Kadınlar Abdullah Öcalan’la olan anılarını anlattı: Büyüdükçe anladık

  • 09:04 11 Şubat 2021
  • Güncel
Dîcle Demhat
 
KOBANÊ - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunduğu sürece dair kadınlar o günleri şu sözlerle dile getiriyor: “Rêber Apo, ‘Emek verilmedikçe bir şeyin karşılığını beklemeyin’ derdi. Her şey emek verilerek karşılığı alınır. Biz de büyüdükçe bunu daha iyi anlamaya başladık." 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999’da uluslararası komplo ile Türkiye’ye getirilişinin 22’nci yıldönümünde Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan Kobanê Kantonu’ndaki kadınlar anılarını ajansımıza anlattı. Kadınlar Abdullah Öcalan’la anıların “Rêber Apo, arkasında binlerce özgürlük savaşçısı ve direniş çizgisini kendine esas alan bir kadın ordusu ve kadın örgütü bıraktı” sözleriyle dile getiriyor.
 
‘Gözümü açtığımda Rêber Apo ile tanışmıştım’
 
Henüz 3 aylıkken Abdullah Öcalan’ın onu gördüğünü ve o dönemleri ailesinin anlattığını dile getiren Şirin Eluş, büyüdükçe “Önderliği tanıdım" sözleriyle Abdullah Öcalan’a olan sevgisini ve özlemini ifade ediyor. “Rêber Apo, evimize gelmişti, tabi o zamanlar ben yeni doğmuştum” diyen Şirin duygularını şu şekilde aktarıyor: “İki ya da üç aylıktım. Büyüdükçe Önderliği tanımaya başladım. Artık sık sık Önderliği görüyordum. Ben bebekken Önderlik ile çekilmiş fotoğraflarım vardı. Büyüyene kadar da fotoğraf çektim. Herkes büyük bir hasretle Rêber Apo’yu görmek isterdi. Fakat biz şanslıydık. Gözümü açtığımda Rêber Apo ile tanışmıştım. Biz büyüdükçe bir de okul çağına geldiğimizde Kürtler için koşulların zor olduğunu görüyorduk. Baas rejimi Suriye’de hükmünü sürdürüyor, Kürt halkı olarak rejimin baskılarıyla yüz yüze gelmemek için gizliden çalışmalar yürütülüyordu. Rêber Apo, evimize geldiği için Baas rejimi hep eve gelip sorardı. Babam da amca oğlu olduğunu söylerdi. Tabi biz Önderlikten ve ailemizden büyük bir güç almıştık. Her ne kadar çocuk olsak bile yaşamla mücadele etmeyi öğrenmiştik. Belki büyüklerimizden aldığımız güçle korkunun ne olduğunu bilmiyorduk. Sarı, kırmızı, yeşil renklerle yapılan bileklikleri elimize takar okula giderdik.”
 
‘Çocuk grubum toplansın’
 
Çocukken Abdullah Öcalan’ı gördüğünde ve o ana ilişkin aklında kalan sözleri anımsayan Şirin, “Önderliğin yanında çocuk olmamıza rağmen hep uslu duruyorduk” diyor. O anı ise şu sözlerle ifade ediyor Şirin: “Her geldiğinde amca ve dayımın çocuklarıyla beraber olduğumuz için Rêber Apo içeri girer girmez ‘Çocuk grubum toplansın’ derdi. Bizimle oturur, durumumuzu sorar, sonra sohbet ederdik. Tabi çocuk dedin mi yaramazlıklarıyla bilinir. Ama Rêber Apo o kadar heybetliydi ki içeri girdiği gibi hepimiz uslu uslu oturur çıt çıkarmaz onu dinlerdik. Bize çocukluğundan bahsederdi. Rêber Apo, annesinden güç aldığını anlatırdı. Bir keresinde çocuklarla kavga etmiş ve annesinin intikamını almadan gelme dediği için gidip intikamını aldığını söyledi. Bize de hep ‘Kendinizi korumayı ve savunmayı öğrenin’ derdi. Gelmediği zamanlar merak ederdik, ne zaman geleceğini dört gözle beklerdik. Rêber Apo, ‘Emek verilmedikçe bir şeyin karşılığını beklemeyin’ derdi. Her şey emek verilerek karşılığı alınır. Biz de büyüdükçe bunu daha iyi anlamaya başladık.”
 
