
'Kadın mücadelemize operasyonlarla gölge düşürülemez'
- 09:03 1 Haziran 2020
- Güncel
MARDİN - Rosa Kadın Derneği üyesi ve TJA aktivistlerin tutuklanmasına tepki gösteren kadınlar, "Direniş tarihimiz köklüdür ve kendimizi çoğaltıyoruz. Haklı olan talebimizi her yerde dile getirmeye devam edeceğiz. Kimse kadın mücadelemize operasyonlarla gölge düşüremez" dedi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 22 Mayıs'ta aralarında Rosa Kadın Derneği Kurucu Üye ile yöneticileri, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Barış Anneleri Meclisi üyesi ile birlikte çok sayıda kadın aktivist ve siyasetçi gözaltına alınmış ve bunlardan 12’si tutuklanmıştı. Kadın kurumları başta olmak üzere, kadınlara yönelik gerçekleşen siyasi operasyona ilişkin çok sayıda kişi ve kurum tepki gösterdi. Kadınlar arkadaşlarının tutuklanmasına ilişkin seslerini yükseltmeye ve tepki göstermeye ise devam ediyor.
‘Dünya Kürt kadın hareketine saygı ile eğiliyor’
Mardin Şahmeran Kadın Platformu üyesi Gülizar İpek, kadın aktivistlerin önce gözaltına alınmalarına, ardından ise biri ev hapsi ve 8’inin cezaevine gönderilmesine tepki gösterdi. Gülizar, "Kürt siyasi hareketinin Ortadoğu ve Türkiye'de geliştirdiği politik mücadelesinde kadın öncü ve kurucu özne olarak yer almıştır. Bu da tüm dünyadaki kadın hareketlerinin, kadın aktivistlerinin önünde saygıyla eğildiği bir mücadele birikimine dönüşmüştür. Bu mücadele birikimine, faşizan bir şekilde saldırı yapılmıştır" diye konuştu.
'Kadınlardan korkun!'
Kadın arkadaşlarının evlerine yapılan baskınla gözaltına alındıklarına dikkat çeken Gülizar, "Kadınlardan korkun. Hele hele Kürt kadınlarından daha fazla korkun. Kadınlar Ortadoğu'da da Türkiye'de de öncü rolünü oynamaya devam edecek. Baskılar bizi sindiremeyecek. Tüm dünyada bu değişim ve dönüşümü sağlayacak olanlar kadınlardır. Ve kadınlar bu değişim dönüşümü gerçekleştirene kadar mücadele etmeye devam edecek" dedi.
'Operasyonlarla kadınların sesi kısılmak istendi’
TJA aktivisti Sümeyye Gök ise, TJA ve Rosa Kadın Derneği’ne yönelik gerçekleşen siyasi operasyonda 18 arkadaşının gözaltına alındığını ve 12'sinin sudan gerekçelerle tutuklanarak cezaevine gönderildiğini söyledi. Sümeyye, "Bu durumu, sadece 22 Mayıs'ta kadına yönelik gerçekleşen siyasi bir operasyon olarak ele almamak gerekiyor. Ülke ve hükümetin gündeminde kadınların yaptığı çalışmalar, duyarlılık çalışmaları, özelde pandemi sürecinde kadına yönelik artan şiddet oranına dönük geliştirilen eylemler yer alıyordu. Kadınlar, bu şiddetin önüne geçmek için sokağa çıkarak, sokağın nabzını ölçen bir pozisyondaydı. Bu operasyonlarla birlikte kadının sesini yükseltmesinin önüne geçilmek istendi. Kadının çalışmaları terörize edilmek isteniyor. Son dönemdeki operasyonlar bunun bir göstergesi" diye belirtti.
