
Kaç kayıplar haftası geçti: Failler belli yargılayan yok!
- 09:01 25 Mayıs 2020
- Güncel
Şehriban Aslan
DİYARBAKIR - Yaklaşık 10 yıldır kaybettirilen eşi Vasif Öztürk’ün akıbetini soran Layiha Öztürk, kaç kayıplar haftasının adalet haykırışlarıyla geçtiğini, eşinin ve diğer kayıpların failinin belli olduğunu ancak devletin failleri bilerek yargılamadığına dikkat çekti.
1990 yıllarında katledilen 17 bin insanın akıbetine ilişkin yıllardır devlet tarafından herhangi bir adım atılmazken faili belli olmasına rağmen aksayan yargılamalarla beraber failler de serbest bırakıldı. Faillerden biri olan ve dört insanın katledilmesine bizzat katıldığını itiraf eden özel harekâtçı polis Ayhan Çarkın tutuklanıp, cezaevine götürülürken yaptıklarını şöyle itiraf ediyordu: “Adalet için herkes yardımcı olsun. Bütün dosyalar açılacak, bütün gerçekler ortaya çıkacak. Herkes müracaat etsin. Bütün herkesi yanıma bekliyorum.” Bu itirafa rağmen mahkeme Ayhan Çarkın’ın yargılamasında herhangi bir ‘somut delil’ olmadığını gerekçe göstererek serbest bırakmıştı.
Kayıp yakınları faili meçhul olan yakınlarının akıbetini sormak için yıllar önce bir araya gelerek “Kayıp Yakınları” eylemini başlattı. Başlatılan eylem yıllar içerisinde devlet tarafından her türlü engelle karşılaştı fakat aileler tüm engellere rağmen hiçbir şekilde geri adım atmadı.
Layiha Öztürk’te yıllardır mücadele veren yakınlardan…
Bu ailelerden biri olan Layiha Öztürk’te 10 yıla yakındır eşi Vasıf Öztürk’ün akıbetini öğrenmek için mücadele verenlerden. Layiha’nın eşi 1994 yılında seyyar komando birliğinin Kulp kırsal kesimlerinde yapmış olduğu operasyon sonucu kaybettirildi. Kulp ilçesine bağlı Uzunova (Cumar) köyünde bulunan Vasıf Öztürk, Cembeli Tuncer ve Efendi Şen gözaltına alınarak köyün okulunda bir gece tutulur. Sabah saatlerinde Cembeli Tuncer ve Efendi Şen serbest bırakılırken, görgü tanıklarının beyanlarına göre Vasıf Öztürk elleri ve gözleri bağlanarak askeri helikoptere bindirilerek köyden uzaklaştırılır.
‘Nereye gittiysek görmediklerini söylediler’
Jandarmaların köylerine gelerek 3 evi yaktıklarını ve sonrasında eşi Vasif ile teyzesinin oğlu Cembeli Tuncer ve yeğeni Efendi Şen'i gözaltına aldığını söyleyen Layiha, “Eşim helikopterle Kulp ilçe merkezine götürüldü ve kendisinden bir daha haber alamadık. Lice Jandarma karakolu başta olmak üzere gittiğimiz her yerde bize görmediklerini söylediler. 6 aya yakın bekledik cezaevindedir, başka yerdedir çıkıp gelir diye bekledik. 6 ayın sonunda Vasif’in annesi ve kucağımdaki bebek ile tekrar aramaya başladık. Yine aramadığımız yer kalmadı ama bulamadık” diye kaydediyor.
‘Sağ olduğumuz sürece davamızın peşini bırakmayacağız’
Layiha, Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı ve dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne (DGM) başvuru yapmalarına rağmen bir sonuç alamadıklarını ifade ediyor. İlk zamanlarda ‘Kayıp Yakınları’ eylemine Kulp’ta olmasından ve küçük çocukları olması nedeniyle katılamadığını belirten Layiha, ardından Diyarbakır merkeze taşındıklarını belirtiyor. 10 yıla yakındır eylemlere katıldığını ifade eden Layiha, “Eyleme gittiğimiz süre içerisinde birçok zorluk çektik. Birkaç yıl önce OHAL bahanesi ile açık alanda eylem yapmamıza izin verilmiyordu. Uzun bir süre içeride yapmak zorunda kaldık. Son bir yıl ise yine dışarıda yapmaya başladık. Yakınlarımız için bugüne kadar nasıl mücadele ettiysek bundan sonra da mücadelemize aynı şekilde devam edeceğiz. Yıllardır devlete yakınlarımızın akıbetini sorduk fakat bize herhangi bir dönüş yapılmadı. Nedeni ise devlet kendi yaptığı içinde bize herhangi bir somut adım ile gelmiyor. Bizler de buradan diyoruz ki sağ olduğumuz sürece davamızın, kayıplarımızın peşini bırakmayacağız. Biz olmasak bile bizden sonraki nesil bunu devam ettirecek” diyerek sözlerini noktalıyor.