‘İstismarı meşrulaştıranlar değil de Rosa ve TJA mı suçlu?

  • 09:02 23 Mayıs 2020
  • Güncel
İSTANBUL - Rosa Kadın Derneği ve TJA aktivistlerine yönelik operasyonun tüm kadınlara yapıldığını belirten kadın örgütleri, asıl suçluların istismarı, tecavüzü, şiddeti aklayanların olduğunu vurgulayarak,  “Kadınların sözünü engelleyemeyecekler” dedi.
 
Diyarbakır merkezli gerçekleştirilen siyasi operasyonlar sonucu aralarında Rosa Kadın Derneği kurucu üyeleri Narin Gezgör ve Ayla Akat Ata, dernek başkanı Adalet Kaya, dernek yöneticisi Fatma Gültekin, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri Gülcihan Şimşek, Nazile Tursun ve Zelal Bilgin, HDP MYK üyesi Özlem Gündüz, HDP Yenişehir İlçe Eşbaşkanı Remziye Sızıcı, Şirin Zeren, Sevim Coşkun’un bulunduğu çok sayıda kadın gözaltına alındı. Operasyonun ardından kadın örgütleri tepkilerini dile getirmeye devam ediyor. 
 
‘Hangi faaliyetleri suç unsuru’
 
Kadın Savunma Ağı’ndan Çağla Akdere, OHAL sürecinde kadın derneklerinin kapatılmasının ardından Rosa’nın açıldığını hatırlatarak, “Kız kardeşlerimize neden operasyon yapıldı? Hangi faaliyeti suç unsuru? ‘Gülistan Doku nerede?’ diye sorması mı Suç unsuru sayıldı. Gülistan Doku’yu bulmayan devlet değil de hesabını soran Rosa Derneği mi suçlu?  Pandemi sürecini fırsat bilerek istismar suçunu aklamaya çalışan AKP, televizyonlarda 15 yaş altı çocuklarla evliliği meşrulaştırmaya çalışanlar değil de ‘istismarı aklayamazsınız’ diyen Rosa Kadın Derneği mi suçlu? Erkek şiddetine karşı kadınları savunmasız bırakmaya çalışan, yine 6284 elimizden almaya çalışan devlet değil de erkek şiddetine karşı kadınları dayanışmaya çağılan Rosa Kadın Derneği mi suçlu?” diye sordu. 
 
“Operasyon da yapsalar, gözaltına da alsalar, derneklerimizi de kapatsalar ne Rosa Kadın Derneği’nin ne de diğer kadın hareketlerinin sözü engellenemeyecek” diyen Çağla, “Arkadaşlarımız serbest bırakılıncaya kadar kadın dayanışmasını sürdüreceğiz” diye ekledi. 
 
 ‘Tam kadınlara saldırı olarak görmek gerekir’ 
 
“Tek adam” rejiminin kadınlara dönük saldırıları arttıracağının önceden görüldüğünü ifade eden Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan, “Bu saldırıyı Rosa Kadın Derneği’ne yapılmış gibi görmemek, bunun tüm kadınlara yapılan bir saldırı olarak görmek gerek. Bir sürü şey bahane edilerek kadın dernekleri kapatıldı. Bugün yine aynısı yapılıyor. Hak arayan, talep eden, ses çıkaran örgütlenen bütün kadınlara yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı karşısında bütün kadınların güçlü durması gerekiyor. Rosa Kadın Derneği ve TJA’nın yanındayız. Kız kardeşlerimizin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi. 
 
‘Tesadüf olmadığını biliyoruz’
 
Uzun zamandır kadınlara dönük ciddi bir saldırılarının olduğunu söyleyen Mor Dayanışma Kadın Derneği Sözcüsü Cemile Baklacı, koronavirüs salgını öncesinde de OHAL süreci ve kayyımlarla birlikte birçok kadın projesinin bitirildiğini, kadın derneklerinin ve kadınlarla çalışan birçok sivil toplum kuruluşunun kapatıldığını hatırlattı. İktidarın salgını fırsata dönüştürerek infaz yasasında olduğu gibi kadına ve çocuğa yönelik şiddet faillerini serbest bırakmayı, bunun devamını getirmeyi istediğini kaydetti. 
 
Kadınlara yönelik bu saldırının da gözdağı vermeyi amaçladığını kaydeden Cemile şöyle devam etti: “Kadın mücadelesini ve kadın hareketini sindirme politikasıdır. Burada mücadele veren, karşı duran tüm kadın kurumlarına yönelik bir saldırı var. Bu şiddettir ve kabul etmiyoruz. Dayanışmayı büyüteceğiz.”
 
 ‘Öfkeliyiz ve endişeliyiz’ 
 
“Kadın derneğinin kapısı kırılarak içeri girip arama yapmak, üyeleri, çalışanları gözaltına almak akıl alır gibi değil. Öfkeliyiz ve endişeliyiz” sözleriyle tepkisini dile getiren Kırkyama Kadın Dayanışması’ndan Tülay Korkutan da şunları söyledi: “O dernekler kadına yönelik şiddette karşı çalışıyor. Kadın kazanımlarını dillendiriyor, kadınlar için güçlendirici yerler. Derneklerin kapatılması, aktivistlerin alınması demek, daha çok kadına yönelik erkek şiddeti demek. Biz kadınlar olarak bu saldırıyı kınıyoruz. Hukuksuz saldırıya son verilmesini istiyoruz. Erkek şiddetine ve devlet şiddetine ses çıkaran kadınlardan korkuyorlar. Bu operasyonun kendisi de bu anlama geliyor. Rosa ve TJA en son çocuk istismarıyla ilgili çok güzel bir eylem yaptılar. Çocuk istismarına karşı gelmek, 6284 uygulanmasını talep etmek operasyonu gözaltı mı gerektirir? Biz kadın kurumları olarak Rosa’nın ve TJA’dan kadın arkadaşlarımızın yanındayız.” 
 
‘Kadınların özgürlük mücadelesi devlet için bir tehlikedir’
 
Emekçi Kadınlar’dan Nurten Karahancı ise, saldırıların gerekçesi her ne olursa olsun tüm kadınlara yönelik olduğunu söyledi. Devletin kadınların yükselen özgürlük mücadelesini bir tehlike olarak gördüğünü vurgulayan Nurten, “Özellikle korona sürecinde devletin, kapitalist sistemin çöktüğünü iyi görüyoruz. Bunu bizim gördüğümüz gibi devlet de görüyor. O yüzden en ufak bir hak talebinde bulunanlara, özgürlük çağrısı yapanlara tahammülü yok. TJA’lı kadınların yanındayız. Mücadelenin yanındayız” şeklinde konuştu.