‘İtina ile suç arandı’
Sümeyye, sorgu sürecinde kadın arkadaşlarına sorulan soruların bile, durumun ne kadar trajikomik olduğunu açığa çıkardığını ifade etti. Sümeyye, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "İtina ile bir suç, bir delil aramaya çalışıldığını gösteriyor. Bir arkadaşımıza 'Neden 8 Martı organize ediyorsunuz?' sorusu sorulmuş. 8 Mart'ın organize edilmesinin sebebi, kadın şiddetine yönelik seslerini duyurmak, cinsel istismarın, taciz ve tecavüzün önüne geçmektir. Kadınlar bunun için 8 Mart'ı organize ediyorlar. Değişim ve dönüşümü yapan ve örgütlenmeyi sağlayan kadının yürütmüş olduğu varoluş savaşının önüne geçilmeye çalışılıyor. Bu da ülkede, devlet ve siyasi hükümetin, ahlaki ve siyasi bir omurgaya sahip olmadığını gösteriyor. 70 yaşından büyük bir anne, 'evde kal' çağrılarının yapıldığı bir dönemde, barış çağrısı yaptığı ve açlık grevine girdiği için 2 gün gözaltında bekletildi. Kendi bedenini, insan hakları için açlığa yatıranların sesi olmaya çalışan bir annenin çalışmaları ve barış çağrısı dahi terörize edilmeye çalışılıyor. 'Evde kal' çağrısı yapan devlet siyasi operasyonlar gerçekleştiriyor."
'Direniş tarihimiz köklüdür'
"Biz TJA'lılar olarak gözaltına alınan ve tutuklanan arkadaşlarımızla aynı suçu işlediğimizi de belirtiyoruz" sözleriyle gözaltı ve tutuklamalara tepki gösteren Sümeyye, alanlara ve sokaklara çıkmaya devam edeceklerinin altını çizdi. Sümeyye, “İnfaz kanunlarıyla birlikte artan şiddet olaylarına, gayri resmi idam yasasına dur demek için çıkmaya devam edeceğiz. Düşünce suçluları cezaevlerinde bırakılarak, ahlaki yozlaşmanın yaşanmasına sebebiyet verenlerin dışarı çıkmasına, kadın ve çocuğa karşı suç işlemesine karşı çıkıyoruz. Aynı suçu işlediğimizi yine söylüyoruz. Mücadelemiz gözaltı ve tutuklamalarla bitebilecek bir mücadele değil. Direniş tarihimiz köklüdür ve kendimizi çoğaltıyoruz. Bu operasyonun bir an önce durdurulması gerekiyor. Tutuklanan arkadaşlarımızın da mahkeme tarihi beklenmeden bir an önce bırakılmaları gerekiyor. Haklı olan talebimizi her yerde dile getirmeye devam edeceğiz. Kimse kadın mücadelemize siyasi operasyonlarla gölge düşüremez” ifadelerini kullandı.
‘Virüs sürecinde kadınlar daha çok katledildi’
Mezopotamya Kültür ve Sanat Derneği Başkan Yardımcısı Sema Özel Asi de toplum olarak zor bir süreçten geçmekte olduklarının altını çizerek, bu sürecin kadınlar açısından daha zorlayıcı olduğunu söyledi. Sema, "Virüsün yayılmaya başlamasıyla beraber kadınların evde kalması, kendisiyle beraber şiddeti ve katliamları da getirmiştir. Bu süreçte kadınlar daha çok şiddete maruz bırakılmış, daha çok katledilmiştir. Kadınlarla beraber çocuklar da şiddete maruz bırakıldı. Kimi fiziki şiddete maruz bırakılırken, kimi de psikolojik şiddete maruz bırakılıyor. Sürecin bu şekilde olduğunu ve bu şekilde devam ettiğini görmekteyiz. Bu şiddetlerin derhal ortadan kalkması gerekmektedir. Son süreçte kadınların tutuklanmaları, cezaevlerine gönderilmeleri, onlarla beraber aynı şekilde çocuklarının da cezaevlerine gönderilmesi kabul edilecek bir durum değildir. Böyle bir süreçte olmaması gereken bir durumdur. Cezaevleri derhal boşaltılmalıdır" diye vurguladı.