Eş Genel Başkanlardan tutuklamalara tepki

  • 12:06 23 Mart 2025
  • Siyaset
 
HABER MERKEZİ - DBP ve DEM Parti Eş Genel Başkanları, İBB Başkanı ile birlikte çok sayıda ismin tutuklanmasına tepki gösterdi. 
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşgenel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, 19 Mart’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatın soruşturma kapsamında çok sayıda isim ile birlikte  gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve beraberindekilerin tutuklanmasına ilişkin açıklama yaptı. 
 
DBP Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır dijital medya hesaplarından yaptıkları açıklama ile tutuklamalara tepki gösterdi. 
 
‘Halkın iradesine saygı duyulmalı’
 
Çiğdem Kılıçgün Uçar, paylaşışında şunları belirtti: "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberinde çok sayıda kişinin tutuklanması, milyonlarca yurttaşın iradesine yönelik tahammülsüzlüğün açık bir göstergesidir. Kürdistan'da yaşanan tahammülsüzlüğün bir benzeri İstanbul'da söz konusudur. İktidarın bu hamleleri, demokratik değerlere zarar vermekte, halkın adalet ve hukuka güvenini derinden sarsmaktadır. Yargıyı bir baskı aracı olarak kullanan siyasal erkin, muhalefeti dizayn etmesini ve ülkeyi kaosa sürüklemesini kesinlikle kabul etmiyoruz. Toplum demokratik bir ülkenin tesis edilmesi yönünde ümitlenirken, iktidar daha fazla otoriterleşme eğilimi içindedir. Bu anlayış ülkeyi bir girdaba sürüklemekte ve ümitsizliği körüklemektedir. Bir an evvel bu hukuksuzlukların son bulması ve halk iradesine saygı duyulması gerektiği çağrısında bulunuyorum."
 
Demokrasiye, adalete tehdit
 
Keskin Bayındır da, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve beraberinde birçok kişinin tutuklanmasıyla demokratik değerler bir kez daha hedef alınmıştır. Halkın iradesinin meşruiyetini sorgulamak, demokratik siyasetin temellerini zayıflatmaktır. Demokrasi, halkın özgür iradesinin tecelli ettiği bir alandır ve bu tür müdahaleler, demokratik değerleri hiçe saymakla kalmaz, toplumsal güveni de sarsar. İstanbul gibi büyük ve çok kültürlü bir kent, uzlaşı ve birlikte yönetim anlayışıyla başarıya ulaşabilir. Ancak, siyasi operasyonların yarattığı gerilim ve baskı atmosferi, kentteki barışçıl ve yapıcı siyaseti yok etmeye yöneliktir. Unutulmamalıdır ki, siyasi operasyonlar halkın iradesine saygıyı zedeler ve halkın demokratik haklarını kullanmasının önünü kapatır. Bu çerçevede alınan her karar, yapılan her girişim demokrasiye, adalete ve özgürlüklere yönelik ciddi bir tehdit oluşturur" paylaşımı yaptı. 
 
‘İktidarın utancı’
 
DEM Parti Eş Genel BaşkanıTülay Hatimoğulları, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve arkadaşlarının iktidar talimatlı yargı tarafından tutuklanması adalet ve demokrasiye dönük darbedir. Şimdiden kara bir leke olarak tarihe geçmiştir. Sayın İmamoğlu’nun tutuklanmasını en güçlü şekilde kınıyoruz. İstanbul, Türkiye’nin tamamı demektir. Bu kentin seçilmiş iradesine yönelik tamamen siyasi saiklerle verilen tutuklama kararı bu iktidarın utancı olacaktır. 'Biz sivil darbelerden çok çektik, haksızlık ve hukuksuzluğa çok uğradık' diyerek siyasi kariyer yapanların bugün vardıkları liman hukuksuzluklar silsilesi olmuştur. Tarihe en büyük kumpasçılar ve iktidarları uğruna 85 milyonun hayatıyla oynayanlar olarak geçecekler. Sayın İmamoğlu ile ilgili bu kararın gözden geçirilmesi ve kendisiyle birlikte tutuklanan herkesin bir an önce serbest bırakılması çağrısı yapıyoruz. Kimsenin kendi çıkarı uğruna yargıyı kullanarak 85 milyon insanın aleyhine halk iradesine müdahale etmeye hakkı yoktur” sözleri ile tutuklamalara tepki gösterdi. 
 
‘Bu karardan hızlı bir şekilde dönülmeli’
 
Tuncer Bakırhan, da paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun uydurma gerekçeler ve siyasi saiklerle tutuklanmasını en güçlü şekilde reddediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla, milyonlarca yurttaşın iradesine siyasi müdahale yapılmıştır. Türkiye’de günlerdir gerilimi arttıran ve toplumu huzursuzluğa sürükleyen bu anlayış, Türkiye’nin iç barışına en büyük zararı vermeye devam ediyor. 16 milyonun iradesine darbe yapılması Türkiye’deki siyasi, ekonomik ve toplumsal gerilimleri daha fazla tetiklenmiştir. İstanbul halkının seçme-seçilme hakkını hiçe sayan, yargıyı siyasi bir müdahale aracına dönüştüren bu hukuksuzluğu en güçlü şekilde kınıyorum. Bu karardan hızlı şekilde dönülmesi çağrısı yapıyorum. Hakkâri’den İstanbul’a uzanan irade gasplarına karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz!"