DİYARBAKIR - Maxmur Kampı, Şengal ve Kandil’e saldırının basit bir operasyon olmadığını belirten DBP, “Topyekun imha siyasetine karşılık bizler ise topyekun direniş ile karşılık vereceğiz” dedi.

 

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait savaş uçaklarının gece saat 00.00'da Şehit Rüstem Cudi (Maxmur) Kampı, Şengal  ve Kandil’e gerçekleştirdiği saldırıya ilişkin yazılı açıklama yaptı.

 

Açıklamada, saldırı saatinin ve gününün bilinçli seçildiğine işaret edilerek, “HDP’nin başlatacağı ‘Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü’ öncesinde, gece saatlerinde savaş uçakları ile Güney Kürdistan Bölgesindeki sivil alanlara saldırı düzenlemesi dört parçada bir soykırım harekatıdır” denildi. 

 

‘Kaybettikleri oyları Kürtlere saldırarak korumak istiyor’

 

İktidarın kendini korumak için Kürtlere saldırdığına işaret eden DBP, ”Edirne’den, Hakkari’ye özgürlük, adalet ve demokrasiyi güçlendirmek isteyen güçler hep birlikte bir araya gelerek mücadele zeminlerini sağlamlaştırıp faşist bloğa karşı bir direniş geliştirirken, Türkiye içerisinde ekonomik buhranlar sonucunda halklar nezdinde eriyen bir iktidar bloğu kaybettiği oyları ırkçı söylemler ve Kürtlere saldırılar ile korumak istiyor” diye kaydetti.  

 

DBP, açıklamanın devamında şu ifadeleri kullandı:“Gece saatlerinde başlatılan saldırıların hedefinde 73 kez ferman ile karşı karşıya kalan Êzidîler ve Birleşmiş Milletler tarafından mülteci kampı olarak tanınan Mahmur Kampı’da bulunmaktadır. 1990’lı yıllarda baskı ve zulümlerle göçertilmek zorunda kalan Kürtlerin oluşturduğu Mahmur Kampı yıllardan beridir Türkiye Devletinin hedefi durumundaydı. Ambargolar ile teslim alınmak istenen Mahmur Kampı bu defada uçaklarla bombalanarak teslim alınmak istenmektedir. Êzidîlerin kutsal mekanları ve yaşam alanı olan Şengal alanı da bombalanan alanlardandır. Yüzyıllardır dini inançlarından dolayı katliamların kıskacından olan Êzidîler en son 2014 yılında İŞİD saldırıları sonucunda 73. Fermanı yaşamışlardır. Bu saldırı İŞİD tarafından yapılan 73. Fermanı tamamlama harekâtı olarak değerlendirmek gerekmektedir. Tüm bu saldırılar basit bir bombardımanın ötesinde bir soykırım harekatı olarak değerlendirilmelidir.”

 

‘Topyekün direnişle karşılık vereceğiz’

 

Kürtler bir kez daha AKP’nin kardeşlik hamaseti arkasında saklamış olduğu gerçek yüzüyle karşılaştı. Cizre’den Sur’a, Efrin’den Şengal’e yapılan bu saldırılar bir konseptin devamıdır. Demokrasi yürüyüşünü başlattığımız böylesi bir dönemde bizlere karşı başlatılan topyekun imha siyasetine karşılık bizler ise topyekun direniş ile karşılık vereceğiz. Bizler tarihçi direnişçi geleneğimizden aldığımız güçle asla diz çökmedik ve teslim olmadık. Tüm bu saldırılara karşı direneceğimizi yinelerken, bu saldırılara karşı demokrasi taleplerimizden de vazgeçmeyeceğimizi de tüm kamuoyuyla paylaşıyoruz."