
Ayşe Gökkan'dan çağrı: Kampanyayı milyonlara ulaştıralım
- 09:06 30 Mayıs 2020
- Güncel
DİYARBAKIR - "Dayanışma bizi yaşatır" kampanyasına ilişkin konuşan TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan, tüm kadın tutsaklar başta olmak üzere politik tutsakların yaşamının risk altında olduğuna işaret ederek, kampanyayı on milyonlara ulaştırmayı hedeflediklerini belirtti.
Aralarında Free Women’s Movement (TJA), Kurdish Women’s Movement – Europe (TJK-E), RONAK, CENÎ - Kurdish Women‘s Office for Peace, International Women’s Alliance (IWA), Women Democratic Front Pakistan (WDF), Ruba odeh Palestine, Abya Yala Feminists, National Front for Egyptian Women, Moroccan Association for Progressive Women, Revolutionary Association of the Women of Afghanistan RAWA, Collective of Support for Women Prisoners in Aragon (C.A.M.P.A.), Leyla Khaled, Janet Biehl, Margaret Owen, Khadija Ryadi, Karima, Hafnawi, Selay Ghaffar, Weeda Ahmad, Dr. Aziz Rhali, Atika Ettaifi gibi uluslararası kadın örgütleri tutsaklarla dayanışmak ve seslerini duyurmak için geçtiğimiz haftalarda "Dayanışma bizi yaşatır" kampanyası başlatmıştı.
Kampanyanın imzacılarından biri olan Tevgera Jinên Azad (TJA) da Türkiye ve bölgede kampanyaya destek verilmesi için yaptığı açıklamalarla çağrıda bulundu. TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan, kampanya hakkında bilgi vererek, dayanışma çağrısını yineledi.
'Devletlerin talepleri duyması gerekir'
Ayşe, tutsaklara ses olmanın her zaman önemli olduğunu belirterek, tutsakların sağlığının ve yaşamının salgın nedeniyle ciddi risk altında olduğu bu günlerde kampanyanın daha da elzem ve acil olduğunu ifade etti. TJA olarak uluslararası kadın örgütleri tarafından başlatılan kampanyanın organizasyonu ve yürütülmesinde de önemli rol oynadıklarını ve oynayacaklarını dile getiren Ayşe, "Muhalif, demokratik ve duyarlı olduğunu düşündüğümüz kurumlar, partiler ve kadın örgütleri ile uzun süredir iletişim içerisindeyiz. Özellikle politik siyasileri olan ve politik tutsakların sorun yaşadığı, sesini dışarıya ulaştıramadığı Filistin, Mısır, Pakistan, Türkiye gibi birçok ülkede tutsaklar için ne yapabileceğimiz konusunda önemli görüşmeler ve tartışmalar yürütüldü. Dünya kadınları ilk kez bir konuda ortak örgütlülük ve dayanışma içerisinde çözüm arayacak ve sesini duyuracak. Bu kampanyaya devletlerin de sahip çıkması ve talepleri duyması gerekir" diye belirtti.
'Yaşamları ciddi risk altında'
Tutsakların virüsün yayılmaya devam ettiği bu günlerde daha çok risk altında olduğunu ifade eden Ayşe, daha önce de kolera, AİDS, kuş gribi, domuz gribi, Sars I ve SARS II gibi epidemilerin ortaya çıktığına işaret etti. Böylesi bir süreçte kadın ve çocuk katillerinin, tecavüz, taciz ve istismar failleri ve topluma karşı suç işlemiş birçok kişinin serbest bırakıldığına dikkat çeken Ayşe, "Bu saydıklarımızın aksine toplum yararına mücadele eden, emekçi, ekolojist, siyasetçi, akademisyen, öğrenci ve hak savunucuları cezaevinde ölümle burun buruna bırakıldı. Mücadelemizin amacı da politik tutsaklar için cezalandırma sistemi olmadan ve cezaevisiz yaşamaktır. Herkesin de böyle düşündüğüne inandığımız için bu çağrımızı paylaşıp, yaşam ve sağlıkları ciddi risk altında olan muhalif-siyasi tutsakların serbest bırakılması için kampanyamıza katılmalarını bekliyoruz" sözlerine yer verdi.
'Kampanyayı milyonlara ulaştıralım'
Kampanya kapsamında 3 taleplerinin olduğuna kaydeden Ayşe, bu talepleri şu şekilde sıraladı: "Birincisi tutsaklar, özellikle kadın tutsaklar, aileleri ve destekçilerin arasında anlamlı temaslar kurmak, tutsakların durumunu ve düşüncelerini toplumda görünür, tutsakların sesini dışarıya ulaştırmak. İkincisi tüm ülkelerde tutsakları desteklemek ve hükümetlerin cezaevi politikalarına karşı dilekçe kampanyaları başlatmak ve üçüncüsü Birleşmiş Milletler, İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), Uluslararası Af Örgütü ve benzeri kuruluşlardan, tüm siyasi tutsakların derhal serbest bırakılması için söz konusu ülkeler üzerinden siyasi ve diplomatik baskı ve kamuoyu oluşturulmalarını talep ediyoruz."
Ayşe, kampanyayı karşılıklı ve adım adım, uzun vadede başarıya götürmek istediklerinin altını çizerek, "Kampanyayı tüm imzacı olan ülkelerin dillinde paylaştık. Bütün kurumlardan talebimiz de kendi kurumları adına imzacı olmalarıdır. On milyonlarca imza toplamalıyız ki, cezaevinde olan tüm tutsak kadınların ve tüm politik tutsakların sesi olabilelim. Öncelikle kadınlara da çağrımızdır ki, bu kampanyayı sahiplenin ve yayılmasını sağlayın. Bir an önce bu kampanyayı milyonlara ulaştırmalı ve tüm tutsakların sesi olmayı başarmalıyız" dedi.