’15 Şubat komplosunu kınıyoruz’
 
Abdullah Öcalan’ın “Tarih, yaşanan her şeyi yazmıştır” dediğini dile getiren Şirin, “Önderlik çocukları önemsediği kadar kadınlara da değer verirdi. Kadınların gelişimi için sürekli çabalardı. ‘Kürdistan özgürleşecek, artık siz bizi ziyarete gelirsiniz’ derdi. Fakat bu sözünden üç ay sonra Türkiye’ye getirildiğini duyduk. O an yaşadığımız duyguyu anlatmak zordur. Artık ne zaman nasıl görecektik. Önderlikten aldığımız güç ve eğitimle büyümüştük. Zaman geçmiş artık anne olmuştum. Bugüne kadar da Önderlikle geçirdiğimiz zamanı çocuklarımıza anlatırız. Rojava Devrimi’yle beraber Özerk Yönetim’e bağlı çalışmalarda yer aldım. Önderliğin hayallerini devrime sahip çıkarak koruyacaktık.  Rêber Apo’dan aldığımız güçle bugün yaşamın her alanında mücadele edebiliyoruz. 15 Şubat yaklaşıyor, böyle bir günde o günleri anlatmak o anın hem heyecanını hem de acısını yaşıyoruz. 15 Şubat komplosunu kınıyoruz” diye belirtiyor.
 
‘Hayallerim gerçek oluyordu’
 
Dilber Müslüm ise, Abdullah Öcalan’ı görmediğini ancak onun yanında kalmış kişilerin yer aldığı toplantılara katıldığını söylüyor. Dilber, “Tek isteğim bir gün Rêber Apo’yu görmekti. Hep eşime herkes gidip Rêber Apo’yu görüyor biz de gidelim derdik. 15 Ağustos yaklaşmıştı. Eşim eve bir miktar para gönderip, ‘Hazırlanın, Lübnan’a Rêber Apo’yu görmeye gideceğiz’ demişti. Büyük bir heyecan ve moralle apar topar hazırlandık. Ailece 15 Ağustos kutlamaları için Lübnan’a Rêber Apo’yu görmeye gidiyorduk. Hayallerim gerçek oluyordu” diye devam ediyor. 
 
‘O kadar heybetliydi ki gözlerimi alamıyordum’
 
Sürekli hayal ettiği Lübnan’na gittiklerini ve  Mahsun Korkmaz Akademisi’ne vardıklarında heyecanlandığı aktaran Şirin, “Kobanê’nin Qeremox köyünden Lübnan’a varmıştık. Hepimiz yorgun olduğumuz için misafirlere hazırlanan çadıra kampta bulunan gerillaların bize eşlik etmesiyle geçtik. Onlarca kişi gelmişti. Ortam o kadar kalabalıktı ki Rêber Apo’ya selam vermek onunla tokalaşmak imkansızdı. Uzaktan onu izliyorduk. O kadar heybetliydi ki gözlerimi alamıyordum. O kalabalığın içinde yaşlı bir anne halay ve zılgıt çekti. ‘Yol verin Önderliği kucaklayıp ona sarılacağım’ dedi. Rêber Apo, ‘Bırakın anne gelsin’ dedi. Anne gitti, Önderlikle tokalaşıp, öptükten sonra sarıldı ve yerine geçti. Rêber Apo 3 saatlik bir toplantı yaptı. Toplantı bittikten sonra ‘Şu anda yüzlerce düşmanımız var. Aramızda da olabilirler. Sayımız çok fazla güvenlik için hepimizin burada kalması doğru değil. Evleri yakın olan Halep ve Lübnan’dan gelen misafirlerimizden özür diliyorum. Onlar evlerine dönseler iyi olur’ dedi. O temelde Lübnan tarafından gelenler geri döndü. Uzak alanlardan giden kişiler de o gece orada kalıp, sabahleyin yapılan toplantıya katıldıktan sonra bizler de evlerimize döndük” sözleriyle anlatıyor.
 
‘İki anlamlı anı beraber yaşadım’
 
Toplantıya katılanlardan birinin de Kürt siyasetçi Sakine Cansız olduğunu söyleyen Dilber, toplantıdan sonra bir araya gelenlerin arasına katıldığını ifade ediyor. Sakine’nin o sırada yeni cezaevinden çıktığını, cezaevinde iken maruz kaldığı işkenceyi ve direnişi anlattığını kaydeden Dilber, “Pür dikkat dinliyorduk, her iki anlamlı anı beraber yaşamıştım. Önderliğe sarılamadım. Ama görmem yeterliydi. 22 yıldır Rêber Apo’dan mahrum bırakıldık. Ama her gün Rêber Apo’nun özgürlüğü için ayakta olacağız. Düşman, Rêber Apo’yu tutuklayarak Kürtleri bitireceklerini düşündü. Fakat düşündükleri, olmadı. Bir kemik gibi devletlerin planları boğazlarında kaldı. Rêber Apo, arkasında binlerce özgürlük savaşçısı ve direniş çizgisini kendine esas alan bir kadın ordusu ve kadın örgütü bıraktı. Bu mücadele her zaman devam edecektir” diyor. 
 
‘Hepimiz alanlarda olacağız’
 
Dilber son olarak, “Uluslararası devletler ve Türkiye’nin eliyle yapılan 15 Şubat komplosunu kınıyoruz. 15 Şubat’ta Önderlik üzerindeki tecridin kaldırılması ve komployu kınamak için hepimiz alanlarda olacağız “diye vurguluyor.