
Dilek Hatipoğlu’na çıplak aramaya tepki: Ahlak ve vicdan dışıdır!
- 15:59 17 Şubat 2021
- Güncel
VAN - HDP Hukuktan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, Hakkari Belediye Eşbaşkanı Dilek Hatipoğlu’nun cezaevinde çıplak arama ve işkenceye uğramasına ilişkin yaptığı açıklamada, Dilek’in kameraların görmediği bir kör noktada işkenceye maruz kaldığını ifade ederek, “Bu uygulama ahlak ve vicdan dışıdır” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuktan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, Hakkari’de 2014 yılında belediye eşbaşkanı olarak seçilen ve 6 ay görevde kaldıktan sonra yerine kayyım atanarak tutuklanan Dilek Hatipoğlu’nun, duruşması için Sincan Cezaevi’nden Van T Tipi Cezaevi’ne getirildiği sırada cezaevinde şiddete ve çıplak arama işkencesine maruz bırakılmasına ilişkin HDP Van İl Örgütü’nde basın toplantısı gerçekleştirdi.
‘Kameraların görmediği kör bir noktada çıplak aramaya maruz kaldı’
Dilek’in kısa bir süre eşbaşkanlık görevinde kaldıktan sonra tutuklandığını ve hızla 16 yıl 3 ay hapis cezası verildiğini hatırlatan Ümit, “Ayın 12’sinde gerçekleşen bu işkence bu ahlaksızca tavır bizim tarafımızdan dün itibariyle öğrenildi. Avukatının gerçekleştirdiği görüşmede, kendisinin ayın 12’sinde çıplak aramaya maruz kaldığını belirtti. Bugün cezaevinde Dilek’i ziyaret ettik ve kendisinin anlatımıyla, cezaevi girişinde gardiyanlarla karşılaştığı ilk anda soyunması ve çıplak arama yapılacağı söylenmiş. Dilek Hatipoğlu da bu onursuz ve ahlaksız hareketi kabul etmeyeceğini, asla çıplak aramaya razı olmadığını ifade etmiş. Bu söyleminin ardından 3 gardiyan tarafından kamera ile görünmeyen bir noktada ağır bir şekilde darp edilerek zorla kıyafetleri çıkartılarak çıplak aramaya maruz kalmıştır” dedi.
‘Bu uygulama ahlak ve vicdan dışıdır’
Çıplak aramanın Türkiye’nin utancı olduğunu kaydeden ve yıllardır Türkiye’de çıplak aramanın olduğunu da belirten Ümit, “Fakat hatırlarsanız, o dönemde iktidarın sözcüleri böyle bir uygulamanın asla olmadığını, Türkiye cezaevlerinde asla gerçekleştiğini inanmadıklarını ifade etmişlerdi. Çıplak arama mevzuatı hayatımıza ne zaman girdi, hangi siyasi partinin düzenlemesiyle girdi. İlk olarak 2016 yılında infaz tüzüğünde çıplak arama maddesi düzenlendi. Daha sonra 2020 yılında Cumhurbaşkanlığının imzası ile resmi gazetede yayınlanan infaz yönetmeliği ile de çıplak arama uygulaması detaylı olarak yönetmelikte yer aldı. Sürekli ifade ediyoruz, bu uygulama ahlak ve vicdan dışıdır. Meşru bir uygulama asla değil, hem kişinin bedenine dönük bir saldırı bu yönüyle fiziki bir işkencedir. Tüzükte yer alan uygulamanın yasal olduğu anlamına gelir mi? Elbette ki hayır. Bir yönetmeliğin gerçek bir hukuk maddesi olması altındaki kimin imzası olduğuna göre değerlendirilemez. Anayasa da daha giriş kısmında altıncı paragrafta tüm vatandaşların onurlu bir hayat sürdürme hakkı olduğu ifade edilmiştir” şeklinde konuştu.
‘Gözünde morluk ve bacaklarında çürümeler vardı’
Çıplak arama tartışmaları yürürken, AKP Gurp Başkanvekili Özlem Zengin’in söylemlerini de hatırlatan Ümit, konuşmasına şöyle devam etti: “Kendisi insan hakları savunucu ve avukat olduğunu da ifade ediyor. İnsan hakları savunucusu olup olmadığını bilmiyorum ancak avukat olduğunu biliyoruz. Kendisine buradan bir kez daha sesleniyoruz; Dilek Hatipoğlu ile bugün cezaevinden görüştüm. Gözündeki morluk ve kolundaki morarmalar, bacaklarındaki çürükler halen var. Avukatlık yeminine sadık kalarak Özlem Zengin’in hemen Dilek Hatipoğlu’nu ziyaret etmesini ve cezaevlerinde çıplak arama yapılıyor mu yapılmıyor mu, kendi gözleri ile görmesi ve duyması gerektiğini kendisine iletiyorum. Çıplak arama vardır, son mağduru da Dilek Hatipoğlu’dur. Yaptığımız görüşmede kendisinin aynı zamanda vertigo ve bursit hastalığını taşıdığını belirtti. Cezaevi müdür ve ikinci müdür ile yaptığımız görüşmede iki kronik rahatsızlığı olan ve yürümekte güçlük çeken Dilek Hatipoğlu’nun üç gardiyanı darp ettiğini iddia etti. Yüzümüze bakarak bizimle alay edercesine Dilek Hatipoğlu hakkında soruşturma başlatıldığını söyledi. Elbette Dilek Hatipoğlu’nun avukatları suç duyurusunda bulanacaklar. Adalet Bakanlığı, avukatların suç duyurusunda bulunmasını beklemeden derhal bunları yapanlar, bunun emrini veren görevliler hakkında idari soruşturma başlatmalıdır. Dilek Hatipoğlu acil olarak ATK’ye sevk edilerek, rapor alınmalı ve gerçekte direnenin kim olduğu ortaya çıkarılmalıdır.”
‘Güvenlikçi politikalardan vazgeçin’
Ümit son olarak, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük ağırlaştırılmış tecrit ve cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı devam eden açlık grevlerine de değinerek, “Daha fazla acı yaşanmadan buradan bir kez daha hükümetin, güvenlikçi politikaları adı altında bu eziyet, işkencelerden vazgeçmeleri çağrısında bulunuyoruz” diye belirtti.