'Risk grubunda olan tutsakların durumu kötüleşiyor'

  • 12:07 13 Haziran 2020
  • Güncel
İSTANBUL-CİSST,  son yayınladığı raporda Covid 19 salgını dolayısıyla risk grubunda olan tutsakların durumunun kötüye gittiğine dikkat çekti. 
 
Sivil toplum kuruluşlarının ve insan hakları derneklerinin çağrılarına rağmen yeni infaz yasası, risk grubunda olanlar da dahil olmak üzere siyasi tutsakları dışında bırakarak yasalaşırken, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği‘nden (CİSST) tutsakların sağlığıyla ilgili kötü haberler gelmeye devam ediyor.
 
Dernek 01-12 Haziran tarihleri arasında kendilerine danışma hattından gelen koronavirüsle ilişkili şikayetlerin yer aldığı raporu yayınladı. Raporda 39’u kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere 80 farklı cezaevinden gelen şikayetler; kapasite sorunu, hijyen, beslenme ve sağlık hakkına erişim başlıkları altında derlendi. Raporda risk grubunda olan ve bilgilerinin paylaşılmasını isteyen tutsakların durumlarına ayrıca yer verildi.
 
Cezaevlerinde kapasite sorunu
 
Raporun “Hapishanelerde Kapasite Sorunu” başlıklı kısmında tutsakların koğuşlarının kalabalık olmasına, yatakların yakınlığı nedeniyle birbirlerine fazla yakın uyumak zorunda kaldıklarına ve ortak alanlarda, yemekhanelerde çok fazla tutsağın bir araya gelmek zorunda kaldığına yer verildi.
 
“Genel Durum ve Hijyen Önlemleri” başlıklı kısımda ise bazı cezaevlerinde dezenfekte amaçlı ilaçlama yapılmadığı belirtildi. 
 
Raporda dikkat çekilen sorunlar şu şekilde sıralandı:
 
“* Salgın başlangıcında hapishaneler belli aralıklarla ve düzenli şekilde dezenfekte ediliyorken son dönemlerde bu sıklığın azaldığı,
 
*Koridorlara dezenfekte malzemesi koyan hapishanelerin sayısının oldukça az olduğu,
 
*İnfaz koruma memurlarının karantina sürecinde kalmaları gereken alanları terk ettiği, hapishane içinde hareket ettiği, hapishane personeli ve mahpuslarla iletişim kurdukları, karantina kurallarına uymadıkları,
 
*Bazı hapishanelerde infaz koruma memurlarının sosyal mesafe kuralına uymadığı, hijyen konusunda bireysel tutumların belirleyici olduğu ve yeterince denetleme sağlanmadığı,
 
* Bazı kapalı hapishanelerde koğuşların hava almadığı ve yeterince havalandırılmadığı,
 
* Bazı hapishanelerin bulundukları konum ve sis gibi hava değişimlerinden etkilenmeleri sebebiyle mahpusların havalandırmaya çıkarılmadıkları, havalandırmanın kapatılmasının temiz hava ve sosyal mesafe imkanlarını asgariye indirdiği,
 
*Bazı hapishanelerde iklim koşulları sebebiyle nemin arttığı ve koğuşların yeterince güneş ışığı almadığı,
 
* Bazı açık hapishanelerde yemekhanelerin yeterince temizlenmediği, hijyenik olmadığı ve çok fazla mahpusun kullanmak zorunda olduğu,
 
* Bazı açık hapishanelerde yemekhane ve kantin sırasına girildiğinde sosyal mesafenin sağlanamadı olmadığı belirtilmiştir.”
 
‘Hijyen ve beslenme yetersiz’
 
“Mahpusların Hijyeni” başlığında ise bazı cezaevlerinde tutsakların sabuna erişemediğine, kendilerine maske ve eldiven sağlanmadığına ayrıca maskelerden ücret istenildiğine dikkat çekildi. 
 
CİSST’in raporunun “beslenme” başlığında yemeklerin kötü ve sağlıksız olduğu, hijyenik olmadığı, tüm tutsakların ihtiyacını karşılamada yetersiz olduğu, bazı cezaevlerinde ise kısa sürede tükendiği bilgisi yer aldı. 
 
Sağlık hakkına erişim ile ilgili ise şu ifadeler yer aldı:
 
“*Hasta, yaşlı ve risk grubuna giren mahpuslar için önlemler alınmadığı, maske ve temizlik malzemesinin dağıtılmadığı, mahpusların önlemlerini kendileri aldığı,
 
*Bazı hapishanelerde doktorun revire gelmediği veya düzenli gelmediği,
 
*Bazı hapishanelerde mahpusların revire çıkarılmadığı, bunun yerine kendilerine hastalıklarının kapıdan sorularak alınan cevaplar doğrultusunda ilaç verildiği,
 
*Mahpuslar revire çıksalar da ilaç alamadıkları, kronik hasta mahpusların hastane sevki olmasa da raporlarının yenileneceği kararına uyulmadığı,
 
*Bazı mahpusların yeşil reçeteli ilaçlara erişemediği, bu nedenle mahpusların kendilerine ve çevrelerine zarar verme riski olduğu,
 
* Kronik hasta mahpusların hastane sevklerinin uzun zamandır yapılmamasının sağlık sorunlarının artmasına neden olduğu ve bunun durumlarını kritik aşamalara getirdiği,
 
*Hastaneden dönüşte 14 gün boyunca karantinada kalarak virüs kapma riskinin artacağı endişesiyle genel olarak tüm mahpusların hastaneye sevk konusundaki endişelerinin arttığı, hayatlarını tek başına idame ettiremeyen mahpusların da karantinada ihtiyaçlarını nasıl gidereceklerini bilemedikleri için hastaneye sevk olmak istemedikleri belirtilmiştir.”
 
Vakalar
 
Vakalar başlığı altında ise 55 yaşında ve üç kalp kapakçığında çürüme tanısı konarak salgından önce yoğun bakımda tedavi gören Sabri Kaya, 23 yaşında bağırsak kanseri tanısı konan Mehmet Salih Filiz, bağırsak ve kolan kanseri Deniz Yıldırım,  kalp sorunu olan Abdulsamet Durak’ın durumuna yer verildi.