3 çocuğun sorumluluğu Ruken’in omuzlarına yüklendi

  • 09:03 30 Mayıs 2020
  • Güncel
MARDİN - Anne ve babası tutuklanan Ruken’in omuzlarına 3 kardeşinin ve evin sorumluluğu yüklendi. "Üzerimde büyük bir sorumluluk var” diyen Ruken, her infaz düzenlemesinde umutlarının, beklentilerinin karşılanmadığını belirterek, “Sesimizi duymak istemiyorlar” dedi. 
 
Koronavirüsün etkisinin azaldığı iddia edilse de alınan önlemlerin yetersiz kalışı kamuoyu nezdinde hastalığın daha çok yaygınlaşmasına yol açacağına yönelik endişeleri arttırıyor. En korunmasız ve hijyen ortamından uzak olan yerleri ise cezaevleri oluşturuyor. Son olarak AKP ve MHP oylarıyla Meclis Genel Kurulu'ndan geçerek binlerce adli tutuklunun tahliye edilmesine yol açan 3'üncü Yargı Paketi de cezaevlerinde bulunan binlerce siyasi ve hasta tutsağı kapsam dışı bıraktı. Tutsak aileleri bu duruma ilişkin tepki göstermeye devam ediyor. 
 
Eşi Kamuran Susan Kayseri Bünyan Cezaevi’nde bulunan ve 4 yaşında bir çocuğunu dışarda bırakan Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nde olan hasta tutsak Güneş Susan'ın ailesi de tahliyesini talep etti.
 
8 buçuk aylık hamileyken tutuklanan ardından ise itiraz dilekçeleri sonucu doğum için tahliye edilen ve doğumundan 2 yıl sonra tekrar tutuklanarak cezaevine gönderilen Güneş Susan'ın 16 yaşındaki kızı Ruken Susan, anne ve babasının ardından evin tüm sorumluluğunu üstlenerek kardeşlerine bakmaya çalışıyor. Güneş'in ülser ve migren gibi kronik rahatsızlıkları bulunurken, Kamuran da epilepsi hastası ve arkadaşlarının bakımıyla ayakta durabiliyor. Kendisi çocuk yaştayken, biri 4 yaşında olmak üzere 3 kardeşine bakmak durumunda kalan Ruken, aynı zamanda onlarla birlikte yaşayan engelli amcasına da bakmak durumunda kaldı. 
 
'Kardeşimi sütten kestikten sonra yeniden aldılar onu'
 
Annesi ve babasının ilk tutuklandığı 2015 yılında13 yaşında bir çocuk olduğunu dile getiren Ruken, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "O zaman biz 3 kardeştik ve küçük kardeşimiz henüz doğmamıştı. 2 kardeşimle eve döndüğümde annemle babamın evde olmadığını gördük. İkisini de bir gün nezarette beklettikten sonra bıraktılar. Babamı, bir ay dışarda kaldıktan sonra tekrar aldılar ve 9 yıl ceza verdiler. Annemi ise yeniden aldıklarında 8 buçuk aylık hamileydi. Doğum yapmasına iki hafta kala tutuklandığı için o iki haftayı da cezaevinde geçirdi. Doğumuna az bir süre kala itiraz dilekçeleri verdik ve ancak bu şekilde doğum için bıraktılar. Israrcı olmasaydık çoğu kadına yaptıkları gibi cezaevinde doğum yapacaktı. Doğum yaptıktan sonra çocuğun sütten kesilmesini beklediler. Her gün gözetim ve takip altındaydık zaten. Sürekli evimizin önünden gidip gelerek gözlem altında tutmaya çalışıyorlardı. Annem, çocuğu 2 yıl boyunca emzirdi ve kardeşimi sütten kestikten hemen sonra gelip yeniden aldılar onu.”
 
'Sadece okul sorumluluğum vardı’ 
 
O güne kadar sadece okul sorumluluğu olan Ruken’in, 3 kardeşine ve engelli amcasına bakma sorumluluğu omuzlarına yüklendi. 4 yaşındaki bir çocuğun nasıl eğitileceğini, nasıl yetiştirileceğini bilmeyen Ruken, “Bu süreç herkes için zor olsa da en çok beni zorluyor" dedi. 
 
'Sesimizi duymak istemiyorlar’ 
 
Anne ve babasının hasta olmalarının kendisini daha derinden etkilediğini dile getiren Ruken, her infaz düzenlemesinde bir umut beklerken her defasında beklentilerinin gerçekleşmediğini söyledi. Kendi moralini ve kardeşlerinin moralini yüksek tutması gerektiğini kaydeden Ruken, yüksek bir moralle anne ve babasının görüşüne gidip onlara da moral olması gerektiğini ifade etti. Seslerini yükseltmeye çalıştıklarını ama kimsenin duymak istemediğini belirten Ruken şu şekilde konuştu: "Duysalar da bastırmaya çalıştılar her defasında. Annemin de babamın da çıkmasını istiyoruz. Babamın epilepsi hastalığının olduğunu bildikleri halde hastaneye götürülmüyor. Annemin mide yanması ve migren hastalığı var. O da tedavi edilmiyor. 3'üncü Yargı Paketi'nden faydalanarak çıkmalarını çok bekledik hala da bekliyoruz. Umarım bir gün çıkar da eve gelirler. Üzerimde büyük bir sorumluluk var. Hem 4 yaşındaki kardeşime bakıyorum hem aile bireylerine moral olmaya çalışıyorum hem okulu yönetmeye çalışıyorum hem de engelli amcama bakmaya çalışıyorum. Yanı sıra anne ve babamı görmeye çalışarak onlara moral vermeye çalışıyorum. Annem yanımızdayken neşe dolu günlerimiz vardı. Annem çok enerji dolu bir kadındı. Babam eskiden Mardin Cezaevi’ndeydi ve her hafta görmeye gidebiliyorduk ama şimdi Kayseri'ye sürgün edildi ve hiçbir şekilde yanına gidemiyoruz. Sadece telefonla sesini duyabiliyoruz. Her kriz geçirdiğinde arkadaşları ona bakıyor ve hafıza kaybı yaşıyor.”
 
‘İkisinin de bırakılmasını istiyoruz’ 
 
Güneş'in annesi Amine Bal ise, tutuklandığında İstanbul’da olduğunu ifade ederek şu sözleri kullandı: "Tutuklandıktan 2 ay sonra çocuklarının yanına geldim. Ben de hastayım. Kronik rahatsızlıklarım var, şeker hastasıyım. Ben de hasta halimle çocuklara bakamıyorum. İkisinin de bırakılmasını istiyoruz. Salgın devam ediyor ve cezaevleri için de tehlike oluşturuyor. İnfaz yasasında binlerce insan bırakıldı ama bizim çocuklarımız bırakılmadı.”
 
'Annem neden eve gelmiyor' diye soruyor
 
Kamuran'ın annesi Hasine Susan da, çocukların psikolojisinin bozulduğunu belirterek, “Küçüğü 4 yaşında ve sürekli annesinden bahsediyor. 'Annem neden eve gelmiyor?' diye sorup duruyor. Çocuklarının yanına gelmelerini istiyoruz" diye konuştu.