
Zelal Bilgin: Geri adım atmayacağız, mücadeleyi büyüteceğiz
- 09:08 1 Haziran 2020
- Güncel
DİYARBAKIR - Operasyonla gözaltına alınan 18 kişi arasında yer alan TJA aktivisti Zelal Bilgin, kadın mücadelesinin hedef alındığını belirtti. Zelal, "Kadınlar birlikte oldukça güçlüdür. Biz asla geri adım atmayacağız ve kadın mücadelesini büyüteceğiz" diyerek dayanışma çağrısında bulundu.
Diyarbakır merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 22 Mayıs'ta gözaltına alınan 18 kişiden 12'si tutuklanmıştı. Çoğunluğunun Rosa Kadın Derneği üyeleri ve kurucu yöneticileri ile Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistlerinden oluşuyor olmasından dolayı, kadınlar tarafından bu operasyonun ve tutuklamaların kadın mücadelesine yönelik bir saldırı olarak değerlendirildi. Gözaltına alınanlar arasında yer alan TJA aktivistlerinden Zelal Bilgin, ev baskınını ve ifade sürecini anlatarak, Kürt kadın mücadelesine yönelik saldırıları değerlendirdi.
'Özel yaşamımız taciz ediliyor'
Evlere yapılan baskınlarla özel yaşamın taciz edildiğine işaret eden Zelal, bu tacizin çok farklı boyutları ile karşılaştıklarını ifade etti. Zelal, kadın düşmanlığının kurumsallaştırıldığının altını çizerek, "Var olan mevcut sistem kadın düşmanlığını her gün yeni bir politika ile arşa çıkarıyor. Son dönemlerde birçok gerekçe ile evlerimiz basılıyor ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alınıyoruz. Bu coğrafyada kadın erkek fark etmeksizin genelde siyasi çalışma yapan bütün arkadaşlarımız yasa dışı bir şekilde gözaltına alınıyorlar. Kendilerince muhalif gördükleri kesimleri hem toplum nezdinde hem kendi özel yaşantıları içinde huzursuz etmeye yönelik girişimler bunlar. Okuyan insanlardan korktuklarını çok açık bir şekilde gösteriyorlar. Baskında ilk önce kitaplığa doğru yöneldiler. Kitapları toplamak adına da kendilerine gerekçe uydurmaya çalıştılar" ifadelerini kullandı.
'Gizli tanıklarla yönetilen bir ülke'
Jineoloji dergilerinin de suçlama konusu olduğunu belirten Zelal, toplama kararı olduğu gerekçesiyle dergilere de el konulduğunu söyledi. Zelal, gözaltı sürecine ilişkin şunları aktardı: "Hastanede de aynı muameleye maruz bırakıldık. Emniyete götürüldüğümüzde de dosyalarımız üzerinde gizlilik kararı vardı. İfadelerimiz alınmaya başlayana kadar biz neden gözlatına alındığımızı bilmiyorduk. Gözaltına alınan kişilere baktığımızda hepimiz aynı amaca hizmet eden ve bu coğrafyada siyaset yapmaya çalışan kadınlarız. Bunu kadına dönük siyasi bir soykırım operasyonu olarak düşünüyoruz. İfadelerimiz alınmaya başlandıktan sonra şunu çok net bir şekilde gördük. Bu ülke artık gizli tanıklar ile yönetilen bir ülke. Yani ortada olsun olmasın bir gizli tanık ifadesi söz konusu oluyor. Gizli tanık herkes için aynı şeyleri söylemiş. Şunu çok iyi biliyoruz burada yürütülmeye çalışılan şey net olarak şudur; bu iktidarın bir kadın tahamülsüzlüğü söz konusu. Bu coğrafyada Kürt kadına tahamülsüzlük giderek artıyor. Kadınlar nerede kendini var etmeye çalışsalar kendini göstermeye çalıştıklarında hedef haline geliyorlar."
'Kadın kurumları ibadethaneye dönüştürüldü'
Zelal, Kürt kadınlarına yönelik kirli politikaların devrede olduğunu dile getirerek, Kürt kadın kurum ve derneklerine yönelik ciddi saldırıların söz konusu olduğunu kaydetti. 2016’daki kayyım atamaları sonrası kadın kazanımlarına dönük saldırıları hatırlatan Zelal, “Kendi iradesi ile seçmiş olduğu belediye başkanları ile yönetilmeyen yerel yönetimlerin mevcut olduğu bir coğrafyada yaşam sürdürülüyor. Tabi ki burada ki yerel yönetim politikaları çok farklı bir şekilde işletiliyordu. Eşbaşkanlık ve eşit temsiliyeti esas alan bir sistem vardı. Kayyımların atanmasıyla beraber kadın derneği politikalarına erkeklerin atandığına tanıklık ettik. Kadın kurumlarının kapatılıp ibadethane olduğunu da gördük" dedi.
