’ın çağrısı için hepimiz umutluyuz. Herkesin çağrı etrafında kenetlenmesi gerekiyor” diye konuştu.
Ayten Beçet'in yazıları şu şekilde:
"En soğuk ayın, en soğuk karında bile sönmedi umutlar; acılara gömülmüş 15 Şubat gecesinde bile. Acılara gömülmüş umutlarla, çarpışan bir gün, mecburuz aydınlığa. Zerdüşt'ten beri kavgamız karanlıkla bu yüzden. Ve umut zaferden daha değerliyse her günümüz zafer tadında, zafer olmalı her an."
"Ateşle yürüyenlere
Eski zamanların
Kutsal ateşgahlarında yanan
Kocaman ateşlere
Baka baka büyüdü çocuklarımız
Nesilden nesile dönerken zaman
Hiç sönmedi beyinlerde
Aynı canlılıkla
Aynı imgelerimiz
Takatsiz kalan kollarımız
Durunca bile körük
En soğuk ayın
En soğuk karanlıkta bile
Bir umut gibi
Saklı kaldı toprakta
Hiç eksilmedi cemremiz
Ateşimiz"