‘Ebru ve Aytaç’ın talebi tüm yurttaşların talebidir’

  • 13:32 15 Haziran 2020
  • Güncel
DİYARBAKIR - Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için Diyarbakır Barosu ve 24 baronun ortak gerçekleştirdiği basın açıklamasında, “Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın talepleri tüm yurttaşların talebidir” diye belirtildi.
 
Adil yargılanma talebiyle başlattıkları açlık grevini 5 Nisan’da ölüm orucuna dönüştüren avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Barosu Adli Hizmet Binası'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan açıklamaya Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır il örgütü açıklamaya katıldı.
 
Açıklamada “Adalet sağlansın Ebru ve Aytaç yaşasın” pankartı taşınırken, “Herkes için adalet”, “Siyasal yargı istemiyoruz”, “Ebru ve Aytaç yaşasın”, “Savunmaya özgürlük” lolipopları taşındı. 
 
‘Her yurttaş tehdit altında’
 
Baro adına açıklamayı okuyan Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, “Barolara yönelik gerçekleştirilmek istenen son yasal değişiklik girişiminin hedefi her ne kadar barolar olarak görünse de asıl hedef tüm yurttaşların hakkı ve hukukudur” ifadelerini kullandı. Avukatların, akademisyenlerin, siyasetçilerin, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin, muhaliflerin, itiraz eden ve karşı çıkan her yurttaşın tehdit altında olduğunu belirten Cihan, “Hukukun ve adaletin esamesinin okunmadığı bu düzen, bir bir yutuveriyor insanları, hapsediyor.  Farkında değiller ama gücü elinde bulunduranlar bile tehdit altındadır. Çünkü adalet kaybolursa tuz da kokmuştur ve bu kokuyu bastırmak artık mümkün değildir” dedi.
 
Diyarbakır Barosu ve 24 baronun yaptığı ortak basın açıklamasında şu ifadeler kaydedildi:
 
“Yurttaşları güce karşı koruyan, adalet terazisinin sağlıklı işlemesinin garantörü olan avukatlar da bozuk terazinin kurbanı oldu. Yasadışı infazların sorumlularının yargılandığı JİTEM dosyasında, Soma maden katliamı davası gibi onlarca toplumsal davada ezilenlerin ve yoksulların yanında yer alan ÇHD üyesi on sekiz meslektaşlarımız hukuksuz bir yargılamanın sonunda onlarca yıl hapse mahkûm edildiler. ÇHD üyesi meslektaşlarımızın adına yargılama denen bu sürecine birçok baro başkanı meslektaşım ile bizzat duruşma salonunda tanıklık ettik. Dağıtılan mahkemelere, birkaç saat içinde geri alınan mahkeme kararlarına, gizli tanık kumpaslarına, toplanmayan delillere rağmen verilen on yıllarca yıllık hapis cezasına tanıklık ettik.
 
‘Adil yargılanma hakkı ciddi bir tehdit altındadır’
 
Adil yargılanma hakkı gerek Anayasa’da, gerek ulusal mevzuatta, gerekse de Anayasa’nın 90’ıncı maddesi gereğince bir iç hukuk normu olan, hatta iç hukuk normundan da üstün olan AİHS’in 6’ıncı maddesi ile bir istisna olmaksızın tüm yurttaşlar için temel bir hak olarak korunmaktadır. Ancak yerel mahkeme uygulamaları gerek ulusal mevzuattan, gerekse de uluslar arası mevzuat standartlarından çok uzaktır. Nitekim geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan açıklamada, mahkeme kararlarının yüzde 52.1 oranında adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirtmiştir. AYM başkanının da belirttiği gibi adil yargılanma hakkı ciddi bir tehdit altındadır.
 
‘Bu hukuksuzluğa son verin’
 
Bir toplumda avukatlar tehdit altındaysa, tüm yurttaşlar tehdit altındadır. İşte barolara yönelik gerçekleştirilmek istenen son yasal değişiklik girişiminin hedefi her ne kadar barolar olarak görünse de asıl hedef tüm yurttaşların hakkı ve hukukudur. Bu nedenle adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda olan meslektaşlarımız Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın talepleri aslında tüm yurttaşların talebidir. Hukukun bütün temel ilkelerini yerle bir eden, gerçeği eğip büken gizli tanık ifadeleriyle 12 Mart’tan beri hapsedilen, sadece Urfa Barosu üyesi Avukat Sevda Çelik Özbingöl değil, tüm avukatlar ve yurttaşlardır. Buradan sesleniyoruz, bu hukuksuzluğa son verin, meslektaşlarımızı serbest bırakın.”