'Geri adım atmayacağız'
Bölgede kadınlara seslerini duyurabilecek, istihdam sağlayabilecek bir alan bırakılmadığını belirten Zelal, "Bu boşlukta kadına yönelik şiddetin tırmanmış olduğu noktada kadın aktivistlerin oluşturmuş olduğu bir derneğe topyekün bir saldırı söz konusu oldu. Bu bir anda mıdır? Değildir. Bizim coğrafyada 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kapatılan yüzlerce dernekle yüz yüze geldik. KJA bir KHK ile kapatıldı. Kapatıldıktan sonra TJA adı altında faaliyetler yürütmeye devam etti ve hala da çalışmaları devam ediyor. TJA aktivistleri ile birlikte her alanda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ve bunlardan asla geri adım atmayacağız. Çünkü yürütmüş olduğumuz mücadelede ki haklılığımızı biliyoruz" diye ekledi.
'Rosa Kadın Derneği hedef haline getirildi'
Zelal, kadına yönelik şiddetin üst düzeye tırmanmasından kaynaklı bölgede ciddi bir dernek ihtiyacı olduğunu gördüklerini söyleyerek, bu ihtiyaç ile beraber kadınların Rosa Kadın Derneği'ni kurduklarını dile getirdi. Zelal, "Rosa Kadın Derneği hem Kürdistan hem de Türkiye'de uluslararası kamuoyunda da karşılığı olan, yürütmüş olduğu faaliyetler ile destek alan, dernekler masasının onayladığı kadın istihdamını sağlamak üzere gün geçtikçe büyümeye çalışan bir dernektir. Çok iyi biliyoruz ki açıldığı günden bugüne yüzlerce kadın şiddet ve tacize maruz kaldığı için bu derneğe başvurdu. Buraya başvururken hukuksal ve psikolojik anlamda çok ciddi destekler alıyorlardı. Bu durum burayı rahatsız etti. Özelde kadınları gidebilecekleri bütün kurumları kapatmak istiyorlar. Bu nedenle Rosa Kadın Derneği hedef haline getirildi. Rosa'nın ortaya koymuş olduğu faaliyetler eylem ve etkinlikler bir bütünen toplumun hepsinin dikkatini çekti. Ve kadınlar her geçen gün Rosa'nın varlığı ile biraz güçlenmeye başlıyorlardı. Burada sorun sadece Rosa değildir" sözleri ile Rosa Kadın Deneği’ne yapılan saldırılara işaret etti.
Dayanışmaya çağırdı
"Bu sistemi korkutan bunu engellemek adına da üst düzey çaba sarf ettikleri bir dernek olduğunu gördüler” diyen Zelal, devamında şöyle konuştu: “Yasak bittikten hemen sonra da çocuk yaşta evlilikler ve istismar yasası Meclis’te olacaktı. Rosa'da buna engel olmak için diğer bütün kadın kurumları gibi alanda olacaktı. Bu operasyonla bu çabanın önüne geçmek istediler. Yapmaya çalıştıkları şey baskı ve zorla kadın iradesini kırmaya çalışmak. Gözaltına alınan üç erkek arkadaşı derneğin gizli üyesi olduğunu söylüyorlar. Biz, bizimle dayanışma içerisinde olan bütün kadın kurumlarına çok teşekkür ediyoruz. Bugün Rosa'ya yapılan yarın öbür gün bütün kurumlara yapılacaktır. Çünkü hiç karşı karşıya kalmadığımız kadar erkek zihniyetiyle yönetilen bir sistemle karşı karşıyayız. Bu sistem çocuk evlilikleri adı altında çocuk istismarlarını meşrulaştırmaya çalışan bir sistem. Buna karşı gün geçtikçe bu mücadele ağını daha da büyütmek gerekiyor. Uluslararası bütün kadın kurumlarını Rosa Kadın Derneğine yapılan bu baskılara karşı bir arada olmaya ve dayanışmaya çağırıyoruz. Çünkü kadınlar birlikte oldukça güçlüdür."