‘Aile Bakanlığı ve Diyanet hakkında soruşturma başlatılsın’

  • 11:50 20 Şubat 2023
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - Depremzede çocukların dini vakıflara yerleştirilmesini tepkiyle karşılayan EŞİK, “Şeffaf olmayan bir şekilde Devlet dışı kurumlara gönderilen kaç çocuk var? Bakanlık bu durumla ilgili ne yapacak?” diye sorarken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı hakkında soruşturma başlatılması gerektiğini belirtti.
 
Mereş merkezli iki büyük depremin ardından yaşanan hak ihlalleri devam ediyor. 6 Şubat’ta meydana gelen depremin ardından depremzede 20 ila 60 çocuğun İstanbul’da İHH yurtlarına yerleştirildiği ortaya çıkmıştı. Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), başta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere devlet kurumlarının, depremlerin ardından kaybolan, kimsesiz kalan veya yakınlarına henüz ulaşılamayan çocuklarla ilgili göz yumdukları, işledikleri ve teşvik ettikleri suçlara dair tüm sorumlular hakkında derhal soruşturma başlatılma gerektiğini açıkladı.
 
‘Bakanlık doğruladı dernek vakıf yalanladı’
 
“Şeffaf olmayan bir şekilde Devlet dışı kurumlara gönderilen kaç çocuk var? Bakanlık bu durumla ilgili ne yapacak” sorularının sorulduğu açıklamada şunlara dikkat çekildi:  "Bakanlık, çocukların devlet dışı kurumların evlerine, tarikatların yurtlarına yerleştirildiği iddialarına uzun süre yanıt vermedi. Bağımsız sivil toplum örgütleri, bu iddialara dair delilleriyle birlikte arka arkaya suç duyurusunda bulunmaya başladılar. Yapılan suç duyuruları ve toplumsal baskı sonucunda, İstanbul’da 20 ila 60 depremzede çocuğun bir vakıf tarafından “ayarlanan” evlere yerleştirildiği iddiası, Bakanlığın 18 Şubat’ta yaptığı açıklamayla doğrulandı. Durum, çocukların yanında annelerinin olduğu ve Suriyeli oldukları gibi gerekçelerle açıklanmaya çalışıldı. Adı geçen kurum ise konuyu tamamen yalanladı.
 
Bakanlık görevini yapsın
 
Çocuklara ilişkin yasal düzenlemelerin ve uygulamaların tümü, çocuğun üstün yararı ilkesi gözetilerek yapılmak zorundadır. Hukuk dışına çıkılamaz. Refakatsiz, mülteci, yoksul çocukların yasal düzenlemelere aykırı şekilde devlet dışı kurumların, tarikatların evlerine yerleştirilmeleri kabul edilemez. Aile onayının olması veya çocuğun Suriye vatandaşı olması bu durumu değiştirmez. Bakanlık derhal görevini yerine getirerek bu ve benzer durumdaki çocukları devlet kurumlarına yerleştirmeli, tüm süreç kamuoyuyla paylaşılarak şeffaf ve hesap verebilir şekilde yürütülmelidir.
 
Diyanetin açıklaması Ceza Yasası'na göre suç
 
Diyanet’in evlat edinme hakkındaki açıklamaları Anayasa’ya ve Medeni Yasa'ya aykırı, Ceza Yasası'na göre suç! Diyanet İşleri Başkanlığı’nın depremden etkilenen çocukların evlat edinilip edinilemeyeceğine ilişkin bir soruya sitesinden verdiği yanıt skandal olmasının ötesinde suç teşkil etmektedir. Tepkiler üzerine söz konusu yanıt Diyanet sitesinden kaldırıldı. Diyanet konu hakkında 18 Şubat’ta yaptığı açıklamada, tepki verenleri suçladı ve hukuka aykırı söylemini sürdürdü. Diyanet’in evlatlık ile ilgili her iki açıklamasında da yer alan ifadeler başta laiklik, hukuk devleti ve eşitlik maddeleri olmak üzere Anayasa’ya, Medeni Yasa’ya ve Türkiye’nin de taraf olduğu çocuk hakları ile ilgili uluslararası sözleşmelere açıkça aykırıdır. Ceza Yasa’sı anlamında da suç oluşturmaktadır.
 
Dini dayanak Anayasa'ya aykırı
 
Medeni Yasa’nın evlat edinenle evlatlık arasındaki evlenme yasağı ile ilgili 129. maddesi, soybağının evlat edinme yoluyla da oluşacağı hakkındaki 282. maddesi ve evlatlığın, evlat edinenin mirasçısı olduğunu düzenleyen 314. maddesi son derece açıktır. Diyanet’in bu düzenlemeleri bilmemesi mümkün değildir. Devletin sorumluluğu ve bireyler arasındaki ilişkileri düzenlemede tek referans norm hukuktur. Evlat edinmek de dahil toplumsal yaşama ilişkin konularda dini dayanak sunmak, Anayasa’ya ve laiklik ilkesine açıkça aykırıdır. Herkes, kişisel yaşamında kendi inancına göre hareket edebilir ama Anayasa ve hukuk herkesi bağlar.
 
Diyanet ülkeyi ikili hukuk sistemine sürüklemeye çalışıyor
 
Adeta paralel devlet yapılanmasına dönüşen Diyanet, ülkeyi ikili hukuk sistemine sürüklemeye çalışıyor. Deprem sadece bazı illeri, bazı vatandaşları, bazı çocukları etkilemedi. Deprem yirmi yıldır devletin içini boşaltan iktidarın tüm ülkenin üzerine yıkılmasına neden oldu. Çocukları, hepimizin güvencesi olan laiklik ve hukuk güvenliği ilkelerini, seçim güvenliğini, eşit ve şiddetsiz bir ülkede yaşama umudumuzu iktidarın hukuk tanımaz tavrına teslim edemeyiz. Hukuka sahip çıkmaktan, toplumsal dayanışmayı büyütmekten ve birlikte mücadele etmekten başka yolumuz yok.”